|
Dairesi
Yükümlü, 3 aylık beyan dönemine tabi nakliyecilik faaliyetinin yanısıra kasaplık faaliyetine de başlaması halinde, bu tarihten itibaren KDV beyannamelerim 3’er aylık değil, aylık olarak vermesi gerekir.
|
|
Karar No
1997/387
|
|
Esas No
1995/4842
|
|
Karar Tarihi
04-02-1997
|
|
|
Danıştay Onbirinci Daire
Yükümlü, 3 aylık beyan dönemine tabi nakliyecilik faaliyetinin yanısıra kasaplık faaliyetine de başlaması halinde, bu tarihten itibaren KDV beyannamelerim 3’er aylık değil, aylık olarak vermesi gerekir. .İstemin Özeti: 1992 yılı Ocak dönemine ait katma değer vergisi beyannamesini süresinde vermeyen yükümlü adına takdir komisyonu kararma dayanılarak kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarh edilmiştir. Vergi Mahkemesi kararı ile; 3065 sayılı Kanunun 41. maddesinde, mükelleflerin ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanların katma değer vergisi beyannamelerim’, vergilendirme dönemini takibeden ayın 25. günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlü olduklarının belirtildiği, aynı Kanunun 39. maddesinin 1. fıkrasında, ’Katma değer vergisinde, vergilendirme dönemi, faaliyet gösterilen takvim yılının üçer aylık dönemleridir. Ancak, Maliye Bakanlığı mükelleflerin yıllık gayri safi hasılatlanna göre üç aylık vergilendirme dönemi yerine birer aylık vergilendirme dönemi tespit etmeye yetkilidir’ hükmüne yer verildiği, sözkonusu Kanun maddesine dayanılarak anılan Bakanlıkça çıkarılan 32. No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nde ise, münhasıran uluslararası yük ve yolcu taşımacılığı ile şehirlerarası yük taşımacılığı işini birlikte yapan mükelleflerin yanısıra, şehir içi yük taşımacılığı yapan mükelleflerin de beyannamelerim üç aylık dönemler itiba nyla verebilecekleri, üç aylık beyan dönemine tabi olan mükelleflerin, aylık beyan dönemine tabi olmayı gerektiren başka faaliyetlerinin de elması halinde, uluslararası, şehirlerarası ve şehir içi yük taşımacılığı ile uluslararası yolcu taşımacılığı işi de dahil olmak üzere, tüm faaliyetleri için katma değer vergisi beyannamelerim aylık dönem itibarıyla vereceklerinin belirlendiği, olayda ise, yükümlünün nakliyecilik faaliyetinin yanısıra 05.02.1992 tarihinde kasaplık faaliyetine başladığı, yukarıda sözü edilen düzenlemeler uyarınca da aylık beyanname verme kapsamına dahil olduğu, bu durumda, nakliyecilik işine ait 1992 yılı Ocak beyannamesini en geç 25.02.1992 tarihinde vermesi gerekmekte iken, bu zorunluluğa uymayıp, nakliyecilik faaliyetine ilişkin 1992 y^ılı Ocak ve Şubat aylarına ait beyannamelerinj, kasaplık faaliyetine ilişkin 1992 yılı Şubat dönemi beyannamesi ile birlikte 1992 yılı Mart ayında vererek aylık beyanname verme kuralım ihlal edip, süresinden sonra beyanname verdiğinin anlaşıldığı, bu durum ise, 213 sayılı Kanunun 30. maddesinde re’sen takdir sebebi olarak kabul edildiğinden süresinden sonra verilen ve nakliyatçılık işine ait 1992 yılı Ocak dönemi matrahının re’sen takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının yerinde olduğu, ancak, dosyanın incelenmesinden, takdir komisyonunca yükümlünün verdiği beyannamede nakliyatçılık işi ile ilgili olarak beyan ettiği matrah aynen takdir edildiği halde idarenin, beyannamede gösterilen indirim konusu vergileri dikkate almadan cezalı vergi tarh ettiğinin görüldüğü, oysa, indirim konusu vergilerin dikkate alınması halinde ortada ödenecek vergi kalmayacağında tartışma bulunmadığı, bu durumda, ilgili dönemde beyan edilen indirim konusu vergiler gözönüne alınmadan idarece yapılan tarhiyatta isabet görülmediği gerekçesiyle kaçakçılık cezalı katma değer vergisini terkin etmiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, karara esas alınan indirim konusu katma değer vergileri sadece Ocak ayma ilişkin değil, aynı zamanda Şubat ayım da kapsayan ve iki aylık harcamalara ait indirimler olup, mahkeme tarafından, bu tutarların tamamının Ocak ayma ait indirimler olarak dikkate alınmasının yerinde olmadığım, bu durumda ilgili mevzuata uygun olarak yapılan tarhiyatta isabetsizlik bulunmadığım ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine, Vergi Mahkemesi kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi.
|
|