Dairesi
Natamam olarak intikal eden binanın her bağımsız bölümünün tamamlanmış olması halindeki emlak vergisi değeri gözönüne alınarak ikmalen veraset ve intikal vergisi tarhiyatı yapılamayacağı hk.
Karar No
1998/1609
Esas No
1997/4632
Karar Tarihi
29-04-1998

Danıştay Yedinci Daire

Natamam olarak intikal eden binanın her bağımsız bölümünün tamamlanmış olması halindeki emlak vergisi değeri gözönüne alınarak ikmalen veraset ve intikal vergisi tarhiyatı yapılamayacağı hk. İstemin Özeti: Muris .......'in 15.6.1995 tarihinde vefatı nedeniyle verilen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde beyan edilen arsanın murisin sağlığında kat karşılığında ...... Belediyesine verilmiş bulunması ve sözkonusu arsanın, adı geçen belediyece S.S. ..... Konut Yapı Kooperatifine devri nedeniyle, sözleşme kapsamındaki 66 adet dairenin emlak (bina) vergi değeri üzerinden ikmalen salınan veraset ve intikal vergisinin; 7338 sayılı Veraset ve intikal Vergisi Kanunu'nun 2591 sayılı Kanunla değişik 10. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde; gayrimenkullerin, ticari işletmeye dahil olsun veya olmasın emlak vergisine esas olan değerle değerleneceği, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasında; vergi değeri, emlak vergisi mevzuuna giren bina ve arazinin rayiç bedeli olduğu, 2. fıkrasında da; rayiç bedelin bina ve arazinin beyan tarihindeki normal alımsatım bedeli olduğunun belirtildiği, olayda murisin sağlığında kat karşılığı arsası üzerine inşa edilen bina tamamlanmadan intikale konu olduğundan, intikal eden inşaatın, intikal tarihi itibariyle emlak vergisine esas olan değeri ile ölüm tarihine kadar aynı inşaat nedeniyle yapı kooperatifinin diğer üyelerinin ödedikleri aidatlar baz alınarak her bağımsız bölüm için toplam emlak değeri ile birlikte intikal eden natamam bağımsız bölümler beyan edilerek veraset ve intikal vergilerinin ödendiği, yukarıda sözü edilen Veraset ve intikal Vergisi Kanunu'nun 10. maddesinde, natamam gayrimenkullerin ne şekilde değerleneceği hususunda bir hükme yer verilmediği, kaldı ki, arsa karşılığı inşa edilmekte iken, veraseten intikal eden bina tamamlanmadan, murisin sağlığında yaptığı sözleşme gereği tam bitmiş bir bina gibi dikkate alınarak bulunan emlak değerinin veraset ve intikal vergisi matrahı olarak kabulünün mümkün bulunmadığı, ölüm tarihinde tamamlanmayan inşaatın tamamlanmış gibi değerlendirilmesinin hakkaniyete uygun olmadığı, bu nedenle, vergi dairesince iç genelge düzenlemeleri dikkate alınarak natamam inşaatın her bağımsız bölümünün tamamlanmış olması halindeki emlak vergisi değeri gözönüne alınarak ikmalen salınan vergide isabet bulunmadığı gerekçesiyle kaldıran Vergi Mahkemesi kararının; muristen intikal edecek olan 66 adet daire vasıflı gayrimenkulun, 213 sayılı Kanun'un 297. ve 7338 sayılı Kanun'un 10. maddelerine göre, vergi değeri ile değerlendirileceği, vergi değerinin bina ve arazinin rayiç bedeli olduğu, buna göre tespit edilen rayiç bedel üzerinden ikmalen salınan verginin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine; kararın onanmasına oyçokluğuyla karar verildi. AYRIŞIK OY: Uyuşmazlık, belediye ile yapmış olduğu arsa karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kendisine verilmesi gereken (66) adet dairenin tamamlanmasından önce vefat eden muristen inşaat halinde intikal eden bu dairelerin, tamamlanmış gibi kabul edilerek, emlak vergisi değerleriyle değerlendirilmeleri suretiyle ikmalen veraset ve intikal vergisi tarh edilmesinden doğmuş bulunmaktadır. Sözkonusu sözleşmenin dosyada bulunan örneğinin incelenmesinden, murisin diğer malikle birlikte, 78 daire karşılığında, karşı taraf durumundaki belediye 19756 m2'lik 5 parsel arsanın mülkiyelinin devrini taahhüt ettiği anlaşılmıştır. Sözkonusu arsalardaki hissesini belediyeye devreden muris, bunun karşılığında, anılan anlaşma ile, hissesine düşen sayıda dairenin inşa edilip kendisine teslim edilmesin! isteme hakkını elde etmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla, Sözkonusu dairelerin tesliminden önce vefatı üzerine, terekesine intikal eden, işte bu haktır. Hakların değerlenmesinin nasıl yapılacağı ise, Veraset ve intikal Vergisi Kanununun 10. maddesinde göndermede bulunan Vergi Usul Kanununun 296. maddesinde gösterilmiştir. Anılan maddenin 2. fıkrasına göre ise, tapu sicilinde tescile tabi olmayan Sözkonusu talep hakkının, emsal bedelle değerlendirilmesi gerekmektedir. 66 dairenin intikal tarihindeki emsal bedeli, bu dairelerin bitmiş halinin emlak vergi değerinden, her durumda, fazla olacağından, davada ileri sürülen iddialar lehe yapılan dava konuşu tarh işleminin iptalini gerektirecek nitelikte değildir. Bu nedenle, temyiz isteminin kabulü ile aksi yönde verilen vergi mahkemesi kararının bozulması gerekeceği oyu ile çoğunluk kararına karşıyım.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı