Danıştay Dördüncü Daire
İnceleme raporuyla öngörülen ve tarhiyat öncesi uzlaşılamayan vergi ve cezalar için, ihbarname tebliğ edilmeden de dava açılabilir. İstemin Özeti: 1991 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen raporda önerilen vergi ve cezalarla ilgili olarak tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılamaması üzerine düzenlenen tutanağa karşı dava açılmıştır. Vergi Mahkemesi'nin kararıyla, inceleme raporuyla belirlenen ve tarhiyat öncesi uzlaşmaya konu vergi ve cezanın henüz tarh ve tebliğ aşamasından geçmediği, bu durumda ortaya idari davaya konu kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı şirket, sözkonusu tutanakta vergi ve ceza miktarlarının belli olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: İnceleme raporuyla öngörülen ve tarhiyat öncesi uzlaşmaya konu edilmekle birlikte üzerinde uzlaşılamayan vergi ve cezalarla ilgili ihbarnameler tebliğ edilmeden, tarhiyat öncesi uzlaşmanın sağlanamadığına ilişkin tutanağın düzenlenmesi üzerine, sözkonusu vergi ve cezaların kaldırılması istemiyle açılan dava, bu vergi ve cezanın usulüne uygun bir şekilde ihbarname ile tebliğ edilmediği, dolayısıyla idari davaya konu edilemeyeceği gerekçesiyle reddedilmiştir. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 377. maddesinde mükelleflerin ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri, 378. maddesinde ise, vergi mahkemelerinde dava açılabilmesi için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi gerektiği kurala bağlanmıştır. Bir vergi incelemesi sonucu düzenlenen raporda; inceleme elemanı tarafından, tarhı gereken verginin matrahı ve miktarı ile kesilecek cezanın türü ve miktarının gösterildiği durumlarda; vergi dairelerinin, bu vergi ve cezaların yükümlülere duyurulmasını sağlayan vergi ve ceza ihbarnamelerini düzenlerken inceleme raporu doğrultusunda işlem yapmaları gerekeceğinden tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılamadığını saptayan tutanağın düzenlenmesiyle yukarıda değinilen kurallarda öngörüldüğü üzere vergi ve cezanın belirlendiğinin kabulü gerekir. Olayda, dava açılmasından sonra tebliğ edilen ihbarnamede belirtilen vergi ve cezalarla tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılamadığına ilişkin miktarın, inceleme raporunda öngörülen vergi ve ceza ile aynı tutarda olduğu açıktır. İdari işlemlerin tesis edildikleri tarihte hukuken varolan geçerli bir işlem niteliği kazandığı ve yazılı bildirimden amacın, ilgilileri işlemden haberdar etmek ve dava haklarını kullanmalarına olanak sağlamak olduğu dikkate alındığında, vergi salınmadan ve ceza kesilmeden durumdan haberdar olan, yani ihbarnamenin tebliği beklenmeksizin işlemin varlığını öğrenen davacının açtığı davanın incelenmesine bir engel bulunmamaktadır. Dolayısıyla; uzlaşmaya konu vergi ve cezanın henüz tarh ve tebliğ aşamalarından geçmediği gerekçesiyle 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14/3d ve 15/1b maddelerine dayanılarak davanın reddinde isabet görülmemiştir. Bu nedenle Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.