Dairesi
Şirketin ortaklarının iştirakleri bulunduğu taşınmazın haczedilebilmesi için, ortakların aynı zamanda şirketin kanuni temsilcisi olmalarım, kamu borcunu şirketten tahsili için tüm kanuni prosedürün tamamlanması ve kamu alacağının tahsilini olanaksız kılmak amacıyla satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğ
Karar No
1998/2148
Esas No
01997/3280
Karar Tarihi
04-06-1998

Danıştay Üçüncü Daire

Şirketin ortaklarının iştirakleri bulunduğu taşınmazın haczedilebilmesi için, ortakların aynı zamanda şirketin kanuni temsilcisi olmalarım, kamu borcunu şirketten tahsili için tüm kanuni prosedürün tamamlanması ve kamu alacağının tahsilini olanaksız kılmak amacıyla satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğinin genel mahkemelerde iptal davası yoluyla saptanması gerekir. İstemin Özeti: Davacının noterce düzenlenen satış vaadi sözleşmesiyle satın alarak adına tesciline karar verilen taşınmazlar üzerine vergi dairesi müdürlüğünce konulan haciz işlemine karşı açılan davayı; olayda davacının ............ Birinci Noterliğince düzenlenen yevmiye sayılı satış vaadi senetleri ile ........ Çırçır ve Prese Fabrikası Anonim Sirkelinin ortaklarından ............. ve iştirakçileri adına ................ Köyü, 516 parsel sayılı taşınmazı satın aldığı, ancak bu satışın 28.11.1995 tarihine kadar tapuya tescil edilmediği, bu tarihte anılan şirketin vergi borçları nedeniyle haczedilmesi üzerine haciz işleminin davaya konu edildiğinin anlaşıldığı, ....... Çırçır ve Prese Fabrikası Anonim şirketinin vergi borcu bulunduğu, taşınmaz maliklerinin de bu şirkete ortak oldukları çekişmesiz olduğuna göre şirketin vergi borcu için tapu sicilinde ortaklar adına kayıtlı görünen taşınmaz üzerine vergi dairesi müdürlüğünce haciz uygulamasında kanuna aykırılık görülmediği, davacının altı yıl önce noter satış vaadi senedi ile satın aldığım ileri sürdüğü taşınmazın, sahiplerinin ortak olduğu şirketin vergi borcunun kesinleşmesi ve bu borç için haciz uygulanmasına kadar tapuda tescil ettirilmeyerek haciz şerhi üzerine tescil davası açılmasının borçlu şirketin kamu borcunun bir kısminin ve tamamının tahsiline olanak bırakmamaya yönelik işlem olduğu sonucuna varıldığından, davacı iddialarının işlemi kusurlandıracak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesinin kararının; haciz işleminin dayanağım oluşturan vergi borcunun ........ Çırçır ve Prese Fabrikası Anonim Şirketine ait olduğu, taşınmazın zilyetliğinin vergi alacağının doğduğu tarihten önce satış vaadi sözleşmeleriyle alındığı, dosyada hacze konu kamu alacağının tahsilim olanaksız kılmaya yönelik olarak yapılmış bir tasarruf ve işlemin varlığım gösterir belge ve bilgi bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde; 'tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir. Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır' hükmüne, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 75. maddesinde de, yapılan takip sonucunda borçlunun haczi caiz malı olmadığı veya bulunan malların satış bedeli borcunu karşılamadığı takdirde borçlunun aciz halinde sayılacağı, yapılan takip safhalarıyla bakiye borç miktarının bir aciz fişinde gösterilerek aciz halinin tespit olunacağı, hükmüne yer verildiğinden, kamu alacağının Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca şirket ortağından takibi yoluna gidilebilmesi için, ortağın öncelikle şirketin kanuni temsilcisi olması, vergi borçlusu şirket hakkında tüm takip yollarının tüketilmesi, borçlu şirketin borcu karşılayabilecek düzeyde haczi kabil malı bulunmaması veya bulunan malların satış bedelinin borcu karşılamaması nedeniyle borçlunun aciz halinde bulunduğunun bir aciz fişi ile kanıtlanması gerekmektedir. Dosyanın incelenmesinden, noter satış vaadi sözleşmeleriyle davacı tarafından satın alınan taşınmaza vergi dairesi müdürlüğünce uygulanan haciz işleminin, taşınmazın iştirakçilerinden ........ ve ............. 'in ortak oldukları ......... Çırçır ve Prese Fabrikası Anonim Sirkelinin vergi borcuna dayalı olduğu, ancak vergi borcunun öncelikle şirket tüzel kişiliğinden tahsil yoluna gidilip gidilmediği, bu yola gidilmiş ise, sonucunun ne olduğu, taşınmazın iştirakçileri .......... ve ........'in borçlu şirketin kanuni temsilcisi olup olmadığı kesin olarak saptanmadan,taşınmaz sahiplerinin vergi borçlusu .......... Çırçır ve Prese Fabrikası Anonim Sirkelinin ortağı olduğunun çekişmesiz bulunduğu gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen vergi mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir. Öte yandan, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 30. maddesine de; borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısminin veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından yapılan bir taraflı muamelelerle borçlu maksadım bilen veya bilmesi lazım gelen kimselere yapılan tüm muamelelerin tarihleri ne otursa olsun hükümsüz sayılacağı hükme bağlanmış, aynı Kanun'un 24. maddesinde de hükümsüz sayılan bu muamele ve tasarrufların umumi mahkemelerde açılacak dava ile iptalinin istenebileceği öngörülmüştür. Olayda, vergi dairesi müdürlüğünce ....... Çırçır ve Prese Fabrikası Anonim Sirkelinin vadesinde ödenmeyen vergi borcu nedeniyle şirket ortaklarının iştiraki bulunan taşınmazlar üzerine uygulanan haciz işleminden önce, taşınmazların iştirakçileriyle noter satış vaadi sözleşmeleri düzenlediği ve sözleşmeye dayanılarak açılan hükmen tescil davasında .......... Birinci Asliye Hukuk mahkemesince verilen tedbir kararı tapu kaydına şerh düşüldüğüne göre noter satış vaadi sözleşmeleri ve bu sözleşmelere dayanılarak açılan hükmen tescil davasında verilen tedbir kararının, kamu borçlusu şirketin ortaklarınca, mal kaçırmak amacıyla yapılmış bir işlem olup olmadığı, bu tasarruf ve işlemlerin iptali için vergi dairesi müdürlüğünce umumi mahkemelerde açılacak dava sonucunda verilecek kararla saptanacağından, noter satış vaadi sözleşmesine dayanılarak açılan tescil davası, tedbir kararı ve tapuya şerh düşülmesinin şirketten olan amme alacağının bir kısminin tahsiline imkan bırakmamak amacına yönelik işlemler olduğu gerekçesiyle davanın reddi yolunda verileri mahkeme kararında bu yönden de hukuka uygunluk görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesinin günlü görüşme tutanağına dayalı bulunmamasına rağmen hatalı tarihle yazılmış olan kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı