Danıştay Onbirinci Daire
Aynı holding bünyesinde borç para verilmesi olayında, borç paranın karşılığında faiz geliri elde edilmediği sürecek, KDV doğması da sözkonusu olamaz. İstemin Özeti: Yükümlü anonim şirketin adına aldığı banka kredilerini yönetim ilişkisi içinde olduğu (B) Holding Anonim Şirketi ve (R) Dış Ticaret Anonim Şirketi'ne karşılıksız (faiz tahakkuk ettirmeden) kullandırmasının bir finansman hizmeti olarak nitelendirilmesi gerektiği ileri sürülerek yükümlü şirket ile adı geçen iki şirket arasındaki borçalacak ilişkisinin izlendiği hesapların incelenmesi sonucu saptanan matrah üzerinden yükümlü şirket adına 1992 yılı Aralık dönemi için resen kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarh edilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; 3065 sayılı Kanunun 1. maddesinin 1. fıkrasında, ticari, sınai,zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu belirtilmiş olup, aynı Kanunun 4. maddesinde hizmetin tanımlandığı, 5. maddede ise hizmet sayılan hallerin belirlendiği, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın da 20. maddede dört bent halinde sayıldığı, dosyanın incelenmesinden ise, yükümlü şirketçe, aynı Kanunun 4. maddesinde hizmetin tanımlandığı, 5. maddede ise hizmet sayılan hallerin belirlendiği, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın da 20. maddede dört bent halinde sayıldığı, dosyanın incelenmesinden ise, yükümlü şirketçe, aynı holding bünyesinde yeralan (R ) Dış Ticaret Anonim Şirketi ile (B) Holding Anonim Şirketi'ne borç para verildiği, borç almaverme işlemlerinin cari hesapta izlendiği, yapılan işlemler sonucunda cari hesabın yükümlü şirket lehine herhangi bir bakiye vermediği, başka bir anlatımla, borç para verme karşılığında faiz geliri elde edilmediği hususlarının ihtilafsız olduğunun anlaşıldığı, bu durumda, olayda 3065 sayılı Kanunun 1. maddesinde öngörüldüğü anlamda bir hizmet olduğunun kabulü suretiyle düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak tarhiyat yapılmasında isabet görülmediği gerekçesiyle kaçakçılık cezalı katma değer vergisini terkin etmiştir, idare 5422 sayılı Kanunun 17. maddesinin 3. fıkrası hükmü çerçevesinde örtülü kazanç dağıttığı inceleme raporu ile saptanan ve 3065 sayılı Kanunun 1. maddesinde öngörüldüğü anlamda bir hizmet ve hizmet karşılığı yükümlü şirket lehine bir menfaat bulunmaması, bu işlemler sonucunda bir katma değer vergisi doğmaması nedeniyle idare tarafından menfaate dayalı olmayan borç para verme işleminin bir finansman temini hizmeti niteliğinde bir hizmet olduğunun kabulü suretiyle düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak tarhiyat yapılmasında isabet görülmediği gerekçesiyle kaçakçılık cezalı katma değer vergisini terkin etmiştir, idare, 5422 Sayılı Kanunun 17. maddesinin 3. fıkrası hükmü çerçevesinde örtülü kazanç dağıttığı inceleme raporu ile saptanan ve 3065 sayılı Kanun açısından da bir finansman temini hizmeti olması nedeniyle yükümlü şirket adına yapılan cezalı tarhiyatta isabetsizlik olmadığım ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine, Vergi Mahkemesinin kararının onanmasına gününde oyçokluğu ile karar verildi. AYRIŞIK OY: 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu belirtilmiş, aynı kanununu 4. maddesinde, hizmet; teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olarak tanımlandıktan sonra bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi hallerde gerçekleşebileceği açıklanmıştır, Yasa'nın 5. maddesinde de, 'vergiye tabi bir hizmetten işletme sahibinin, işletme personelinin veya diğer şahısların karşılıksız yararlandırılması' hizmet sayılan haller olarak gösterilmiş olup 20. madde de, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığım teşkil eden bedel olduğu ve bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlar tarafından borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat hizmet ve değerler toplamım ifade edebileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır. Bu hükümler birlikte irdelendiğinde, katma değer vergisi yönünden hizmet kavramının çok geniş tutulduğu, teslim ve teslim sayılan haller ile ithalat dışındaki işlemlerin tümünün hizmet sayılarak, vergilendirilmesinin sağlanmak istendiği anlaşılmaktadır. Olayda, yükümlü anonim şirket tarafından uyuşmazlık döneminde, aynı holding içindeki sürekli ticari ilişki içinde bulunduğu (B) Holding Anonim Şirketi ve (R) Dış Ticaret Anonim Şirketi'nin finansman ihtiyacım karşılamak üzere bankalardan temin edilen kredilerin anılan şirketlere aktarılmasına karşın (B ) Holding Anonim Şirketi ve (R) Dış Ticaret Anonim Şirketi'nden alacaklı olunan miktara bu krediler nedeniyle bankalara ödenen faiz komisyon giderleri eklenmediği gibi fatura düzenlenmediği ve katma değer vergisi hesaplanmadığı inceleme ile saptanmıştır. Faiz ve komisyon giderlerinin krediyi alan, ancak, onu kullanmayan şirket bünyesinde bırakılması suretiyle kredinin diğer şirketlere aktarılarak bu şirketler tarafından kullanıldığı sabit olduğundan, bu durumun bir finansman temini hizmeti kapsamında nitelendirilerek bu hizmete ilişkin olarak fatura düzenlenmesi ve katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir, Bu nedenle, gerek davacı şirketin gerekse (B) Holding ve (R ) Dış Ticaret Anonim Şirketi'nin aynı şirketler grubu bünyesinde bulunmaları nedeniyle bankalardan alınan kredinin kullandırılması işlerinin faiz yolu ile gelir sağlamaya yönelik bir ödünç para verme işlemi olmadığı gibi 3065 sayılı Kanunun 1. maddesinde sayılan haller kapsamına da girmediği gerekçesiyle tamiyatı terkin eden vergi mahkemesi kararının bozulması gerekirken vergi dairesi temyiz isteminin reddi yolundaki çoğunluk kararma katılmıyorum.