Danıştay Dördüncü Daire
Noterlerin de hayat standardı göstergeleri üzerinden vergi ödemeleri gerekir. İstemin Özeti: 1995 yılı gelir vergisi beyannamesini, elde ettiği gerçek kazancı üzerinden vergilendirilmesi gerektiği yolundaki ihtiraz! kayıtta veren davacının bu istemi kabul edilmeyerek hayat standardı esasına göre hesaplanan matrah üzerinden gelir vergisi tahakkuk ettirilmiştir. Vergi Mahkemesinin kararıyla; Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 116. maddesinde hayat standardı esası gerçek usulde gelir vergisine tabi ticari, zirai ve mesleki kazanç sahiplerinin yaşam düzeyinden hareketle mükelleflerin gerçek gelirlerine yaklaşmayı amaçlayan bir oto kontrol müessesi olduğu, vergi yükünün azaltılması ve arttırılmasında benzer durumda olanlara bunun aynı derecede yansıtılması gerektiği, bu hususun eşitlik ilkesi gereği olduğu, benzer faaliyette bulunanların belirlenen hayat standardı gösterge tutamın altında vergilendirilmelerinin eşitlik ilkesin! bozacağı, buna göre yapılan uygulamada kanuna aykırılık görülmediği, davacının Anayasa'ya aykırılık iddialarında isabet bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, yapılan faaliyetin gereği olarak belgesiz kazanç elde etmenin mümkün olmadığım, aynı meslektekilerin aynı kazancı sağlayamayacaklarım, elde edilmeyen gelirin vergilendirilemeyeceğini belirtmiştir. Karar; Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine gününde oyçokluğu (*) ile karar verildi. AZLIK OYU: 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun birinci maddesine göre, gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine taib olup gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır. Aynı Kanuna 2772 sayılı Kanunla eklenen ve 3239 sayılı Kanunla değiştirilen mükerrer 116. maddede ise, bir vergi güvenlik müessesesi olan hayat standardı esasına yer verilmiştir, Buna göre, gerçek usulde gelir vergisine tabi ticari, zirai ve mesleki kazanç sahiplerinin beyan edecekleri gelir, madde metninde yazılı esaslara göre belirlenen gösterge tutarından az olamayacaktır. Vergi Sistemimizde, Gelir Vergisi Kanunu'nun birinci maddesinden de anlaşıldığı üzere gerçek gelirin vergilendirilmesi esastır. Mükerrer 116. maddenin gerekçesinde de belirtildiği şekilde, mevcut belge düzeninin tam olarak uygulanmadığı alanlarda gerçek gelire yaklaşmak amacıyla oto kontrol müesseseleri getirilmiş olup hayat standardı esası da benzer bir müessese olarak vergi sisteminde yerini almıştır. Bu açıklamalara göre, vergilendirmede gerçek gelirin esas alınması temel prensip olup, bazı nedenlerle getirilen oto kontrol müesseseleriyle hesaplanan gelirin matrah olarak alınması ise istisnadır. Bu suretle belge düzenine tam olarak uyulmadığı kabul edilerek gerçek gelire yaklaşılması amaçlanmaktadır. 1512 Sayılı Noterlik Kanunu'nun birinci maddesine göre davacının da ifade etmekte olduğu 'Noterlik Mesleği' bir kamu hizmeti olarak tanımlanmış 112 ve müteakip maddelerinde de no' terlerin alacakları ücretlere ilişkin esaslara yer verilmiştir. Bu hükümlerin birlikte incelenmesinden noterlerin, yaptıkları işler karşılığında tamamen belgeye dayalı olarak ücret elde ettikleri anlaşılmaktadır. Bunun dışında bir gelir elde edildiğinin kabulü hiçbir surette mümkün değildir. Noterler hakkında, Gelir Vergisi Kanunu'nun benimsediği gerçek gelirin vergilendirilmesi ilkesine göre uygulama yapılması kanunun temel amacına uygun düşeceğinden, vergilendirmede istisnai bir yol olan hayat standardı esasına göre uygulama yapılmasında isabet bulunmadığı görüşüyle karara karşıyım.