UZLAŞMA VE VERGİ MAHKEMELERİNCE DAVA AÇMA
Danıştay Dördüncü Daire
İnceleme raporu ile tespit edilen matrah üzerinden yapılan tarhiyat için ulaşıldıktan sonra aynı dönem için ortaya çıkan bilgilere göre ikinci kez tarhiyat yapılamaz. İstemin Özeti: Ortağı bulunduğu adi ortaklığın 1989 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu tespit edilen ve hissesi oranında davacı adına salınan gelir vergisi ve kaçakçılık cezası üzerinde uzlaşıldıktan sonra, kaybolduğunu bildirdiği fatura cildinden iki adedinin kullanıldığının tespiti üzerine takdir komisyonu tarafından takdir edilen matrah üzerinden re'sen gelir vergisi salınmış ve kaçakçılık cezası kesilmiştir. Danıştayca verilen bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesi kararıyla; Vergi Usul Kanunu'nun 205 sayılı Kanunla eklenen 'uzlaşma' bölümünün ek 6. maddesinde uzlaşma komisyonu muamelelerinin ve uzlaşma tutanakların in kesinliğinden, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezanın vergi dairelerince derhal tahsili ve yükümlünün üzerinde uzlaşılan ve tutanakla tespit olunun hususlar hakkında dava açmaması ve hiçbir mercii ve şikayette bulunmamasının anlaşılması gerektiği, bu maddeye dayanılarak ve uzlaşma müessesesinin kesinliğinden söz edilerek vergi dairesi tarafından yeni matrah tespitiyle tarhiyatın ikmal edilemeyeceğinden söz edilemeyeceği ancak davacı adına düzenlenen 25.02.1993 günlü rapora göre bazı kereste satışları için fatura düzenlenmeyerek satış hasılatının kayıt dışı bırakılması nedeniyle re'sen yapılan tarhiyat üzerinde uzlaşmaya varıldığı, daha sonra iki adet fatura ile yapılmış kereste satışlarının olduğunun ortaya çıkması matrahın yeniden re'sen takdirim gerektirmediği, inceleme raporuyla tespit edilen ve vergisi uzlaşma ile ödenen matrahın içinde iki adet fatura ile satılan kereste hasılatının da bulunduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı idare, yapılan tarhiyatta kanuna aykırılık bulunmadığım ileri sürerek kararın bozulmasın) istemektedir. ' Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun ek 7. maddesinde, müddeti içinde uzlaşma talebinde bulunan mükellef veya ceza muhatabı uzlaşma talep ettiği vergi veya ceza için ancak uzlaşma vaki olmadığı takdirde dava açma yoluna gidebileceği, uzlaşmanın vaki olması halinde mükellefin, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezaya (bunlardan birisi üzerinde uzlaşılmış olsa dahi her ikisine) karşı dava açamayacağı belirtilmiştir. Bu maddeyle getirilen 'uzlaşma' vergilemeden dolayı yükümlü ile vergi idaresi arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların, barışçı yollarla taraflar arasında uzlaşma sağlanarak çözümlenmesini ifade etmektedir. Kanun'un gerekçesinde 'uzlaşma'dan amacın, vergi uyuşmazlıklarının süratle halli ve böylece mükelleflerin tereddütlerinin bir an önce giderilmesi suretiyle onların huzura kavuşmalarının sağlanması mükellefle idare arasında vergi yönünden ortaya çıkan ihtilafların yine kendi aralarında görüşülerek çözüme bağlanması olduğu belirtilmiştir. Kanun'un amacı göz önünde tutulduğunda, vergi incelemesiyle tespit edilen matrah üzerinden tahakkuk ettirilen vergi ve buna ilişkin olarak kesilen ceza üzerinde yapılan uzlaşmanın sözkonusu matrahla ilgili anlaşmazlığı tümüyle kesin olarak ortadan kaldıracağı kabul edilmelidir. Uzlaşma ile yükümlünün salınan vergi ve kesilen ceza hakkında uyuşmazlık yaratamayacağı kabul edildiğine ve bu konuda açık kanun hükmü nedeniyle herhangi bir tereddüt bulunmadığına göre, bu uzlaşmada taraf olan idarenin dönem vergisi üzerinde uzlaşıldıktan sonra aynı dönem hakkında inceleme yaparak matrah belirlemesi uzlaşma ile sağlanmak istenen amaca aykırı düşer. Buna göre, davacı hakkında 1989 yılı için yapılan inceleme sonucu düzenlenen 25.02.1993 tarih ve 3993/9 sayılı ve kesilen kaçakçılık cezası üzerinde uzlaşma sağlandığına göre artık aynı dönem için takdir komisyonu kararma göre vergi salınması mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.