Dairesi
Kooperatiflerin ortaklarına dağıttığı risturnlar kazanç ve kar dağıtımı niteliğinde olduğundan ortaklarca gelir vergisi beyannamelerinde beyan edilmesine gerek olmadığı hukuka uygun bulunmamaktadır.
Karar No
1998/2149
Esas No
1997/1864
Karar Tarihi
04-06-1998

Danıştay Üçüncü Daire

Kooperatiflerin ortaklarına dağıttığı risturnlar kazanç ve kar dağıtımı niteliğinde olduğundan ortaklarca gelir vergisi beyannamelerinde beyan edilmesine gerek olmadığı hukuka uygun bulunmamaktadır. istemin özeti: Eczacılık işiyle uğraşan davacının 1994 takvim yılı işlemlerinin üyesi bulunduğu S.S. ..,.„„ Eczacıları Üretim, Temin ve Dağıtım Kooperatifinden elde ettiği risturn yönünden incelenmesi sonucu tespit edilen matrah farkı üzerinden adına ikmalen salınan gelir, geçici gelir vergileri, fon payı île bunlara bağlı olarak kesilen kusur cezalarına karşı açılan davayı; kooperatiflerin kuruluş amaçları doğrultusunda ortaklarla yapılan muamelelerden doğan olumlu gider farkların (risturnlar) Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesinin 2, fıkrasının (d) bendi uyarınca kurumlar vergisinden istisna tutulduğu, Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinde öngörülen tevkifata tabi olmadığı, aynı Kanunun 75, maddesinin 1. fıkrasının 2. bendinin parantez içi hükmünde de kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan karların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde, tevzii, kazanç dağıtımı sayılmayacağı hükmüne yer verildiği, bu durumda kazanç ve kar dağıtımı niteliğinde sayılmayan • risturnların kooperatif ortaklarınca gelir vergisi beyannamesiyle de beyanından söz edilemeyeceği, öte yandan 4 Haziran 1995 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında 1994 yılında meydana gelen olumlu gelirgider farkının (risturn) ortaklara 1996 ve 1997 yıllarında dağıtılmaşı kararlaştırıldığına ve risturnlar kooperatifin bilançosunun pasifinde yer aldığına göre ortaklar cari hesabına intikal ettirilmeyen bir başka ifade ile ortakların tasarruf imkanı henüz gerçekleşmemesi nedeniyle elde edilen risturnun 1994 takvim yılı boyanma dahil edilmediğinden bahisle yapılan cezalı tarhiyatta da yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek dava konuşu cezalı tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararının; inceleme raporuna dayanılarak salınan vergiler, fon payı ile kesilen cezalarda kanuna aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan vergi mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına oyçokluğuyla karar verildi. ayrışık OY: Merkezi ......,.,’de olan S.S. ..,....„ Eczacıları Tüketim, Temin ve Dağıtım Kooperatiflerinin üyesi olan davacının 1994 yılma ilişkin olarak tahakkuk eden risturnlar için yasal defterlerinde herhangi bir kayıt bulunmadığı ve bu risturnların gelir vergisi beyanı île de ilişkilendirilmediği saptanmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 75, maddesinde menkul sermaye iradinin tanımı yapılmış ve kaynağına bakılmaksızın hangi iratların menkul sermaye iradı sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre, kooperatiflerin ortaklarıyla yaptığı işlemlerden doğan gelir, gider farkından ortaklarına yıl içinde yaptıkları işlemleri oranında risturn olarak dağıtılan tutarlar, bu risturna elde eden ortak açısından menkul sermaye iradı sayılmamıştır. Ancak, kooperatifin ortaklarına risturnu kooperatifle yaptıkları işlemler oranında değil de, başka kriterlere göre örneğin, sermaye payları oranında veya kurucu ortak özelliğine göre dağıtması halinde elde edenler açısından bu bir menkul sermaye iradı olup, kooperatifin yaptığı bu dağıtım kazanç dağıtımıdır. Öte yandan, kooperatif ortak dışı işlemlerden elde ettiği gelir gider farkım yani karı ortaklarına hangi kıstasa göre dağıtırsa