Dairesi
Adına yapılan cezalı tarhiyat için uzlaşma isteyen davacının bu istemini içeren dilekçede yalnızca cezanın türü ve miktarının yazılması nedeniyle başvurunun vergi aslım kapsamadığı sonucu çıkarılamayacağından ek sürede açtığı davanın esasinin incelenmesi gerekir.
Karar No
1998/321
Esas No
1997/154
Karar Tarihi
06-11-1998

VERGİ ZIYAI, USULSÜZLÜK VE ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARINDA İNDİRME

Danıştay Vergi Dava Daireleri

Adına yapılan cezalı tarhiyat için uzlaşma isteyen davacının bu istemini içeren dilekçede yalnızca cezanın türü ve miktarının yazılması nedeniyle başvurunun vergi aslım kapsamadığı sonucu çıkarılamayacağından ek sürede açtığı davanın esasinin incelenmesi gerekir. istemin Özeti: Nakliyecilik faaliyetinde kullandığı aracın satış hasılatım noksan beyan ettiği görüşüyle takdir komisyonu kararma dayanılarak yükümlü adına Mayıs 1992 dönemi için kusur cezalı katma değer vergisi salınmıştır. Davayı inceleyen Vergi Mahkemesi, vergi ceza ihbarnamesinin 14.02.1995 tarihinde davacıya tebliğ edilmesi üzerine, sadece kusur cezası için uzlaşmaya başvurulduğu, 18.04.1995 tarihinde yapılan uzlaşma toplantısında uzlaşmanın sağlanamadığı, 19.04.1995 tarihinde vergi mahkemesine gönderilmek üzere Asliye Hukuk Mahkemesine verilen dilekçeyle hem vergi islinin hem de kusur cezasının kaldırılmasının istendiği, vergi aslı için uzlaşma talebinde bulunulmadığı ve dava açma süresinin geçirildiğinden vergi aslının kesinleştiği, satılan aracın değeri düşük beyan edilerek vergi ziyaına neden olunduğundan kesilen cezada yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Yükümlünün temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi; yükümlünün 08.03.1995 tarihli uzlaşma dilekçesinde, tebliğ edilen ihbarnamenin tarih ve sayışım yazarak tebliğ edilen vergi ve ceza için uzlaşma istediği, böylece, iradesini hem vergi aslı hem de kusur cezasında uzlaşma yolunda kullandığının anlaşıldığı uzlaşma sağlanamaması üzerine 15 günlük sürede (24.04.1995 tarihinde) kusur cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davada, vergi aslına ilişkin kısmın da esastan incelenmesi gerektiği, diğer yandan, 213 Sayılı Yasa'nın 168. maddesinin 1 fıkrasının 1. bendinde, işi bırakma bildiriminin işi terk tarihinden başlayarak bir ay içinde yapılmasının öngörüldüğü, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 82. maddesinin 2. ve 5. bentleri uyarınca, faaliyeti sona eren işletmede kullanılan vasıtanın satılması nedeniyle işin bırakılmasından sonra elde edilecek kazançların arızi kazanç olduğu yasanın bu hükmü karşısında elde edilen kazanç arızi kazanç mahiyetinde olup 29.05.1992 tarihinde noter satış sözleşmesi ile satılarak aynı tarihte faaliyetine son verdiği anlaşılan davacı adına salınan cezalı katma değer vergisine karşı açılan davanın reddi yolundaki kararın yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur. Bozma kararma uymayan Vergi Mahkemesi, kararıyla ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe ile katma değer vergisi yönünden süre aşımı, kusur cezası yönünden davanın reddi yolundaki kararında direnmiştir. Direnme karan yükümlü tarafından temyiz edilmiş, uzlaşma dilekçesinin vergiyi de içerdiği, dilekçenin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu yüzden davanın vergi aslına ilişkin kısminin reddinde hukuka uygunluk bulunmadığı, taşıtı 1992 yılında satıp faaliyetine son verdiği tarhiyatın dayanıksız kaldığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir. Karar: Nakliyecilik faaliyetinde kullandığı kamyonun satış bedel.ini düşük beyan ettiğinden bahisle yükümlü adına salınan kusur cezalı katma değer vergisine karşı açılan davayı katma değer vergisi yönünden süre aşımı, kusur cezası yönünden ise olayda vergi ziyaı bulunduğu gerekçesiyle reddeden vergi mahkemesi ısrar kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiştir. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 'Uzlaşma' başlıklı bölümünde yer alan Ek 7. maddesinin birinci fıkrasında, müddeti içinde uzlaşma talebinde bulunan mükellef veya ceza muhatabının uzlaşma talep ettiği vergi veya ceza için ancak, uzlaşma vaki olmadığı takdirde dava açabileceği dördüncü fıkrasında da uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın kendisine tebliğinden itibaren genel hükümler dairesinde ve yetkili vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği bu takdirde dava açma müddeti bitmiş veya 15 gün olarak uzayacağı kurala bağlanmıştır. Yükümlüye 14.02.1995 gününde tebliğ edilen 08.02.1995 gün 7/123 Sayılı ihbarnamede yer alan vergi ve cezaya karşı 08.03.1995 günlü dilekçe ile uzlaşma istendiği anlaşılmaktadır. Dilekçenin uzlaşma isteminin hukuki dayanakları bölümünde tebliğ edilen ihbarnamede yazılı vergi ve ceza için uzlaşma istendiği yazılı olmasına karşın isteme konu yapılan vergi miktarı yazılmaksızın sadece ceza miktarının belirtilmesinden, başvurunun vergi aslım kapsamadığı sonucu çıkarılamaz. Dilekçesi tümüyle değerlendirildiğinde, adına salınan katma değer vergisi ve kusur cezasına karşı uzlaşma istediği anlaşılan davacının ek sürede açtığı davanın esası incelenerek sonuçlandırılması gerekirken, yazılı gerekçeyle verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamıştır. Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesinin, kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına oybirliği ile karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı