Dairesi
Tahakkuk eden, ancak tahsil edilmeyen kar payının menkul sermaye iradı olarak beyanına gerek yoktur.
Karar No
1998/2824
Esas No
1998/15
Karar Tarihi
26-06-1998

Danıştay Dördüncü Daire

Tahakkuk eden, ancak tahsil edilmeyen kar payının menkul sermaye iradı olarak beyanına gerek yoktur. istemin Özeti: Davacı adına 1995 yılı için tahakkuk eden kar.payından dolayı elde ettiği menkul sermaye iradım beyan etmediği ileri sürülerek, inceleme raporuyla belirlenen matrah üzerinden re’sen gelir vergisi salınmış, fon hesaplanmış ve ağır kusur cezası kesilmiştir, Vergi Mahkemesi kararıyla; dosyanın incelenmesinden; davacının ortağı bulunduğu şirketin 25.04.1995 tarihli genel kurul kararı ile satışı yapılan gayrimenkul de dahil olmak üzere 1994 yılı kazancının ortaklara dağıtılmasına karar verdiği, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 23. maddesinin yürürlüğe girmesinden sonra 25.07.1995 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı İle gayrimenkul satışından elde edilen kazancın sermayeye eklenmesine ve kar dağıtımına ilişkin kararın iptaline karar verildiğinin anlaşıldığı ancak 25,04.1994 tarih(genel kurul kararı ile davacı adına kar payına ilişkin tahakkuk yapıldığından ve davacının bu kar payını menkul sermaye iradı olarak beyan etmediği inceleme raporuyla tespit edildiğinden tarhiyatın yerinde olduğu, ağır kusur cezasının, matrah farkı davacının ortağı bulunduğu şirketin düzeltme talebinde bulunması nedeniyle ortaya çıktığından kusur cezasına çevrilmesi, fonların ise davacının beyanı üzerine tahakkuk eden gelir vergisi üzerinden hesaplanmaması nedeniyle kaldırılması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen reddine karar vermiştir. Davacı, yapılan tarhiyatın yasaya aykırı olduğu, vergi dairesi müdürlüğü ise, ağır kusur cezası ve fon uygulamasının yerinde bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasın ı istemektedirler. Karar; Vergi Dairesi müdürlüğü tarafından ağır kusur cezası ve ağır kusur cezalı fon payına yönelik ileri sürülen temyiz nedenleri kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasıni gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Uyuşmazlık, % 99,76 hisseli ortağı olduğu şirketin 1994 yıl) kazanandan, davacı adına tahakkuk eden kar payının menkul sermaye iradı olarak beyan edilmediği öne sürülerek re’sen salınan gelir vergisi, hesaplanan fon ve kesilen ağır kusur cezasına ilişkindir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinde menkul sermaye iradı ’sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil, edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iradıdır,’ şeklinde tanımlanmış ve menkul sermaye iradı sayılan ödemeler bentler halinde sayılmıştır. Bu madde hükmüne göre kar paylarının menkul sermaye iradı olarak beyan edilmesi gerekmektedir. . Menkul sermaye iratlarının beyanı, iradı sağlayanlar tarafından iradın hak sahibine ödenmesine bağlıdır. Elde etme, hukuki ve ekonomik tasarruf imkanının doğduğu anda gerçekleşir. Hukuki tasarruf, gelir sahibinin talepte bulunma hakkına, ekonomik tasarruf ise gelirin şahitlinin emrine amade kılınmasın) ifade etmektedir. Anonim şirketlerde kar paylarının dağıtımının gerçekleşmesi yani menkul sermaye iradinin elde edilmiş sayılabilmesi için genel kurulca veya genel kurulun verdiği yetkiye dayanılarak yönetim kurulunca karar alınması ve fiilen dağıtıma başlanması gerekmektedir.Olayda, davacının ortağı bulunduğu anonim şirketin, 1994 yılında satışı yapılan gayrimenkul kazancım da dahil ederek 1995 yılı kurumlar vergisi beyannamesini verdiği ve tahakkuk eden vergiyi ödediği, 25.04.1995 tarihli genel kurul kararı ile kar dağıtımına karar verildiği, dağıtım tarihi konusunda yönetim kurulunun yetkili kılındığı, bunun üzerine sehven muhasebe servisi tarafından kar paylarının ortakların hesabına kaydedildiği, ancak 02.06.1995 tarihinde yürürlüğe giren 5422sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 23. maddesinin gayrimenkul kazançlarının kurum sermayesine ilavesi halinde, kurumlar vergisinden istisna olacağı hükmü uyarınca, 25.07.1995 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı ile gayrimenkul kazancının sermayeye eklenmesine ve kar dağıtımına ilişkin kararın iptaline karar verildiği ve kar dağıtımına ilişkin muhasebe kayıtlarının da iptal edildiği anlaşıldığından, şirketin yetkili organınca kar dağıtımına ilişkin hukuki prosedür tamamlanmamış ve fiilen dağıtılan bir kar payı sözkonusu olmamıştır, Bu durumda davacının menkul sermaye iradı elde ettiğinden söz edilemeyeceğinden aksi yönde verilen mahkeme.kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin kabulüyle, Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına vergi dairesi müdürlüğünün temyiz isteminin ise reddine oybirliğiyle karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı