Danıştay Dokuzuncu Daire
Defter ve belgelerim terörist baskını sırasında meydana gelen yangında yanması nedeniyle incelemeye ibraz edemeyen yükümlünün beyan ettiği KDV indirimlerinin kabul edilebilmesi için mahkemece yükümlüye emtia alışı yaptığı kişi ve kuruluşlardan ihtilaflı yılla ilgili olarak sağlayacağı faturaların sonucunda ibraz edilen belgelerin gerçekten alış yaptığı emtialara ait alış faturaları olup olmadığının araştırılması gerektiği, 213 sayılı Kanun'un 373. maddesi hükmüne göre mücbir sebep nedeniyle ceza uygulanamaz. İstemin Özeti: Fırıncılık işiyle uğraşan yükümlünün 1992 yılı defter ,e belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle ihtilaflı dönemde beyan ettiği katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi sonucu vergi inceleme raporuna göre 1992 yılı Şubat ile Aralık dönemleri için re'sen tarh olunan katma değer vergisi ile kesilen kaçakçılık ve usulsüzlük cezasına karşı açılan davayı; Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmesinin re'sen takdir sebebi olduğu, davacının 29.03.1993 tarihinde meydana gelen terörist baskını sırasında defter ve belgelerinin yandığı ve ortada mücbir sebep halinin mevcut olduğu iddiasının, 30.09.1993 tarihli ilçe hasar tespit komisyonu tutanağının, incelenmesi sonucu geçerli olmadığı kanaatine varıldığı, davacının dava dilekçesinde sadece mücbir sebebin varlığından bahsettiği, matrahın bulunuş şekline ve miktarına ilişkin hiçbir itirazının olmadığı, vergi denetmenince davacının tarh dosyasındaki bilgi ve belgelere göre saptanan matrah farkı üzerinden dönemler itibariyle re'sen yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabetsizlik bulunduğu gerekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesinin kararının; terörist baskını neticesinde meydana gelen yangın ve tahribatta yok olan defter ve belgelerin ibraz edilmemesinden dolayı ödeme gücünün üstünde cezalı vergi salınmasının hak ve adalet anlayışına aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenmektedir. Karar: Uyuşmazlıkta, yükümlünün 1992 yılı defter ve belgelerini 29.09.1993 tarihinde meydana gelen terörist baskınında yandığından bahisle incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle 1992 yılı Şubat ila Aralık döneminde indirim konuşu yaptığı katma değer vergilerinin indiriminin kabul edilmemesi sonucu, re'sen tarh edilen kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ile kesilen kaçakçılık ve usulsüzlük cezasına karşı açılan davayı reddederek cezalı tarhiyatı onayan mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde 'Re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır. inceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkı re'sen takdir olunmuş sayılır' şeklinde tanımlandıktan sonra aynı maddenin 3. bendinde de, bu kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısminin tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemiş olması halinde maddi delillerin var olmadığının kabul edileceği belirtilmiştir. Madde hükmüne göre defter ve belgelerin her ne sebeple olursa olsun ibraz edilmeme halinin re'sen takdir sebebi sayılacağı kuşkusuzdur. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1/a bendinde de, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri, aynı Kanun'un 34. maddesinin 1. bendinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu hükümler karşısında katma değer vergisinin indirim konuşu yapılabilmesi için, indirim konuşu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmesi ve sözkonusu belgelerin defterlere kaydedilmiş olması gerekmektedir. Öte yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (b) bendinde ifade edildiği gibi, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin saptanması gerekir. Ayrıca idari yargıda re'sen araştırma ilkesi esas olup, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesinde, Danıştay, idare ve Vergi Mahkemelerinin bakmakla yükümlü oldukları davalara ait her çeşit incelemeyi kendiliklerinden yapmaları öngörülmüştür. Buna göre bakılan davalarla ilgili dosyada mevcut bilgi ve belgelerin gerçeğe ulaşılmasında yeterli görülmemesi halinde, mahkemelerce madde hükmünde öngörülen her türlü incelemenin yapılması, gerek re'sen araştırma ilkesi, gerekse sözü geçen kanun hükmü karşısında zorunluluk Arz etmektedir. Gerçeğe ulaşılma doğrultusunda yapılan araştırma ve incelemelerin idarenin yerine geçme olarak düşünülmesi de mümkün değildir. Olayda, yanması sebebiyle ibraz edilemeyen defter ve belgeler nedeniyle vergi matrahınin tamamen veya kısmen maddi delilere dayanılarak saptanması olanağı ortadan kalkmış olduğundan re'sen takdir nedeninin varlığının kabulü zorunlu hale gelmiştir. Ancak defter ve belgelerin yanmış bulunması, yukarıda belirtilen ispat ve ibraz yükümlülüğünü ortadan kaldırmaya dayanak sayılabilecek hukuki bir neden olarak düşünülemez. Zira ticari icaplara göre emtia satın aldığı kişi veya kuruluşları tanımak ve bilmek durumundaki bir alıcı gerekli girişimleri yaparak emtia alımına ilişkin belgelerin mevcudiyetini ispat olanağına her zaman sahip bulunmaktadır. Bu durumda ise ispat külfeti kendisine düşen yükümlüler tarafından ibraz edilebilen fatura ve benzeri vesikalara ilişkin katma değer vergisi indirim konuşu yapılabilecek, aksi halde indirimler kabul edilmeyecektir. Bu açıklamalar karşısında mahkemece öncelikle yükümlülere, emtia ansı yaptığı kişi veya kuruluşlardan ihtilaflı yılla ilgili olarak sağlayacağı belgelerin ibrazı için müsait bir süre verilmesi, bunun sonucunda ibraz edilen belgelerden davalı vergi dairesi müdürlüğünün de haberdar edilmesi suretiyle sözkonusu faturaların gerçekten alış yaptığı emtialara ait alış faturaları olup olmadığının araştırılması ve gerçek alış faturaları gözönüne alınarak ödenmesi gereken verginin tespiti, gerekirse bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi zorunludur. Cezalara gelince; Vergi Usul Kanunu'nun, mücbir sebepler başlığım taşıyan 373. maddesi, 'Bu kanunda yazılı mücbir sebeplerden birinin vukua geldiği malum ise veya tevsik ve ispat olunursa vergi cezası kesilmez.' hükmünü taşımaktadır. Dosyada mevcut... Cumhuriyet Başsavcılığının kararının 30.09.1993 tarihli ilçe hasar tespit komisyonu tutanağının incelenmesinden; teröristlerce ... ilçesi Merkezine roketatarlar ve uzun namlulu silahlarla saldırıldığı ve saldırı sonunda ilçedeki diğer işyerleriyle birlikte yükümlüye ait fırınının da hasar gördüğü anlaşıldığından anılan 373. madde hükmüne göre mücbir sebep nedeniyle ceza uygulanmayacağı tabidir. Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulüne, Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına, açıklanan hususlar dikkate alınarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.