Danıştay Dördüncü Daire
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu; Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılaplarım, Türk kültürünü, Türk Tarihini ve Türk dilini bilimsel yönden araştırmak tanıtmak ve yaymakla görevli olduğundan, Kurumlar Vergisi muafiyetinden yararlanır. Kuruma ait basımevi de ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olmadığından ve dışarıya iş yapılması mücerret anlamda kar elde etmeye yönelik basit bir ticari girişim olarak nitelendirilemeyeceğinden muafiyet devam eder. İstemin Özeti: Türk Tarih Kurumu'na bağlı basımevinin dışarıya yapmış olduğu işleri dolayısıyla kuruluş maksadı dışına çıktığı ve bundan dolayı işletmenin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmasının mümkün olmadığı ileri sürülerek 1992 yılı için re'sen kurumlar vergisi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 7. maddesinin 15. bendinde kurulduktan sonra Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan kuruma ve kuruluşların vergiden muaf olduklarının öngörüldüğü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Kanun'unda Kurumun görevlerinin, Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılaplarım, Türk Kültürünü, Türk Tarihini, Türk Dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak, yaymak ve yayımlar yapmak olarak ifade edildiği, dolayısıyla Kurumun bilimsel araştırma yaptığının kuşkusuz olduğu ve kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanacağı, zaten Türk Tarih Kurumu'nun 14556 no. lu Kararname ile kamuya yararlı dernek olduğunun kabul edildiği, Kuruma ait basımevinin ayrı tüzel kişiliğe sahip olmadığı, dışarıya iş yapılmasının mücerret anlamda kar elde etmeye yönelik, basit bir ticari girişim olarak nitelendirilemeyeceği, amaçların gerçekleştirilebilmesi için bu faaliyetlerin yapıldığı gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı idare, kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanılabilmesi için 5422 sayılı Kanun'un 7. maddesinde öngörülen şartların davacı kuruma ait basımevi işletmesinin faaliyetleri dolayısıyla ihlal edildiğini, dolayısıyla muafiyetten yararlanılamayacağını ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle, temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.