Dairesi
Ticari işletmelerde ticari faaliyetlerle ilgili olarak ödenen katma değer vergisinin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesi uyarınca indirim konuşu yapılacağı ya da indirilebilecek katma değer vergisi niteliği taşımıyor ise, maliyet unsuru olarak gider yazılması gerektiği belirtilmiştir. A
Karar No
1998/2125
Esas No
1997/671
Karar Tarihi
04-06-1998
Danıştay Üçüncü Daire

Ticari işletmelerde ticari faaliyetlerle ilgili olarak ödenen katma değer vergisinin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesi uyarınca indirim konuşu yapılacağı ya da indirilebilecek katma değer vergisi niteliği taşımıyor ise, maliyet unsuru olarak gider yazılması gerektiği belirtilmiştir. Aksi bir düşünce ödenen katma değer vergisinin ödeyenin üzerinde kalma sonucunu doğuracaktır. İstemin Özeti: Tüketim malları pazarlayan yükümlü şirketin 1992 yılı defter ve belgelerinin incelenmesi üzerine düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak ikmalen salınan kurumlar vergisi ile kesilen kusur cezasına karşı açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirketin vadeli çekler üzerinden hesaplayıp kurum kazancından indirdiği 54.093.813 lira tutarındaki reeskont’un tamamen kanunen kabul edilmeyen gider olduğu ve kurum kazancına eklenmesi gerektiği, 122.026.289 lira tutarındaki katma değer vergisini yıl içi muhasebe kayıtlarında ’yasalarca kabul edilmeyen ödemeler katma değer vergisi’ hesabında izlenerek 31.12.1992 tarihinde bu hesaptan çıkarıldığı ve dönem kazancının hesaplanmasında gider unsuru olarak dikkate alındığı, bunun da kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınıp kurum kazancına eklenmesi sonucu toplam 176.120.102 lira matrah farkı tespit edilerek cezalı tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı, Türk Ticaret Kanunu’nun 707. maddesine göre çekin görüldüğünde ödenmek üzere düzenleneceği, çekte vadeden ziyade ibraz müddetinden bahsedilebileceği, çekin bir ödeme emri olduğu ve nakit gibi işlem göreceği, uygulamada vadeli düzenlenmiş olsalar bile bono veya poliçe gibi değerlendirilemeyeceği, yükümlü şirketin değerleme gününde portföyünde bulunan vadeli çekleri Vergi Usul Kanunu’nun 281. maddesine göre reeskonta tabi tutmak suretiyle kar tespiti yoluna gitmesinin sözkonusu maddenin lafzına ve ruhuna aykırı olduğu, yükümlü şirketin, müşterilerine satıp bir kısmım geri aldığı kasa ve şişelerle ilgili katma değer vergilerinin gider olarak matrahtan indirilmesi nedeniyle hesaplanan matrah farkım ise, ticari işletmelerde ticari faaliyetlerle ilgili olarak ödenen katma değer vergisinin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesi uyarınca indirim konuşu yapılacağı ya da indirilebilecek katma değer vergisi niteliği taşımıyor ise, maliyet unsuru olarak gider yazılması gerektiğinin belirtildiği, aksi bir düşünce ile ödenen katma değer vergisinin ödeyenin üzerinde kalma sonucunu doğuracağından, 122.026.289 liralık katma değer vergisinin gider yazılabileceği gerekçesiyle kısmen kabul ederek 122.026.289 liralık matrah farkım isabet eden vergi vergi ve cezayı kaldıran 54.093.289 liralık matrah farkına isabet eden vergi ve cezayı onayan vergi mahkemesi kararının; yükümlü tarafından vadeli çeklerin alacak senetleri gibi reeskonta tabi tutulması gerektiği, aksi düşüncenin yalnızca yasanın lafzından hareket etmek anlamına geleceği, vergi dairesi müdürlüğü tarafından ise, usulüne uygun olarak düzenlenmeyen faturalarda yeralan katma değer vergisinin indirim konuşu yapılamayacağı gibi gider de yazılamayacağı ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan vergi mahkemesi kararının 122.026.289 liralık matrah farkına ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüştür. Vadeli çeklere reeskont uygulanmasından kaynaklanan matrah farkına ilişkin hüküm fıkrasına gelince; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 281. maddesinde, alacakların mukayyet değerleriyle değerleneceği ve vadesi gelmemiş olan senede bağlı alacakların değerleme gününün kıymetin irca olunabileceği hükme bağlanmıştır. ilgili dönemde yükümlü şirketin 3.112.397.978 lira tutarındaki vadeli çekleri defterlerine kaydettiği ve bunları 31.12.1992 tarihi itibariyle Vergi Usul Kanunu’nun 281. maddesine göre reeskonta tabi tutarak gider yazdığı taraflar arasında ihtilafsızdır. Uygulamada alacakların veya borçların çek veya senet ile garanti altına alındığı ve çekin daha güvenilir bir ödeme aracı olması nedeniyle piyasada yaygın olarak kullanıldığı, fonksiyon ve amaç olarak alacak ve borç senetlerinde bir farkı olmaması nedeniyle yasada ödeme aracı olarak belirtilen ve bir kambiyo senedi olan çekin, günlük hayatta vadeli ödeme aracı olarak sıkça kullanıldığı görülmektedir. Dava konuşu olayda, vadeli düzenlendiği ve vade tarihinden önce de tahsil edilmediği ihtilafsız olan çeklerin alacak senedi gibi reeskonta tabi tutulmasında yasanın ruhuna aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının 54,093.813 liralık matrah farkına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına oyçokluğu ile karar verildi.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı