Dairesi
VUK 134’e göre incelemeden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. Vergi inceleme elemanlarınca mükellefin ödediği KDV’ler hakkında bir araştırma ve inceleme yapılmadan ve doğruluğu tespit edilmeden, indirdiği vergilerin reddedilmesi hakka
Karar No
1997/44
Esas No
1995/50
Karar Tarihi
17-01-1997
Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu

VUK 134’e göre incelemeden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. Vergi inceleme elemanlarınca mükellefin ödediği KDV’ler hakkında bir araştırma ve inceleme yapılmadan ve doğruluğu tespit edilmeden, indirdiği vergilerin reddedilmesi hakkaniyete uygun düşmez. istemin Özeti: Yasal süresinde verilen beyannamelerde indirtme konu edilen katma değer vergisinin gösterildiği belgelerin, yangın nedeniyle zayi olması nedeniyle incelemeye ibraz edilemediği, bu vergilerin indirim konusu yapılamayacağı görüşüyle kurum adına 1986 yılının Ocak vergilendirme dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ile kaçakçılık cezalı dahili tevkifat salınmıştır. Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Vergi Mahkemesinin kararıyla; olayda, uyuşmazlık dönemine ait defter ve belgelerin, fabrikada meydana gelen yangında zayi elması nedeniyle incelemeye ibraz edilmemesinin re’sen takdir sebebi olduğu, 213 Sayılı Yasanın 134. maddesinde vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken verginin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğunun belirtildiği, bu hüküm çerçevesinde, uğraş konusu bisküvi ve gofret imal ve satışı olan yükümlü şirketin, bu malların imalinde büyük miktarlarda un, şeker ve yağ satın aldığının ve alınan bu mallar karşılığında katma değer vergisi ödediğinin inceleme elemanlarınca gözardı edilmemesi gerekirken, uyuşmazlık dönemleri itibariyle yükümlü şirketin ödediği ve indirim konusu yaptığı katma değer vergilerinin miktar ve mahiyetleri yönünden hiçbir araştırma yapılmadan ve şirketin mal aldığı firmalar nezdinde yapılacak araştırmayla ödenen ve ödenmesi gereken vergilerin doğruluğu saptanmadan, ödenen katma değer vergilerinin aynen kabul edilip, indirilen katma değer vergilerinin kabul edilmemesinin hakkaniyete uygun düşmeyeceği, bu itibarla, yeterli bir inceleme, araştırma ve somut bir tespite dayanmayan inceleme raporuna dayalı cezalı tarhiyatta yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle tarhiyatı kaldırmıştır. Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 31.3.1994 Günlü ve E: 1992/6221, K: 1994/1495 sayılı kararıyla; 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29. maddesi uyarınca, indirim konusu yapılacak katma değer vergisinin fatura ve benzeri belgeler üzerinde ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerektiği, olayda, mahkeme kararı ile yandığı saptanan defter ve belgelerin ibraz edilememesi nedeniyle vergi matrahının tamamen veya kısmen maddi delillere dayanılarak saptanması olanağı ortadan kalkmakla birlikte, bu hususun ispat ve ibraz yükümlülüğünü ortadan kaldıracak hukuki bir neden olarak düşünülemeyeceği, zira, ticari icaplara göre, emtia satın aldığı kişi veya kuruluşları tanımak ve bilmek durumundaki bir alıcının, gerekli girişimleri yaparak emtia alımına ilişkin belgelerin mevcudiyetim ispat olanağına sahip bulunduğunun kabulü gerektiği, bunun doğal sonucu olarak, maddi delillerin yitirilmesi sonucunu doğuran yangın dolayısıyla ispat külfeti kendisine düşen yükümlüler tarafından ibraz edilebilen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılabileceği, aksi halde indirimlerin kabul edilemeyeceği, dosyada mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 19801990 yıllarına ve dolayısıyla tarh dönemine ait defter ve belgelerin, fabrika binasında çıkan yangından kısmen yandığı, bir kısminin ise ıslanma nedeniyle zarar gördüğü, bunların daha sonra şirket yetkililerince imha edildiği ya da nakil sırasında araçtan düştüğü ileri sürülerek .incelemeye ibraz edilmemişse de, inceleme raporu ve vergi tekniği raporu ekinde yeralan tutanaklardaki beyan ve tespitler arasında çelişkiler bulunması ve yine inceleme raporu ve eklerinde yer alan, gerek bilirkişi raporunu, gerekse şirket yetkililerinin iddialarım kusurlandıracak nitelik ve içerikteki tespitler ve ayrıca .... 1 . Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yangın sonrası durumun tespitiyle görevlendirilen bilirkişi serbest muhasebeci mali müşavir (AA)’nın, yükümlü şirketin de içinde bulunduğu (B) Şirketler Grubuyla uzun yıllardır iş ilişkisi olduğunun, 1986 yılından incelemenin yapıldığı yıla kadar şirket adına, şirket sözleşmesi, sermaye artırımı, yeni şirket kuruluşu, defter ve onayı vs. gibi konularda iş yaptığının açıkça anlaşılması karşısında, olayda yükümlü şirket yetkililerinin iyi niyetinden söz edilemeyeceği bu nedenle indirimlerin gerçeğe uygun bulunduğu hususunda ispat külfetinin şirket yetkililerine ait olduğu, bu durumda, mal alınan firma ya da firmaların yükümlü şirket yetkililerince bilinmesi doğal olduğundan, bu firmaların inceleme elemanına bildirilmesi ve temin edilen belgelerin incelemeye ibrazı suretiyle karşıt incelemeye olanak sağlanması gerekirken bu yola gidilmediği, sadece dava aşamasında mal alışları ile ilgili bazı belge ve fatura örneklerinin mahkemeye ibraz edildiği, bir faturanın, gerçeğe uygun olup olmadığının tespitinin, bu faturanın düzenlenmesinden önce gelen alımsatım kademelerindeki bütün işlemlerin incelenmesine bağlı olduğu, bu incelemenin ise kanunda belirtilen yetkili elemanlar tarafından yapılabileceği, bunun için defter ve belgelerin inceleme elemanına ibraz edilmesi gerektiği, bu itibarla, mal alışları ile ilgili bir kısım belgeyi mahkemeye ibraz eden yükümlünün bu belgeleri üzerinde mahkemece Vergi Usul Kanununun öngördüğü şekilde bir vergi incelemesi yapılmaksızın, indirime konu katma değer vergisinin gerçekten ödenip ödenmediğinin saptanmasının mümkün olamayacağı sonucuna varıldığı, mahkeme kararının kaçakçılık cezalı dahili tevkifata ilişkin hüküm fıkrası yönünden ise, peşin bir vergi niteliği taşıyan dahili tevkifatın, sonuçta yıllık kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsubunun gerekli olduğu, mahsup olanağı kalmayan bir dahili tevkifatın daha sonra tahsili cihetine gidilmiş olmasının vergi mükerrerliğine yol açacağı ancak, olayın niteliği itibariyle şirket hakkında kaçakçılık cezasına ilişkin hükümlerin uygulanmasında isabet bulunmamakla birlikte, olayda vergi ziyaı meydana geldiği açık olduğundan, cezanın kusura çevrilmesi gerekirken tamamen kaldırılmasında isabet bulunmadığı, gerekçesiyle mahkeme kararım bozmuştur. Bozma kararma uymayan ....... Vergi Mahkemesi Kararıyla, ilk kararında direnerek kaçakçılık cezalı tarhiyatı kaldırmıştır. Karar, Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş ve inceleme raporunda da belirtildiği üzere, indirimin kabul edilebilmesi için indirime konu katma değer vergisine ilişkin belgeler ile bu belgelerin kaydedildiği defterlerin ibrazı gerektiği, oysa yükümlü şirket tarafından bu gerekliliğe uyulmaması nedeniyle indirimlerin kabul edilemeyeceği ileri sürülerek kararın bozulması istenmektedir. Karar: Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi kararın özet bölümünde yazılı Vergi Mahkemesi ısrar kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle kurulumuzca da uygun bulunmuş ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine oyçokluğuyla karar verildi. KAR$l OY: Uyuşmazlık 1986 yılma ait defter ve belgelerin yandığım ileri sürerek inceleme elemanına ibraz etmeyen yükümlünün, beyan ettiği katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek, re’sen yapılan tarhiyattan doğmuştur. . . 3065 Sayılı Yasanın 29 ve 34. maddelerine göre katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmesi ve sözkonusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerektiği anlaşılmaktadır. Olayda ilgili dönem defter ve belgelerinin yandığı mahkeme kararı ile saptandığına göre, ibraz edilemeyeceği olan defter ve belgeler nedeniyle vergi matrahının tamamen veya kısmen maddi delillere dayanılarak saptanması olanağı ortadan kalkmakta, dolayısıyla re’sen tarh nedeninin kabulü zorunlu hale gelmektedir. Öte yandan defter ve belgelerin yanmış olması, 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesi uyarınca yükümlüye ait ispat ve ibraz mükellefiyetini ortadan kaldırmaya dayanak sayılabi lecek hukuki bir sebep olarak da düşünülemez. Zira ticari icaplara göre emtia satın aldığı kişi ve kuruluşları tanımak ve bilmek durumundaki bir alıcı gerekli girişimleri yaparak emtia alımına ilişkin belgelerin varlığım ispat olanağına her zaman sahip bulunmaktadır. Bu itibarla maddi delillerin yitirilmesi sonucunu doğuran yangın dolayısıyla ispat külfeti kendisine düşen yükümlüler tarafından ibraz edilebilen fatura ve benzeri vesikalara ilişkin katma değer vergisinin indirim konusu yapılması, aksi halde, indirimlerin kabul edilmemesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece belirlenecek makul bir süre içinde yükümlü tarafından ibraz ve ispat edilecek fatura örnekleri dikkate alınarak ve incelenerek indirim konusu yapılacak katma değer vergisi tutarlarının tespit edilmesi, belgelerini ibraz edemediği indirimlerin kabul edilmemesi gerekirken, tarhiyatı tamamen terkin eden mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı