CEZA HÜKÜMLERİ İŞTİRAK
Danıştay Onbirinci Daire
Sahte fatura maddi karşılık söz konuşu olmaksızın düzenlenemeyeceğine göre bu maddi karşılığın niteliğinin bilinmesi gerekir. Faturayı düzenleyenin suca doğrudan katıldığının ve haksız vergi iadesinden pay aldığının tespiti halinde, bu fiilin 213 Sayılı Kanunun 338. maddesi kapsamında 'kaçakçılığa iştirak' olacağı, bu unsurların bulunmadığı ya da sabit görülmediği durumlarda ise faturanın komisyon karşılığı düzenlendiğinin ve bu fiilin de 'kaçakçılığa yardım' suçunu oluşturduğunun kabulü gerekir. Olayda, 31.10.1990 tarihinde işini terk eden davacıya ait faturanın .... tarafından komisyon karşılığında düzenlendiğinin tespit edildiği ileri sürülerek 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 338. maddesi uyarınca davacı adına kaçakçılık cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; olayda, davacının faturasının kullanılmasıyla ilgili olarak ifadesine başvurulmadığı gibi bu faturaların ... tarafından ne şekilde temin edildiğine dair herhangi bir tespitin de bulunmadığı ayrıca davacı faaliyetin 31.10.1990 tarihinde terk ettiğini davalı idareye bildirdiği halde kullanılmayan belgelerin iptali için davacıdan istenildiğine ilişkin bilgi ve belge de ibraz edilmediğinden davacı adına kesilen kaçakçılık cezasında isabet görülmediği gerekçesiyle terkin edilmiştir. Vergi dairesi müdürlüğü tarafından inceleme raporundaki veriler esas alınarak kesilen cezanın yasal olduğu ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir. Karar: 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 338. maddesinde, ayrı ayrı maddi menfaat gözetmek şartıyla birden fazla kişi kaçakçılı,'; yaptıkları veya kaçakçılığa teşebbüs sayılan fiilleri irtikap ettikleri veya doğrudan doğruya beraber işlemiş oldukları takdirde her biri hakkında iştirak ettikleri suçlar için bu Kanunda yazılı cezaların uygulanacağı belirtilmiş olup, aynı Kanunun 344. maddesinde kaçakçılık, mükellef veya sorumlu tarafından maddede sayılan hallerden birisiyle vergi ziyanına sebebiyet verilmesi şeklinde tanımlanmış maddenin 2. bendinde de sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı vesikaları tanzim etmek veya bunları bilerek kullanmanın vergi kaçakçılığı olacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır. Yasanın 'Yardım' başlıklı 347. maddesinde ise, kaçakçılık olduğunu bildiği bir fiilin işlenip tamamlanmasını fiili ile kolaylaştıranlara, bundan bir menfaat gözetmedikleri takdirde bu fiiller için kanunda belli edilen cezaların dörtte birinin kesileceği veya hükmedileceği aynı yardımı 344. maddenin 16. bentlerinde yazılı fiillerin işlenip tamamlanması için yapanlara bu fiiller için tayin olunan cezanın yansının hükmolunacağı kuralına yer verilmiştir. Sahte fatura maddi karşılık söz konuşu olmaksızın düzenlenemeyeceğine göre bu maddi karşılığın niteliğinin bilinmesi gerekir. Faturayı düzenleyenin suca doğrudan katıldığının ve haksız vergi iadesinden pay aldığının tespiti halinde, bu fiilin 213 Sayılı Kanunun 338. maddesi kapsamında 'kaçakçılığa iştirak' olacağı, bu unsurların bulunmadığı ya da sabit görülmediği durumlarda ise faturanın komisyon karşılığı düzenlendiğinin ve bu fiilin de 'kaçakçılığa yardım' suçunu oluşturduğunun kabulü gerekir. Olayda, 31.10.1990 tarihinde işini terk eden davacıya ait faturanın .... tarafından 1992 yılında komisyon karşılığında düzenlendiğinin tespit edildiği ileri sürülerek Vergi Usul Kanunu'nun 338. maddesi uyarınca kaçakçılık cezası kesilmiş bulunmaktadır. Buna göre, bir başkası tarafından düzenlenen davacıya ait faturanın katma değer vergisi indirimi ve iadesinde kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise davacının bundan ne tür menfaat elde ettiği saptanmadan, komisyon geliri elde ettiği kabul edilen davacı adına kesilen cezada isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, Vergi Mahkemesinin kararma yönelik temyiz isteminin reddine oybirliği ile karar verildi: