Dairesi
Bir kimsenin satmak üzere kendi nam ve hesabına yaptığı özel inşaattan dolayı alıcıdan tahsil ettiği bedel, istihkak bedeli değil, ancak satış bedeli olarak isimlendirilir ve 42. madde kapsamında düşünülemez.
Karar No
1998/3765
Esas No
1997/5970
Karar Tarihi
20-10-1998

Danıştay Dördüncü Daire

Bir kimsenin satmak üzere kendi nam ve hesabına yaptığı özel inşaattan dolayı alıcıdan tahsil ettiği bedel, istihkak bedeli değil, ancak satış bedeli olarak isimlendirilir ve 42. madde kapsamında düşünülemez. İstemin Özeti: Özel inşaat yapım ve satımıyla uğraşan davacının 1995 yılı gelir vergisi beyannamesini matrahsız vermesi üzerine hayat standardı esasına göre getir vergisi salınmış, kusur cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; yıllara.sari inşaat işinde işin resmi ya da özel taahhüt işi sayılması sadece işin bitim yılını saptamak yönünden önem taşıdığından özel inşaat işiyle uğraşanlar için de hayat standardı esasına ilişkin göstergelerin işin sürdüğü yıllar itibariyle topluca uygulanması gerektiği gerekçesiyle vergi ve cezanın kaldırılmasına karar verilmiştir. Vergi Dairesi/Müdürlüğü, davacı adına hayat standardı esasına göre yapılan tarhiyatın yerinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Uyuşmazlık, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 'Birden Fazla Takvim Yılına Sirayet Eden İnşaat ve Onarma İsteri' başlıklı 42. maddesinde, kendi nam ve hesabına inşaat ve onarma işi yapanlara da uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesine ilişkindir. '193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 42. maddesi birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde kazancın tespit esaslarını özel şekilde düzenlemiş/diğer faaliyetlerin aksine kazancın yıllık olarak değil işin sonunda tespit edileceği belirtilmiştir. Aynı Yasa'nın 43'. maddesinde müşterek genel, giderlerin ve amortismanların çeşitli işler nedeniyle dağıtılması konuşu düzenlenirken, tahsil olunan 'istihkak bedellerinin' bir ölçü olarak kullanıldığı görülmektedir. Kanun'un 94. maddesinde ve 42. madde kapsamına giren işler dolayısıyla bu işleri yapanlara ödenen 'istihkak bedelleri'nden söz edilmektedir. Bu düzenlemeler, 42. maddede öngörülen rejimin uygulanmasında inşaat ve onarım işinin başkası hesabına, bir taahhüt uyarınca yapılması gereğini ortaya koymaktadır. Zira istihkak bedeli ödemesi, bir taahhüde bağlı olarak yapılan inşaat ve onarım işlerinde söz konusu olabilir. Bir kimsenin satmak üzere kendi nam ve hesabına yaptığı özel inşaattan dolayı atıcıdan s tahsil ettiği bedel istihkak bedeli değil, ancak satış bedeli olarak isimlendirilir ve 42. madde kapsamında düşünülemez. Satışın arsa payı üzerinden yapılıp inşaatın alıcı ile akdedilen inşaat sözleşmesine göre tasarlanması da bu sonucu değiştirmez. Özel inşaatlar hangi şartlarla yürütülürse yürütülsün, fiilen yapılan iş inşa edilen dairelerin satışından ibarettir. Bu tür inşaatların herhangi bir kıymet imal ve satışından farkı bulunmadığından, kazanç tespitinin yıllık olarak ve maliyetle satış bedeli karşılaştırılmak suretiyle yapılması gerekir, inşaatın bağımsız bölümleri, muhtelif yıllarda satıldığında, satılan kısımla ilgili kazancın, satışın yapıldığı yılda tespiti ve beyanı gerekecektir. Bu durumda, kendi adına inşaat yapıp satan davacının, yıllara sirayet eden inşaat ve onarım işi yaptığı kabul edilemeyeceğinden, adına 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 2772 Sayılı Kanun'un 15. maddesiyle eklenen mükerrer116. maddenin 6. fıkrası hükmünün uygulanmasına olanak bulunmadığından hayat standardı esasına göre belirlenen matrah üzerinden yapılan tarhiyatı kaldıran mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Bu nedenle, Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı