T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o NAKLİYE ARACININ SATILMASINDAN ELDE EDİLEN GELİR (Ticari Kazanç Niteliği ve Vergilendirilmesi)
o VERGİLENDİRİLME (Nakliyecilik ve Kepçe İşletmeciliği Yapan Tacirin Nakliye Aracını Satmasından Elde Ettiği Gelir)
o GELİR VERGİSİNE TABİ OLMA (Nakliyecilik ve Kepçe İşletmeciliği Yapan Tacirin Nakliye Aracını Satmasından Elde Ettiği Gelir)
o TİCARİ KAZANÇ NİTELİĞİ VE VERGİYE TABİ OLMASI (Nakliyecilik İşinde Kullanılan Nakliye Aracının Satılmasından Elde Edilen Gelir)
Özet : Ticari faaliyeti devam eden ticari işletmenin amortismana tabi ticari kıymetin elden çıkarılmasından elde ettiği kazanç ticari kazanç olup, nakliyecilik işi yapan tacirin nakliye aracının satışından elde ettiği gelir ticari kazanç gibi vergilendirilir.
İstemin Özeti: Nakliyecilik ve kepçe işletmeciliği işiyle uğraşırken nakliyecilik faaliyetinde kullandığı aracını satarak bu işini terkeden davacı adına aracın satış bedelini emsaline nazaran düşük gösterdiğinden bahisle takdir komisyonu kararına dayanılarak 1993 yılı için kaçakçılık cezalı gelir vergisi, geçici vergi salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Kayseri Vergi Mahkemesi, 6.2.1996 günlü, E: 1995/126, K: 1996/91 sayılı Kararıyla; yükümlünün nakliyecilik faaliyetinde kullandığı kamyonu 31.12.1993 tarihinde satarak aynı zamanda bu faaliyetini terk ettiği, işin bırakılmasından sonra elde edilen kazancın arızi kazanç olduğu gerekçesiyle cezalı tarhiyatı kaldırmıştır.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 26.2.1997 günlü, E: 1996/3404, K: 1997/674 sayılı Kararıyla; Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde ticari kazancın tanımlandığı, aynı Kanunun 80 inci maddesinin son fıkrasında ise faaliyetine devam eden ticari bir işletmenin kısmen veya tamamen satılmasından veya ticari işletmeye dahil amortismana tabi iktisadi kıymetlerle birinci fıkrada yazılı hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların ticari kazanç sayılacağı ve bunlara ticari kazanç hakkındaki hükümlerin uygulanacağının hükme bağlandığı, olayda davacının nakliyecilik faaliyetinde kullandığı aracını 31.12.1993 tarihinde satarak faaliyetine son verdiğinin ihtilafsız olduğu, ticari faaliyette kullanılan aracın işin bırakılmasından önce satılmasından elde edilen kazancın ticari kazanç olduğu, mahkemece arızi kazanç olara nitelendirilerek tarhiyatın terkini yolunda verilen kararda yasal isabet görülmediği gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur.
Bozmaya uymayan Kayseri Vergi Mahkemesi, 10.6.1997 günlü, E: 1997/208, K: 1997/328 sayılı Kararıyla ilk kararındaki hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak, Danıştay Dokuzuncu ve Onbirinci Dairelerinin nakliyecilikte kullanılan aracın satıldığı tarihte işin terk edilmesi halinde satıştan elde edilen hasılatın ticari kazanç değil, arızi kazanç olduğunu kabul eden kararları bulunduğunu belirterek ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edilmiş, yükümlünün ticari faaliyetine devam ederken aracını sattığı ve bu gelirin ticari kazanç olduğu ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi G.B.'nin Düşüncesi: Nakliyecilik ve kepçe işletmeciliği faaliyetinde bulunurken 31.12.1993 tarihinde nakliyecilikte kullandığı aracını satarak bu faaliyetini terk eden yükümlünün ticari faaliyeti halen devam ettiği ve araç satışından elde edilen gelirin ticari kazanç olduğu sonucuna varıldığından mahkemenin ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı N.Y.'nin Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Türk Milleti adına hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: Nakliyecilik ve kepçe işletmeciliğinden dolayı gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olan davacının nakliyecilikte kullandığı kamyonu 31.12.1993 tarihinde satarak 30 milyon liralık fatura düzenlemesine karşın, bu miktarı hasılat kaydetmemesi nedeniyle takdir komisyonu tarafından saptanan matrah üzerinden salınan kaçakçılık cezalı gelir ve geçici verginin kaldırılması yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararı, vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Gelir Vergisi Kanununun 37 inci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetten elde edilen kazancın ticari kazanç olduğu hükmüne yer verilmiş ve aynı kanunun mükerrer 80 inci maddesinin son fıkrasında da faaliyetine devam eden bir ticari işletmenin kısmen veya tamamen satılmasından veya ticari işletmeye dahil amortismana tabi iktisadi kıymetlerle birinci fıkrada yazılı hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların ticari kazanç sayılacağı ve bunlara ticari kazanç hakkındaki hükümlerin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Nakliyecilik ve kepçe işletmeciliği işini bir arada yürütürken 31.12.1993 tarihinde nakliye aracını satarak bu faaliyetine aynı tarih itibarıyla son veren yükümlünün kepçe işletmeciliği faaliyetinden dolayı ticari faaliyetinin devam ettiği açık olduğundan, ticari faaliyetin bir kısmına ait olan araç satışı dolayısıyla elde edilen kazancın ticari faaliyet kapsamında elde edildiğinin kabulü gerekir.
Ticari faaliyetin terkedildiği yaklaşımıyla verilen ısrar kararı açıklanan nedenlerle yasaya uygun görülmemiştir.
Bu nedenlerle vergi dairesi müdürlüğü temyiz isteminin kabulüne, Kayseri Vergi Mahkemesinin 10.6.1997 günlü, E: 1997/208, K: 1997/328 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA, 25.12.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.