dağılsın, elde eden ortak açısından bu tutarın bir kazanç dağıtımı ve menkul sermaye iradı olduğu ortadadır, Menkul sermaye iradı sayılmayan risturnların, vergi tevkifatına tabi olmaması bunları bünyesinde ’tutan veya dağıtan kooperatifler yönünden öngörülen bir düzenleme olup, risturnları elde.edenler yönünden nasıl vergilendirileceği, hangi gelir unsuruna girdiğine ve elde edenlerin vergi kanunları karşısındaki konumlama göre çözümlenecektir. Dağıtılan risturn kooperatif ortağınım ticari, zirai veya .mesleki faaliyetinden kaynaklanıyorsa, yanı olayda olduğu gibi kooperatif ortağı olan eczane işletmesinin kooperatifle olan alış veriş ve ticari ilişkileri sonucunda risturn elde ediyorsa, elde edilen bu risturn eczane işletmesinin ticari kazancının tespitinde maliyeti azaltıcı bir unsur haline gelmektedir. Ortağın elde ettiği risturn, kooperatiften yüksek maliyetle aldığı mallara ilişkin olarak ortağa geri verilen tutardır. Yıl sonunda işlem hacmi oranında bunun ortağa geri verilmesi ortak açısından bir anlamda alış ıskontosu mahiyetindedir ve ilgili yıl kazancına eklenmesi gerekir, Zira, Gelir Vergisi Kanununun 37, maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu bükme bağlanarak elde edilen gelirin faaliyetle sıkı sıkıya bağlantılı olduğu belirtilmiştir, Risturn, kooperatifin ortağının ticari, zirai veya mesleki faaliyetine bağlı değilse, örneğin emekli bir memurun ortağı olduğu tüketim kooperatifi tarafından bu ortağın kooperatifle yaptığı işlem oranında risturn dağıtılmışsa Gelir Vergisi Kanununun 75, maddesinin 2. fıkrasının 2 numaralı bendindeki hükme göre bu kazanç dağıtımı ve menkul sermaye iradı sayılmamakta dolayısıyla, elde edilen risturn, elde eden bu kişi açısından vergisel bir sonuç doğurmamaktadır. ’ Olayda, kooperatif .ortakları olan eczacıların hepsi ticari işletme olup, gelir vergisi mükellefidirler. Eczacıların yapmış oldukları faaliyetler .ticari faaliyet olduğundan elde ettikleri kazanç da ticari kazançtır. Ticari kazançta gelirin elde edilmesinde tahakkuk esası geçerli olduğundan, ticari faaliyet çerçevesinde oluşan risturnların elde edilmesinde de tahakkuk esası geçerli olacaktır. Kooperatifin ilgili yılda oluşan risturn tutarım ertesi yıl Haziran ayında yapılan genel kurul toplantısında ortakların» bildirmesi veya dağıtım kararı almaşı, risturnu elde edenler açısından beyan dönemini etkileyecek ve tahakkuk esasından ayrılmayı gerektirecek bir sonuç yaratmamaktadır, Şöyle ki, kooperatif ana sözleşmesinin 57. maddesinde yeralan hükümlere göre, yönetim kurulu her yıl 31 Aralık tarihi itibariyle envanter yapmak durumundadır. Vergi Usul Kanununun 186. maddesi hükmüne göre envanter çıkarmak, bilanço günündeki mevcutları, alacakları ve borçları kesin bir şekilde müfredatlı olarak tespit etmek demek olduğundan yönetim kurulu 31Aralık tarihi itibariyle kooperatifte oluşan müspet gelirgider farkım tespit etmekte ve ortaklarına dağıtacağı risturnları bilmektedir. Nitekim kooperatifin 1995/Nisan ayında verdiği kurumlar vergisi beyannamesinde dağıtılacak risturn tutarının hesaplanıp beyan edildiği inceleme raporunda belirtilmektedir. 12.12.1995 günlü vergi tekniği raporunda kooperatifçe risturn adı altında dağıtılan gelirgider farkının %97,6 sinin 1994 .yılma ilişkin ticari kazancın tespitinde dikkate alınmasında, % 2,4’ünün ise menkul sermaye iradı olacak değerlendirilip elde edileceği dönemlerde beyan konuşu yapılması gerektiğine değinilmesinde ve buna göre ticari kazanç yönünden 1994 yılı için tarhiyat yapılmasında yasalara aykırılık bulunmadığından, aksi yönde verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle mahkeme kararının bozulması gerekeceği görüşüyle dairemiz kararına katılmıyorum.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı