Danıştay Üçüncü Daire
Vadeli olarak mal satırı alma yöntemi ile kurumun % 77,2 payına sahip yabancı firmaya dövize endeksli borçlanmasının örtülü sermaye olarak kabul edilmesinde Yasa'ya aykırılık yoktur. İstemin Özeti: Röntgen cihazı imalatıyla uğraşan davacı şirketin 01.09.199431.08.1995, özel hesap dönemine ilişkin işlemlerinin örtülü sermaye yönünden incelenmesi sonucu tespit edilen matrah üzerinden adına re'sen salınan kurumlar, geçici kurumlar, gelir (stopaj) vergileri, fon payları ile bunlara bağlı olarak kesilen ağır kusur cezalarına karşı açılan davayı; olayda, davacı şirketin röntgen cihazı imalinde kullanılan (X) ışını jeneratörünü davacı şirketin de ortağı (T) Radiologie firmasından 1991 takvim yılından itibaren döviz karşılığı borçlanarak satın almasının, iki şirket arasında devamlı iktisadi ilişkinin varlığım gösterdiği, alınan mal karşılığı borçlanılan tutarın şirketin öz sermayesine oranının %6271 arasında olması Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 16. maddesinde belirlenen örtülü sermaye tanımına uymakta ise de, inceleme raporunda da belirtildiği üzere, davacı şirketin salın aldığı mal karşılığında borçlanmış olması, kambiyo mevzuatı hükümleri çerçevesinde bu borçların ödendiğinin anlaşılması ve üretime dönük faaliyette bulunan şirketin üretim girdilerinin borç karşılığı temini yoluna gidilmesinin ticari hayatın doğal sonucu olması nedeniyle mal karşılığı yapılan borçlanmaların örtülü. sermaye olarak kabul edilemeyeceği, öte yandan Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 15. maddesinin 2. bendi uyarınca örtülü sermaye olarak nitelendirilen borçlanmalarda, ödenen faizlerin kurum kazancından indirilemeyeceği belirtilmiş olup, madde hükmünde kur farkından söz edilmediğinden davacı şirketin satın aldığı mal karşılığı ödediği kur farkım kurum kazancından indirmesinin yerinde bulunduğu, bu durumda, davacı şirket adına yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek dava konuşu cezalı tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararının inceleme raporuna dayanılarak re'sen salınan vergiler, fon payı ve kesilen cezalarda Kanun'a aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 16. maddesinde; 'Kurumların aralarında vasıtalı, vasıtasız bir şirket münasebeti veya devamlı ve sıkı bir iktisadi münasebet bulunan gerçek ve tüzel kişilerden yaptıkları istikrazlar, teşebbüste devamlı olarak kullanılır ve bu istikrazlarla kurumun öz sermayesi arasındaki nispet, emsali kurumlarınkine nazaran bariz bir fazlalık gösterirse mezkur istikrazlar örtülü sermaye sayılır' hükmü yer almıştır. Olayda, davacı şirketin sermayesinin %77,2 payına sahip olan (T) Radiologie firmasından döviz karşılığı satın alınan X ışını jeneratör bedelinin örtülü sermaye olarak kabul edilerek ve ödenen kur farkının da örtülü sermaye üzerinden hesaplanan faiz olarak Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 15. maddesinin 2. fıkrası uyarınca gider yazılamayacağından hareketle matrah farkı hesaplanmıştır. Uyuşmazlığın çözümü, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 16. maddesindeki şartların davacı şirket açısından gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesine bağlıdır. Dosya içeriğinden, davacı şirketin (T) Radiologie firmasına 1990 yılından itibaren her yıl artan oranda mal karşılığı Fransız Frangı cinsinden borçlanmış, döviz karşılığı borçlarım dönem sonunda değerlemeye tabi tutarak kur farklarım kurum kazancından indirim konuşu yapmış olduğu anlaşılmaktadır. (T) Radiologie firması davacı şirketin %77,2 hissesine sahip ortağı olduğu gibi, bu şirketin imal ettiği röntgen cihazının maliyetinin %5060'ını oluşturan X ışını jeneratörünü satan firma olması nedeniyle her iki şirket arasında vasıtasız bir şirket münasebeti ve sıkı bir iş ilişkisi mevcuttur. 1990 yılından itibaren vadeli ve dövize endeksli olarak mal karşılığı borçlanmada bulunularak, ikrazı bu yıldan itibaren teşebbüste kullanıldığına göre Kanun maddesi hükmünde öngörülen devamlılık unsurunun olayda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Her işletmenin uğraş konusunun, sermaye yapısının ve aktif kıymet unsurlarının değişkenliği, pazar ortamı, ortaklarının sayışı ve buna benzer durumlar dolayısıyla emsal kurum mukayesesi yapmak her zaman anlamlı sonuçlar vermeyebilir. Örtülü sermayenin belirlenmesinde, hakkında inceleme yapılan kurum yönünden bir değerleme yapmak gerektiğinde, yapılan borçlanmanın öz sermayeye oranının ticari hayatın normal icaplarına uyup uymadığına bakılması ve bu mukayesenin kurumun kendi bünyesinde yapılması daha makul ve uygun düşmektedir. Bu bakımdan, inceleme elemanınca işletmenin bünyesinde yapılan değerlendirme neticesinde ulaşılan sonuç, Yasa'nın aradığı bir diğer koşulu, yani borçlanılan tutarla özsermaye arasında ticari hayatın normal koşullarına göre mutad olmayan oranda bariz bir fark yaratıldığım açıkça ortaya koymuştur. Bu nedenle davacı kurumun vadeli olarak X ışını jeneratörü satın alma yöntemi ile kurumun %77,2 payına sahip (T) Radiologie firmasına dövize endeksli borçlanmasının örtülü sermaye olarak kabul edilmesinde Yasa'ya aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, oyçokluğuyla karar verildi, AYRIŞIK OY: Temyiz konuşu mahkeme kararında yer alan gerekçeler karşısında temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği görüşü ile karara katılmıyoruz.