Danıştay Dördüncü Daire
İkrazatçılık yapıldığı iddiasıyla salınan vergi ve kaçakçılık cezası, vergilendirme hatası kapsamında değildir. İstemin Özeti: 19891992 yılları arasında faiz karşılığı borç vermek suretiyle İkrazatçılık faaliyeti yaptığı halde mükellefiyet tesis ettirmeyi? beyanda bulunmadığı incelemeyle saptanan davacı adına re'sen sağlanan gelir vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı düzeltme ve şikayet yoluyla yapılan başvurunun reddi üzerine dava açılmıştır. Vergi Mahkemesi kararıyla;dosyada bulunan ve düzeltmeye konu tarhiyata dayanak alınan inceleme raporu ve eklemin incelenmesinden, davacının ihtilaflı yıllarda birden fazla kişiye borç vermek suretiyle faiz geliri elde ettiği, bu faaliyetin ifadesine başvurulan kişilerce de açıkça ifade edip davacının sürekli İkrazatçılık yaptığının belirtildiği, buna karşın davacının bu tespitlerin aksim somut ve inandırıcı kanıtlarla ortaya koyamadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, olayda mevzuda ve mükellefiyette hata bulunduğunu, raporda adı geçen şahsın kendisi olmadığım, ikrazatçılıkla uğraşmadığım ileri sürerek. kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Vergi Usul Kanunu'nun 'Vergi Hatalarım Düzeltme' başlıklı üçüncü bölümünde yer alan 116. maddesinde vergi hatası, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış ve bu hatalar 'Hesap Hataları' ve 'Vergilendirme Hataları' başlığı altında 117 ve 118. maddelerde iki ayrı grup olarak belirtilmiştir. Bu hükümlere göre bir vergilendirme işleminde vergi hatasından söz edebilmek için ortada açık biçimde vergi miktarında fazlalık veya eksikliğe ya da vergi yükümlülüğünün saptanmasına neden olan yanlışlıkların mevcut olması gereklidir. Olayda davacının müteaddit yıllarda çeşitli' kimselere faiz karşılığı borç para vermek suretiyle ticari kazanç niteliğinde gelir elde ettiği borçluların beyanlarıyla ve çeksenet gibi kanıtlarıyla birlikte saptanmış, bu sebeple re'sen yapılan tarhiyata karşı açılan davanın süreden reddinden sonra bu kez düzeltme şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına yaptığı başvurunun reddi üzerine de vergi mahkemesine dava açılmıştır. Mahkemece davanın esasi incelenmek suretiyle reddine karar verilmişse de, davacının ileri sürdüğü iddiaların ancak doğrudan tarhiyata karşı açılan bir davada incelenmesi mümkün olduğundan düzeltme hükümleri kapmasında olmayan istemin reddine ilişkin Maliye Bakanlığı işleminde kanuna aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı temyiz isteminin reddine, esasta oybirliğiyle, gerekçede oyçokluğuyla (*) ile karar verildi. AZLIK OYU; Davacı temyiz isteminin, mahkeme kararında yazılı gerekçelerle reddi gerektiği görüşüyle karara karşıyız.