Dairesi
İthalatın finansmanında kullanılan kredi nedeniyle ödenen faiz, ithalde alınan katma değer vergisi matrahına dahil edilemez,
Karar No
1998/2033
Esas No
1997/1173
Karar Tarihi
26-05-1998
Danıştay Dördüncü Daire

İthalatın finansmanında kullanılan kredi nedeniyle ödenen faiz, ithalde alınan katma değer vergisi matrahına dahil edilemez, İstemin Özeti: Giriş Gümrük Müdürlüğü’nde tescilli 15.03.1996 tarih ve 165 sayılı beyanname kapsamında gerçekleştirilen ve bedeli akreditif yoluyla ödenen ithalata ilişkin olarak ithalat işlemlerine aracılık eden .... Şubesi kanalıyla yurt dışındaki muhabir bankaya transfer edilen faiz tutarının ithalde alınan katma değer vergisi matrahına dahil edilmesi gerektiğinden bahisle yapılan ek katma değer vergisi tahakkukuna vaki itirazın reddine dair işlemi; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 21/c maddesinden bahisle, aynı Kanun’un 17. maddesinin 4/e bendinde, banka ve sigorta muameleleri kapsamına giren işlemler ile sigorta acente ve prodüktörlerinin sigorta muamelelerine kapsamına ilişkin işlemlerinin katma değer vergisinden istisna edildiği, 46 sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin A/6 bölümünde de;Türkiye’de banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutulmamış olan yurt dışı kredi işlemlerinin, mahiyeti itibariyle banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi yurt içi bankacılık hizmetlerinden farksız olduğunun, bu nedenle yurt dışı kredi işlemlerinin 3065 sayılı Kanunun 17. maddesinin 4/e bendi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği, olayda, ithalatın .... kredisi ile gerçekleştirildiğinin, ithalat bedelinin satıcıya ithalat işlemlerine aracılık eden ... Bankası kanalıyla ... ’tan alınan kredi ile peşin olarak ödendiğinin, mal bedeli dışında satıcıya vade farkı faizi ve benzeri adlarla herhangi bir ödeme yapılmadığının anlaşıldığı satıcıya faiz ödemesi yapılabilmesi için, açılan kredinin satıcı tarafından sağlanması gerektiği, ancak bu halde ödenen faiz tutarının ithal edilen eşyanın maliyetine doğrudan etki yapacağı (ki uygulamada bu tür ithalata kabul kredili ithalat denildiği) uyuşmazlık konuşu olayda, faizin satış işleminin gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaksızın, vade sonunda ...’a ödendiği ve mevzuatta fİnansal işlemlerin katma değer vergisinden istisna edildiği dikkate alındığında, tamamen finansal bir işlem olan ve malın maliyeti yerine işletmenin kar zarar durumunu etkileyen sözkonusu faizin satıcıya ödendiği görüşüyle yapılan ek tahakkukta isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden Vergi Mahkemesinin kararının, yurt dışına transfer edilen faiz tutarının katma değer vergisi matrahına dahil edilmesinin ve bu konuda Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 05.07.1996 tarih ve 1996/14 sayılı Genelgesi uyarınca yapılan işlemin yasal olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirketçe gerçekleştirilen ithalatta mal bedelinin akreditif yoluyla ödenmesinin kararlaştırıldığı, akreditif tutarının, akreditif işleminde amir banka konumundaki... Bankası kanalıyla yurt dışındaki muhabir banka ...’tan sağlanan kredi ile ödendiği, amir banka ile muhabir banka arasındaki yazılı finansman anlaşması uyarınca muhabir banka lehine tahakkuk eden faiz tutarının, fiili ithalden sonra ödendiği, davalı idarece, yurt dışına transfer edilen sözkonusu faiz tutarının ithalde alınan katma değer vergisi matrahına dahil edilmesi suretiyle uyuşmazlık konuşu ek katma değer vergisinin tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun ’ithalatta matrah’ başlıklı 21. maddesinin (c ) bendinde, fiili ithalata kadar yapılan diğer giderler ve ödemeler ile mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemelerin ithalde alınan katma değer vergisi matrahına ilave edileceği hükme bağlanmıştır. Merkez Bankası’nın 15.08.1989 tarih ve 20253 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan IA sayılı Genelgesinin 1. maddesinde, ithalat bedellerinin peşin olarak, akreditif yoluyla, vesaik mukabili, mal mukabili veya kabul kredisi yoluyla ödenebileceği belirtilmiştir. Bu ödeme şekillerinden birisi olan ve uluslar arası bankacılık çevrelerinde ’belgeli krediler (Documantery Credits) olarak anılan akreditif, dış alım satıma konu malların bedellerinin ödenmesi konuşanda geliştirilmiş özel ve teknik bir ’finansman yöntemi’ dir. Akreditifler hakkındaki ortak prensipler Milletlerarası Ticaret Odası tarafından yayımlanan ve 1.1.19943 tarihinde yürürlüğe giren ’Vesikalı Krediler İçin Yeknesak Teamül ve Uygulamalar’ başlıklı 500 sayılı broşürde açıklanmıştır. Sözkonusu broşürün 2. maddesinde akreditifler ibaresinin, bir müşterinin (amirin) talimatları uyarınca ve talebi ile hareket eden bir bankanın (amir banka) akreditif koşullarının yerine getirilmiş olması kaydıyla ve akreditifle öngörülen vesaikin ibrazı karşılığında, üçüncü bir tarafa (lehdara) veya onun emrine ödeme yapılacağı veya lehdarın çekeceği poliçeleri kabul edeceği veya böyle bir ödemeyi yapması ve ya çekilen poliçeleri kabul etmesi ve ödemesi için diğer bir bankayı (muhabir banka) yetkili kıldığı. veya diğer bir bankayı iştira (alım) işlemi yapmaya yetkili kıldığı, adı ve tanımlaması ne olursa olsun herhangi bir düzenleme anlamına geldiği belirtilmiştir. Bu belirleme ışığında akreditif, kısaca, bir bankanın alıcının talimatı üzerine ve belirlenen koşulların tam olarak gerçekleşmesi üzerine, satıcıya belirli bir miktar para ödemeyi taahhüt etmesi şeklinde de tanımlanabilir. Akreditifin işleyişinde, ahcı ithalatçı tarafından amir bankaya ihracatçı lehine akreditif açma talimatı verilirken akreditifin tutarının peşin olarak yatırılması kuraldır. Ancak uygulamada akreditif amiri ithalatçı, akreditif bedelini hemen yatırmamakta, bir süre sonra eline geçecek mal için müşterisi olduğu bankadan kredi almaktadır. Bu şekilde alınan kredinin, akreditif işlemi ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Zira buradaki kredi işlemi akreditife yabancı olan, tamamen alıcının kredi itibarına dayanılarak yapılmış bir işlemdir. Bazı hallerde de ihracatçı sevk belgelerini ibraz ettiğinde parasını almak istediği halde, ithalatçı belli bir vadede ödeme yapmak istemektedir. Böyle bir durumda ihracatçının bankası (muhabir banka) ödemeyi vesaik ibrazında peşin olarak yaparsa, ithalatçıya nakit kredi vermiş olmakta, bir başka ifadeyle ithalatçının bankası, ihracatçının bankasından ithalatçı adına nakit kredi kullanmış hale gelebilmektedir. Her iki halde de ithalatçı, kullanılan kredi karşılığında krediyi kullandıran bankaya karşı belli bir vadede ’faiz’ ödeme yükümlülüğü altına girmektedir. Uyuşmazlık konuşu olayda da olduğu gibi, akreditif tutarının ödenmesinde, bir başka deyişle ithalatın finansmanında kullanılan kredi karşılığında krediyi kullandıran kuruluş lehine tahakkuk eden bu faizin, mal bedeli ile irtibatlandırılması mümkün değildir. Zira, ortada kabul kredili ithalatlarda görüldüğü üzere, satıcının mal bedelini kredilendirmesi sözkonusu olmadığı gibi, kararlaştırılan mal bedeli dışında satıcıya vade farkı, faiz vb. adlarla yapılmış herhangi bir ödeme de bulunmamaktadır. Bu itibarla, ithalatın finansmanında kullanılmak üzere amir banka kanalıyla yurt dışında muhabir bankadan kullanılan kredinin karşılığı olarak yurt dışına transfer edilen faiz tutarının ithalde alınan katma değer vergisi matrahına dahil edilmesi suretiyle yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddine dair işlemin iptali yolundaki mahkeme kararında isabetsizlik görülmemiştir. Nitekim, 46 sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin ’Yurt dışından temin edilen kredilerin katma değer vergisi karşısındaki durumu’ başlığım taşıyan (A) bölümünde de, yurt dışı kredi işlemleri nedeniyle ödenen faiz/komisyon ve bunlara ilişkin kur farklarının katma değer vergisine tabi olmadığı, ancak katma değer vergisine tabi bir mal teslimi veya hizmet ifasına ilişkin bedelin ödenmesine bağlı olarak ortaya çıkan vade farklarının, kredi işlemi ile bir ilgisinin bulunmaması nedeniyle vergi matrahına dahil edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine.mahkeme kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı