Danıştay Dördüncü Daire
Örtülü kazançtan söz edilebilmesi için hangi nedenlerle para aktarıldığının araştırılması gerekir. istemin Özeti: Motorlu araç alım ve satım işiyle uğraşan davacı şirketin 1995 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu ortaklarına verdiği borç paralar karşılığında emsaline göre düşük oranda faiz tahakkuk ettirdiğinden söz edilerek re'sen kurumlar ve gelir (stopaj) vergisi salınmış, fon payı hesaplanmış ve ağır kusur cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; ihtilaflı dönemde bankalarca vadeli hesaplara uygulanan faiz oranların in çok yüksek olduğu dikkate alındığında ortaklara aktarılan paralar için % 50 faiz uygulanmasında isabet görülmediği, ayrıca Merkez Bankası'ndan alınan bilgiler ışığında kısa vadeli avans işlemleri için uygulanan % 60,5 oranının dikkate alınmasının kanuna uygun olduğu, matrah farkı hesaplanırken yapılan hesap hatasının şirket lehine olduğu anlaşıldığından ve bu farkın vergi dışı kalmış elması nedeniyle bu iddiaya itibar etmenin mümkün olmadığı, ancak geçici verginin mahsup imkanı kalmadığından buna ilişkin cezanın davacı şirketten istenmesinin yasaya uygun görülmediği ayrıca ikmalen ve re'sen yapılacak tarhiyatlardan fon payı hesaplanmasına olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın kurumlar vergisi ve gelir (stopaj) vergisine yönelik kısminin reddine, fon payı ile fon payı ve geçici vergiye isabet eden ağır kusur cezasının kaldırılmasına karar vermiştir. Davacı şirket, ortaklara verilen paralar nedeniyle ödenen faizlerin ortaklara aktarıldığım, düşük oranda faiz tahakkukunun söz konuşu olmadığım, davalı idare ise 'yapılan tarhiyatın kanuna ve usule uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedirler. Karar: Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17. maddesinin 1. ve 3. bentlerinde, şirketin kendi ortakları, ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel kişiler idaresi, murakabesi veya sermayesi bakımlarından vasıtalı vasıtasız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kişilerle olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük faiz ve komisyonlara ödünç para almaşı veya vermesi halinde kazancı tamamen ve kısmen örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı belirtilmiştir. Davacı şirketin 1995 yılı işlemleri incelenmiş, ortaklarına esas faaliyet konuşu dışındaki işlemler dolayısıyla ödünç para verdiği ancak düşük oranda faiz tahakkuk ettirdiği ve örtülü kazanç dağıtımında bulunduğundan söz edilerek ve Merkez Bankası'nın kısa vadeli avans işlemlerinde uyguladığı % 60,5 oranına göre hesaplanan faiz tutarından tahakkuk ettirilen faiz tutarı düşülmek suretiyle matrah farkı bulunmuştur. Davacı şirket motorlu araç alım satımı işiyle uğraştığım ve bir ticari faaliyet nedeniyle bayilerinden bir kısım paralar alarak bunları ortaklarına aktardığım bayilerden alınan paraları iş avansı niteliğinde dolayısıyla ile ilgili olduğunu, bayilerden alınan bu paralar karşılığında söz verilen otomotiv ürünlerinin verilmemesi üzerine bayilerin paraları aldıkları bankalara ödedikleri faizin davacı şirkete bildirilmesi üzerine aynı tutarları ortaklarına yansıttığım dolayısıyla ortaklara borç para verme işleminin olmadığını ve dolayısıyla örtülü kazanç dağıtımından söz edilemeyeceğini ileri sürmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu 134. maddesinde ise vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu ifade edilmiştir. Buna göre uyuşmazlıkta örtülü kazanç dağıtımından söz edilebilmesi için ortaklara verilen paraların hangi nedenlerle aktarılmış olduğunun araştırılması ve bu kaynak aktarımının örtülü kazanç dağıtımı amacına yönelik olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Davacı şirketin dilekçe ve eklerinin incelenmesinden şirketin bayilerden iş avansı olarak aldığı paraları ortaklarına yine iş avansı olarak verdiği ve bayilerin şirkete dekont ettikleri faizleri de aynen ortalara aktardığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece bu hususlar dikkate alınarak tarhiyatın tamamen kaldırılması gerekirken kurumlar vergisi ve ağır kusur cezasına yönelik kısminin reddedilmesinde isabet görülmemiştir. Bu nedenle davacı şirket temyiz isteminin kabulüyle Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi.