Danıştay Dokuzuncu Daire
Yükümlü şirketin ihraç kaydıyla ihracatçıya firmaya yaptığı çimento teslimlerine ait faturaların fiili ihraç tarihinden sonra düzenlenmesi nedeniyle teslim tarihi ve üç aylık süre belirlenemediği ileri sürülerek tarh olunan cezalı katma değer vergisi tarhiyatında usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında yasal isabet yoktur. İstemin Özeti: Çimento imalatıyla uğraşan yükümlü şirketin ihraç kaydıyla ihracatçı şirkete verdiği çimentoya ait faturayı fiili ihraç tarihinden daha sonra düzenlediği, bu nedenle çimentonun teslim tarihi belirlenemediğinden üç aylık ihraç süresinin tespit edilemediği ileri sürülerek 1990/Nisan dönemi için tarh olunan kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin, özel usulsüzlük ve usulsüzlük cezalarının terkini istemiyle açılan davayı; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 11/c maddesinde ihraç şartıyla mal teslimlerinde istisna konusunun düzenlendiği, 173 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin C1/h bölümünde, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarınca satılan mamullerin sevkiyatında düzenlenen belgelerde sevk irsaliyesinde bulunan bilgilerin bulunması halinde ayrıca sevk irsaliyesi aranmayacağının belirtildiği, ayrıca gümrük çıkışlarında nakil vasıtalarındaki malların mevcudu tespit edilip mühürlendikten sonra gümrük idarelerince verilen resmi belgelerin sevk irsaliyesi olarak kabul edildiği, olayda ise, yükümlü şirketin uyuşmazlık konuşu dönemde KİTolması, Vergi Usul Kanunu Yönetmelik hükümlerine tabi olmaması ve gümrük idarelerince düzenlenen belgelerin sevk irsaliyesi yerine geçeneğine ilişkin tebliğ hükmü karşısında yükümlü şirketin ihraç kaydıyla yaptığı teslimlerin süresinde yapılmadığından bahsedilmeyeceği, bu nedenle ihraç şartıyla teslimlerin normal teslim olarak kabul edilmesi sonucunda tarh olunan kaçakçılık cezalı katma değer vergisinde yasal isabet görülmediği, kaldı ki, kamu kurum ve kuruluşlarının vergi kaçırma kastı bulunduğunun kabulü mümkün olmadığı gibi, sözkonusu malların satışı... organizatörlüğünde gerçekleştirildiğinden ve oluşan birim fiyat üzerinden fatura kesme zorunluluğu bulunduğundan ihracatın süresinde gerçekleşmediğinden bahisle vergi salınamayacağı, kesilen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına gelince, yükümlü şirketin KİT elması nedeniyle faturasız mal çıkışı bulanamayacağından defter ve belgelerinin ihticaca salih olmadığının kabul edilemeyeceği, bu nedenle kesilen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında yasal uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kabul ederek cezalı tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması isteminden ibarettir. Karar: Temyiz edilen Vergi Mahkemesinin 01.12.1995 gün ve 1995/1076 sayılı kararında, 2557 sayılı idari Yargılama Usulü Kanun'un 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisinin bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddine, anılan mahkeme kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi.