Danıştay Dördüncü Daire
Şirket borçlarından dolayı kanuni temsilcilerin takip edilebilmesi için, borcun şirketten tahsilinin imkansız hale gelmesi gerekir. İstemin Özeti: Davacının kanuni temsilcisi olduğu (H) Anonim Sirkelinin 1988 yılı cezalı kurumlar vergisi borcunun tahsil amacıyla Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca ödeme emri düzenlenip, tebliğ edilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; davacının kanuni temsilcisi olduğu anonim şirket adına yapılan cezalı tarhiyatın yargı kararıyla kesinleştiği, şirkete ödeme emri tebliğine rağmen ödenmediği ve şirketin hiçbir mal varlığının bulunmadığının tespit edildiği, bu nedenle sözkonusu borcun kanuni temsilci olan davacıdan takibinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı, sözkonusu borcun ödenmemesinde kasıt veya ihmalin bulunmadığım ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzelkişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği öngörülmüş olup, maddenin ikinci fıkrasının olay tarihinde yürürlükte olan metninde, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri kasıt ve ihmalleriyle yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi alacaklarının, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı belirtilmiştir. Olayda, davacının kanuni temsilcisi olduğu, ....... Sanayi Ürünleri Ticaret Anonim Sirkelinin 1987 ve 1988 yılları işlemlerinin incelenmesi sonucu kaçakçılık cezalı olarak yapılan cezalı tarhiyatın mahkeme kararıyla kesinleşmesi nedeniyle, şirketin malvarlığından tahsilinin mümkün olmadığından bahisle, anılan maddeye göre davacı adına ödeme emri düzenlenmiştir. Şirket borçlarından dolayı kanuni temsilcilerin takip edilebilmesi için, borcun şirketten tahsilinin imkansız hale gelmesi gerekmektedir. Vergi dairesinde sadece .......'da bulunan bazı bankalara, tapu müdürlüklerine ve belediyelere yazılan yazılar sonucu, şirketin malvarlığının bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Ancak, kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu şirketin adresi bilinmesine rağmen, şirket nezdinde malvarlığı bulunmadığı yolunda bir tespit yapılmadığı gibi, şirket adına haciz işlemi de tesis edilmemiştir. Bu durumda, borçlu şirket hakkında yasal takip yolları tüketilmeden, kanuni temsilciye müracaat edilmesinde isabet bulunmamaktadır. Bu nedenle, Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına oyçokluğuyla karar verildi