Dairesi
İdari yargı yerleri iddia ve savunmalarda ortaya konulan maddi durumun gerçeğe uygun olup olmadığı serbestçe araştırabilecekleri gibi maddi olayın çözümü için gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırabileceklerinden; davacı işletmede görülen çeklerin aktif nitelikli olmayıp üçüncü kişilerin tahsi
Karar No
1998/1269
Esas No
1997/485
Karar Tarihi
16-04-1998

Danıştay Üçüncü Daire

Danıştay ile İdare ve vergi mahkemelerinin bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları hükme bağlanmakla, idari yargılama usulü hukukunda re'sen araştırma ilkesinin benimsenmiş bulunduğundan; idari yargı yerleri, uyuşmazlık konuşu olayın hukuki nitelendirilmesin! yapmak, olaya uygulanması gereken hukuk kuralım belirlemek ve sonuçta hukuki çözüme varmak yönlerinden tam yetkiye sahiptirler. İdari yargı yerleri iddia ve savunmalarda ortaya konulan maddi durumun gerçeğe uygun olup olmadığı serbestçe araştırabilecekleri gibi maddi olayın çözümü için gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırabileceklerinden; davacı işletmede görülen çeklerin aktif nitelikli olmayıp üçüncü kişilerin tahsil için bıraktıkları çekler olduğunu iddia ettiğine göre, bu hususun uzman bir bilirkişiye incelettirildikten sonra karar verilmesi gerekmektedir. İstemin Özeti: ihtirazi kayıtla verilen net aktif vergisi beyannamesi üzerinden tahakkuk ettirilen net aktif vergisine karşı açılan davayı; 3986 sayılı Kanunun (5/b) maddesinin dördüncü paragrafında, net aktiften maksadın, Vergi Usul Kanunu'nun 195 ve mükerrer maddeleri uyarınca tespit edilen muhasebe standartlarına, tekdüzen hesap planına ve mali tabloların çıkarılmasına ilişkin usul ve esaslara uygun olarak düzenlenmiş bilançonun aktifinde yeralan işletme varlıkları olduğunun, nazım hesaplarda gösterilen tutarların varlık addolunamayacağınin hükme bağlandığı, madde hükmünden, yalnız işletmeye ait varlıkların net aktife dahil edileceğinin, işletmeye ait olmayan ve nazım hesaplarda bulunan değerlerin ise net aktif ve dolayısıyla vergi matrahına dahil edilemeyeceğinin anlaşıldığı, olayda 7.12.1994 tarih ve YMM429306/4 sayılı...... Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş. raporunda, net aktiflerin düşülmesi gereken değerlerin, 'tahsile verilen Türk ve yabancı para ve çekleri hesabı'nda emanete alınmış olması sebebiyle nazım hesaplarda izlenmesi gereken 1.995.499.116.447 lira ile 'faiz ve gelir tahakkukları reeskontları hesabında yeralan 2.132.644.707.762 liradan ibaret olduğu, peşin ödenen vergiler ve fonlar tutarı olan 12.911.001.496 liranın ise işletmenin alacağı niteliğinde bulunduğu belirtildiğinden, işletmeye ait varlıklardan olmadığı halde mevzuat gereği zorunlu olarak net aktife dahil edildiği anlaşılan toplam 4.128.143.824.209 liranın net aktif toplamından düşülerek vergi hesaplanması gerektiği gerekçesiyle kısmen kabul ederek tahakkuk ettirilen net aktif vergisini, matrahtan 4.128.143.824.209 lira düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden tadil eden vergi mahkemesi kararının; yapılan tahakkuk işleminin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: Dosyanın incelenmesinden, yükümlü kurumun yeminli mali müşavir raporu doğrultusunda düzenlenmesine rağmen ihtirazi kayıtla verdiği net aktif vergisi beyannamesi üzerinden tahakkuk ettirilen net aktif vergisine karşı açtığı davada; davacı tarafından, bilançonun aktifinde düşülmesi gereken nazım hesap türündeki 'tahsile alınan çekler' ile faiz tahakkuk devreleri 1994 yılma sarkan krediler ve diğer menkul kıymetler için 31.12.1993 itibariyle tesis olunan ve gelir yazılan reeskontların düşülmediği ileri sürülerek yürütmenin durdurulmasının istenmesi üzerine mahkemece verilen yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin karara karşı yapılan itiraz nedeniyle ........ Bölge idare Mahkemesinin 24.10.1994 tarihli ara kararı ile davacı kurumda net aktif değerlerden düşülmesi gerektiğini iddia ettiği kalemlere ilişkin meblağın mahiyet ve miktarları itibariyle bu nitelikte olup olmadığının defter ve belgeleri üzerinden yeminli mali müşavire incelettirilmesinin ve düzenlenecek onaylı raporun gönderilmesinin istenilmesi karşısında, kurumun beyanına dayanak olan ilk yeminli mali müşavirlik raporunu düzenlemiş bulunan yeminli mali müşavir tarafından bu kez bazı kalemler açısından aksi yönde düzenlenerek gönderilen 7.12.1994 tarihli raporda belirtilen görüşlere dayalı olarak davanın kısmen kabul edildiği anlaşılmaktadır. 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesinin birinci bendinde Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinin bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları hükme bağlanmakla, idari yargılama usulü hukukunda re'sen araştırma ilkesi benimsenmiş bulunmaktadır. Madde hükmü uyarınca, idari yargı yerleri, uyuşmazlık konuşu olayın hukuki nitelendirilmesini yapmak, olaya uygulanması gereken hukuk kuralım belirlemek ve sonuçta hukuki çözüme varmak yönlerinden tam bir yetkiye sahiptirler, idari yargı yerleri iddia ve savunmalarda ortaya konulan maddi durumun gerçeğe uygun olup olmadığım serbeste araştırabilecekleri gibi maddi olayın çözümü için gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırabilirler. Olayda, yeminli mali müşavir raporuna bağlanmış net aktif vergisi hesaplarının sonuçlarını ihtirazı' kayıtla beyan eden davacı kurumun, işletmeye ait olmayan ve nazım hesaplarda izlenmesi gereken değerlerin net aktif vergisi matrahına dahil edildiği yolundaki iddiası nedeniyle ilk raporu düzenleyen yeminli mali müşavirin, 7.12.1994 tarihli ikinci raporunda; kurumun 014 ve 015 numaralı aktif karakterli hesaplarda izlediği TL. ve yabancı para cinsinden 'Alınan Banka Çekleri'nin bankanı kendi adına aldığı çekler olmayıp, tahsil edilmek üzere emanete alınan çekler olduğu, bu çeklerin tahsil edilinceye kadar bankanın aktifim' oluşturmadığı faiz ve gelir tahakkukları adı altında aktifte yer alan değerin net aktif vergisi matrahından düşülmesinin doğru olacağı, peşin ödenen vergiler ve fonların alacak mahiyetinde olduğu, nazım hesap gibi değerlendirilmemesi gerektiği ve net aktif vergisi matrahından düşülmemesi gerektiği belirtildiğine göre, davacı iddiaları nedeniyle yeminli mali müşavir tarafından düzenlenen bu raporda, tamamen muhasebe ve bilanço teknikleriyle ve hatta bunun da ötesinde, muhasebe işlemlerinin gerçek mahiyetleriyle ilgili hususlara değinilmiş olması karşısında, konunun uzman bir bilirkişiye muhasebe kayıtlarının gerçek mahiyetlerim' de ortaya koyacak bir biçimde incelettirilmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, davalı idareye tebliğ edildiğine dair alındısı bulunmayan ve böylece davalının, bu raporda ileri sürülen hususlar hakkında gerektiğinde inceleme yaptırmak suretiyle ortaya koyabileceği muhasebe ve bilanço teknikleriyle ilgili savunması alınmadan karar verilmesinde hukuka ve yargılama usulünde iddia ve savunmanın karşılıklı ve dengeli olması gerektiği kuralına uygunluk görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle vergi dairesi temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulmasına oyçokluğuyla (*) karar verildi. AYRIŞIK OY: ileri sürülen iddialar temyiz konuşu mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği görüşü ile karara katılmıyorum.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı