|
Dairesi
idarece yükümlüler aleyhine re’sen yapılan düzeltme işlemlerine karşı doğrudan dava açılabileceği gibi, dava açılmadan önce uzlaşma isteminde bulunulabilir. Uzlaşmaya varılamaması veya uzlaşmanın vaki olmaması halinde de dava açma yoluna gidilebilir.
|
|
Karar No
1997/4046
|
|
Esas No
1996/6616
|
|
Karar Tarihi
19-11-1997
|
|
|
Danıştay Üçüncü Daire
idarece yükümlüler aleyhine re’sen yapılan düzeltme işlemlerine karşı doğrudan dava açılabileceği gibi, dava açılmadan önce uzlaşma isteminde bulunulabilir. Uzlaşmaya varılamaması veya uzlaşmanın vaki olmaması halinde de dava açma yoluna gidilebilir. istemin Özeti: Düzeltme fişine dayanılarak davacı şirket adına 1994 takvim yılı için salınan net aktif vergisine bağlı olarak kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 121. maddesinde; idarece tereddüt edilmeyen açık ve mutlak vergi hatalarının re’sen düzeltileceğinin, kendi aleyhlerine düzeltme yapılan kimselerin düzeltmeye karşı vergi mahkemesinde dava açma hakların mahfuz olduğunun belirtildiği, aynı Kanun’un ek 1. maddesinde, ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi cezalarının tahakkuk edecek miktarları mevzuunda; idarenin, bu bölümde yeralan hükümler dairesinde mükellefler veya cezaya muhatap olanlarla aşağıda yazılı hususlarda uzlaşabilecekleri, ek 5. maddenin dördüncü fıkrasında, uzlaşma temin edilemediği takdirde komisyonca bu hususu belirtmek üzere tanzim olunacak tutanağın birer nüshasının üç gün içinde vergi dairesine ve ilgiliye tebliğ olunacağı, uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi hallerinde, aynı vergi ve ceza için yeniden uzlaşma talebinde bulunulamayacağı, ek 7, maddede ise, müddeti içinde uzlaşma talebi bulunan mükellef veya ceza muhatabının uzlaşma talep ettiği vergi ve ceza için, ancak uzlaşma vaki olmadığı takdirde dava açma yoluna gidilebileceğinin hükme bağlandığı, dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirket adına 1994 takvim yılı için re’sen salınan 785.187.988 lira net aktif vergisi ile kesilen 2.325.561.000 lira kaçakçılık cezasına karşı uzlaşma sağlanamadığı yolunda 9.5.1996 tarih ve 96/223 sayılı uzlaşma komisyonu tutanağının düzenlendiği, sözkonusu vergi ve cezanın mahkemelerinde dava konuşu edildiği, idarece daha sonra 9/21 sayılı düzeltme fişi ile verginin 198.688.334 liraya, cezanın ise, 596.065.000 liraya indirildiği, fazla kısminin ise terkin edildiği, düzeltme fişinde yeralan kaçakçılık cezasına karşı uzlaşma talebinde bulunulduğu, bu talebin, ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi ve cezaların tahakkuk edecek miktarlarının uzlaşma mevzuuna girdiği, düzeltme fişinin uzlaşma mevzuuna girmediği gerekçesiyle esasa geçmeden reddedilmesi üzerine dava açıldığının anlaşıldığı, açıklanan hükümlerden davacının uzlaşma talebine konu olan vergi ve ceza üzerinde uzlaşmaya varılmaması halinde dava yoluna başvurmasının mümkün olduğu, nitekim uzlaşmanın sağlanamaması üzerine sözü edilen vergi ve cezanın mahkemeleri nezdinde dava konuşu edildiğinin ve 09.05.1996 tarih ve karar ile davanın süre aşımı yönünden reddedildiğin anlaşıldığı, mahkemelerinde dava açılmasını müteakip idarece yapılan düzeltmeye karşı 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 121. maddesi hükmü gereğince mahkemelerince dava açma hakkı mahfuz olmasına ve düzeltme fişine karşı uzlaşmaya başvurmasının mümkün olmamasına karşın davacı tarafından daha önce uzlaşma talebine konu ettiği vergi ve ceza üzerinden yapılan düzeltmeyi müteakip yeniden uzlaşma yoluna gidilmesinin ve bu talebin reddi yolundaki işleme karşı da dava açılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle reddeden vergi mahkemesi kararının: idarece yapılan işlemde yanlışlık görülerek, vergi kendilerinin istediği gibi 198.688.331 liraya indirildiği halde üç kat tutarında kaçakçılık cezasının düzeltme fişiyle istendiği, düzeltme fişine karşı dava açma haklarının bulunduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 121. maddesinde; idarece tereddüt edilmeyen açık ve mutlak vergi hataların in re’sen düzeltmeye karşı vergi mahkemesinde dava açma haklarının mahfuz olduğu, aynı Kanun’un uzlaşmanın mevzuu başlıklı ek 1. maddesinde, ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi cezalarının tahakkuk edecek miktarları mevzuunda; idarece, bu bölümde yeralan hükümler dairesinde mükellefler veya adına cezaya muhatap olanlarla aşağıda yazılı hususlarda uzlaşılabileceği, ek 5. maddesinde ise, uzlaşma temin edilemediği takdirde (mükellefin veya adına ceza kesilenin uzlaşma komisyonunun davetine icab etmemesi, komisyona geldiği halde uzlaşma tutanağım imzalamaması veya bu tutanağı ihtirazi kayıtla imzalamak istemesi halinde de uzlaşma temin edilmemiş sayılır) komisyonca bu hususu belirtmek üzere tanzim olunacak tutanağın birer nüshasının üç gün içinde vergi dairesine ve ilgiliye tebliğ olunacağı, uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi hallerinde, aynı vergi veya ceza için yeniden uzlaşma talebinde bulunulamayacağı, ek 7. madde de, müddeti içinde uzlaşma talebinde bulunan mükellef veya ceza muhatabının uzlaşma talep ettiği vergi ve ceza için,ancak uzlaşma vaki olmadığı takdirde dava açma yoluna gidebileceği hükme bağlanmıştır. Yukarıda açıklanan hükümlere göre, idarece yükümlüler aleyhine re’sen yapılan düzeltme işlemlerine karşı doğrudan dava açılabileceği gibi, dava açılmadan önce uzlaşma isteminde bulunulabileceği, uzlaşmaya varılmaması veya uzlaşmanın vaki olmaması halinde de dava açma yoluna gidilebileceği açıktır. Olayda her ne kadar mahkemece, uzlaşma talebine konu olan vergi ve ceza üzerinde uzlaşmaya varılamaması üzerine mahkemelerinde açılan davanın süreaşımı yönünden reddedildiği, dolayısıyla düzeltme fişiyle düzeltilen vergi ve cezaya karşı yeniden uzlaşmaya başvurulmasının mümkün olmadığı, bu talebin reddi yolundaki işleme karşı dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı şirket tarafından, re’sen salınan 785,187.688 lira net aktif vergisi el kesilen 2.325.561.000 lira kaçakçılık cezasına karşı yapılan uzlaşma başvurusu ile, düzeltme fişiyle düzeltilen miktarlara karşı uzlaşma yoluna da başvurmalarının olanaklı bulunması nedeniyle, mahkemece ceza kesme işlemine karşı açılan davanın esastan incelenerek karar verilmesi gerekirken reddi yolunda verilen kararda yasal isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle yükümlü temyiz isteminin kabulüyle vergi mahkemesi kararının bozulmasına oybirliği ile karar verildi.
|
|