Danıştay Dördüncü Daire
Ortağı olduğu anonim şirketin, yıl içinde yapacağı sermaye artırımına mahsuben 'avans verilmesi' olayında, avansların yıl sonundan önce sermaye artırımı ile kapatıldığının saptandığı durumlarda, bu işlemlerin borç para verme değil 'sermaye artırım avansı verme işlemi' olduğuna hükmedilir ve örtülü kazanç dağıtım açısından vergilendirme yoluna gidilemez. İstemin Özeti: Davacı şirketin 1995 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu davacı holding bünyesinde yer alan bağlı ortaklığı (P) Anonim Şirketi'ne 'sermaye artırım avansı' adı altında örtülü kazanç dağıttığı ileri sürülerek adına re'sen kurumlar vergisi ve geçici vergi salınmış, fon hesaplanıp ağır kusur cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesinin kararıyla; günümüzde sermaye şirketlerinin holding bünyesinde toplanmasındaki amacın yönetim, sermaye ve denetim açısından birleşmek suretiyle hem finans ve yönetim yapılarım güçlendirmek, hem de bu suretle ticari hayata ve ticari organizasyonlara daha güçlü katılım sağlamak olduğu, olayda davacı şirketin 2.393.860.674 lira kar beyan etmiş olmasına karşın borç verilen (P) Anonim Şirketi'nin yatırım indiriminden dolayı (0) matrah ve vergi beyan ettiği, söz konuşu borç alma işleminden dolayı yasal faiz ödenmesi durumunda da yine (0) matrah ve vergi beyanı söz konuşu olmasına rağmen davacı şirketin karının bu faiz ödemeleri kadar artmış olacağı, bu durumda davacı şirketin bağlı ortaklığı şirkete vermiş olduğu paralardan dolayı örtülü kazanç dağıttığının kabulü zorunlu bulunduğundan yasal faize göre hesaplanan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatın yerinde olduğu, ancak olayın özelliği ve matrahın bulunuş biçimi gözönüne alındığında kusur cezası kesilmesi gerektiği, ikmalen ve re'sen yapılan tarhiyatlar için geçici vergi salınamayacağı ve fon hesaplanamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen reddine karar verilmiştir. Davacı, gerçek kişi ortakların Holding aracılığı ile (P) Anonim Şirketi'ne sermaye artırım avansı ödemeleri yaptığım, verilen avansların hem Holding de hem de bağlı şirketlerde sermayeye dönüştürüldüğünü, herhangi bir faiz ödemesi ve finansman gideri olmadığım, inceleme elemanım yanıltan hususun {P) Anonim Şirketi ve Holding de yapılan muhasebe kayıtları olduğunu, sermaye taahhüt avanslarına faiz ödenmesi Türk Ticaret Kanunu'nun 471. maddesine göre genel kurulun açık ve olumlu karan bulunmasına bağlı olduğunu, olayda örtülü kazanç dağıtımı söz konuşu olmadığım, vergi dairesi müdürlüğü ise, inceleme raporun göre yapılan tarhiyatın yerinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedirler. Karar: Uyuşmazlık, davacı holding bünyesinde yer alan bağlı ortaklığı (P) Anonim Şirketi'ne 'sermaye artırım avansı' adı altında verilen ve faiz tahakkuk ettirilmeyen paraların örtülü kazanç dağıtımı olup olmadığı hususuna ilişkin bulunmaktadır. 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17. maddesinin 1. bendinde; şirket kendi ortakları, ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel kişiler, idaresi, murakabesi veya sermayesi bakımlarından vasıtalıvasıtasız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kişiler ile olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük fiyat veya bedeller üzerinden yahut bedelsiz olarak alım, satım,m imalat, inşaat muamelelerinde ve hizmet ilişkilerinde bulunursa, bu yolla sağlanan menfaat örtülü kazanç dağıtımı olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun'un 15. maddesinde, örtülü kazanç olarak dağıtıldığı kabul edilen tutarın kurum kazancının tespitinde indirilmesinin mümkün olmadığı kuralına yer verilmiştir. Tarhiyata dayanak alınan inceleme raporunda, aynı holding bünyesinde yer alan davacı holdingin en büyük hissedarı durumunda bulunduğu bağlı ortaklığı (P) Anonim Şirketi'ne 1995 yılı içinde aralıklı olmak üzere toplam 29.500.000.000 lira sermaye artırım avansı adı altında para verdiği ve 'Bağlı Ortaklıklardan Alacaklar' hesabında izlediği bu hesabın alacaklı ve borçlu tutarları üzerinden davacı şirketin herhangi bir faiz ve komisyon hesaplamadığı, (P) Anonim Şirketi ise, 08.12.1995 tarihli genel kurul kararıyla verilen sermaye artırımı nedeniyle davacı şirketin hissesi oranında taahhütte bulunduğu ve taahhüdünün tamamım 25.12.1995 tarihinde (P) Anonim Şirketi'ne nakden ödediği, dolayısıyla davacı şirket tarafından (P) Anonim Şirketi'ne yıl içinde verilen yüksek tutarlardaki paraların sermaye artırımı değil borç olduğu, zira 'Bağlı Ortaklıklardan Alacaklar' hesabı aldı altında verilen paraların (P) Anonim Şirketi tarafından 25.12.1995 ve 29.12.1995 tarihlerinde davacı şirkete nakden geri ödendiği, (P) Anonim Şirketi'nin faaliyeti itibariyle nakit ihtiyacının yüksek olduğu ve ortakların da aynı olması nedeniyle davacı şirketin örtülü kazanç dağıtımı yaptığı kabul edilerek paraların geri ödeme tarihlerine göre Merkez Bankasının ihtilaflı yılda kısa vadeli borçlara uyguladığı faiz oranı dikkate alınarak matrah farkı saptanmıştır. Davacı Anonim Şirketin sermayesinin %100'ünün tacirler ailesine ait olduğu, sermaye artırım avansı olarak paraların verilmesi ve alınması işlemlerinin davacı şirket ve (P) Anonim Şirketi yönetim kurullarında karara bağlandığı, bağlı şirketlerin sermaye ihtiyaçlarının karşılanması için 4 ortak tarafından davacı şirkete verilen paraların ortaklar cari hesabında izlendiği, davacı holdingin grup içi şirketlerde fon ve nakit akışının takibi için tüm nakit işlemlerinin kasa hesabından geçirilerek (P) Anonim Şirketi'nin yıl içinde yapacağı sermaye artırımında kullanılmak üzere avans verdiği, bu avansların 31.12.1995 tarihinden önce sermaye artırımı ile kapatıldığı, dolayısıyla yapılan bu işlemlerin borç para verme değil sermaye artırım avansı verme işlemi olduğu anlaşılmaktadır. inceleme elemanı, şirketin hesaplarının işleyişinden Holdingin (P) Anonim Şirketi'ne sermaye artırımı için taahhüdüne düşen kısmı yeniden ödemiş ve aynı gün içinde daha önce yıl içinde verdiği avansları geri almış gibi yapılan kayıtlar nedeniyle verilen paranın borç verme işlemi olduğunu gösterdiğin) ileri sürmekte ise de, kayıtların bu şekilde yapılmasının verilen paranın yönetim kurulu kararlarında belirtilen ve muhasebe kayıtlarında açıkça gösterilen 'Bağlı Ortaklıklardan Alacaklar' hesabinin verilen sermaye avansları olması gerçeğini değiştirmemektedir. Bu durumda, olayın örtülü kazanç dağıtımı olarak nitelendirilerek yapılan tarhiyata yönelik davada, mahkemece hiçbir gerekçe gösterilmeden ilgili yılda davacı şirketin 2.393.860.674 lira kar beyan etmesine karşın (P) Anonim Şirketi'nin yatırım indiriminden dolayı (0) matrah beyan ettiği, borç alma işleminden dolayı yasal faiz ödemesi durumunda da yine (0) matrah beyanı söz konuşu olmasına rağmen davacı şirketin karının bu faiz ödemeleri kadar artmış olacağından örtülü kazanç dağıttığının kabulünün zorunlu olduğu gerekçesiyle tarhiyatın onanmasında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, yükümlü temyiz isteminin kabulüyle Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, vergi dairesi müdürlüğü temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.