Danıştay Dördüncü Daire
Kooperatifin üyelerinden topladığı aidatları bankada değerlendirerek faiz elde etmesi, kooperatifin amacı dışında bir faaliyet olarak değerlendirilemez ve kooperatifin Kurumlar Vergisi Kanunu'nda yeralan muafiyet koşullarının ihlaline neden olmaz. İstemin Özeti: 1995 yılı Nisan ayında ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerinden gelir (stopaj) vergisi tahakkuk etmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmaları için Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 7. maddesinin 16. bendinde yeralan şartları taşımaları yanında, Kooperatifler Kanunu'nun 93. maddesi uyarınca üst birliğe de üye olmaları gerektiği, olayda ise ortaklarına konut temini amacıyla kurulan Kooperatifler Birliğinin mevduat faizlerinden elde ettiği gelirin kooperatifin asıl amacı dışında bir işlem olması ve üst birliğe üye olunmaması nedeniyle dava konuşu tahakkukta kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacı üst birliğe üye olmamanın muafiyeti ortadan kaldırmayacağım ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Uyuşmazlık, üst kuruluşa üye olmayan kooperatiflerin kurumlar vergisinden ;muaf olup, olmayacakları hususuna ilişkindir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 93. maddesinde, kooperatifler, kooperatif birlikleri, kooperatif merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği'nin 5422 sayılı Kurumlar' Vergisi Kanunu'nun 199 Sayılı Kanunla değişik 7. maddesinin 4 numaralı fıkrası hükümet tasarısında mevcut olmayıp, maddeye geçici komisyon tarafından eklenmiş ve tasarı bu haliyle kanunlaşmıştır. Anılan fıkranın gerekçesi ise 'Kooperatiflerin birleşmesi suretiyle kuracakları üst kuruluşların kooperatifçiliği memlekette daha da geliştireceğidir.' Tasarıya geçici komisyonda eklene bu fıkra ile kooperatiflerin üst birliğe üye olması için vergi muaflığının bir zorlama aracı olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Ancak belli şartlar dahilinde kooperatiflere tanınan kurumlar vergisi muafiyetinin amacı da kooperatifçiliği geliştirmektir, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 7. maddesinin 16 numaralı bendinde, 'sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, idare meclisi başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, ihtiyat akçelerinin ortaklara dağıtılmaması ve münhasıran ortaklar ile iş görülmesi' şartıyla kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu belirtilmiştir. Amacı, ortaklarına en ekonomik bir biçimde konut, işyeri veya bunların yapımına uygun arsa sağlamak olan yapı kooperatiflerinin yapışı ve çalışma şekli, kurumlar vergisi muafiyeti için öngörülen şartlara uyulduğu sürece beyan üzerine vergilendirilmesi gereken kurum kazancı elde edilmesine olanak vermemektedir. Buna rağmen, üst kuruluşa üye olmaması nedeniyle, muafiyetten yararlanması kabul edilmeyen kooperatifin, bir kısım şekle ilişkin ödevlere uymaması nedeniyle yaptırıma tabi tutulması düşünülebilirse de, beyan dışı kalmış gelirden söz edilemeyeceğinden, vergilendirilmesi mümkün olmayacaktır. Kanunda vergi yükümlüleri için öngörülen şekli ödevler, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu sağlama amacına yönelik olduğundan, mücerret üst kuruluşa üye olunmaması nedeniyle, kooperatifleri bu yükümlülüğe tabi tutmanın bir anlamı olmaz. Öte yandan, davacı kooperatifin amacı dışında bir faaliyet olarak değerlendirilemeyeceğinden, davanın reddi yolundaki Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir Açıklanan nedenlerle, Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi. AYRIŞIK OY: Davacı kooperatifin Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 7. maddesinde belirtilen muafiyetten yararlanabilmesi için; aynı maddenin 16. fıkrasında yeralan koşullarla birlikte 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 93. maddesinin 4. fıkrası gereğince üst kuruluşa üye olması da zorunludur. Açıklanan nedenlerle temyiz konuşu mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşü île çoğunluk kararma katılmıyoruz.