Dairesi
Yurt dışına ihraç edilen mal bedeli dövizlerin yurda getirilmesi zorunlu olmayan yüzde yirmisinin tahsil edilinceye kadar dönem sonu itibariyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 280. maddesi uyarınca değerlemeye tabi tutulması gerekir.
Karar No
1997/270
Esas No
1996/71
Karar Tarihi
23-05-1997
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu

Yurt dışına ihraç edilen mal bedeli dövizlerin yurda getirilmesi zorunlu olmayan yüzde yirmisinin tahsil edilinceye kadar dönem sonu itibariyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 280. maddesi uyarınca değerlemeye tabi tutulması gerekir. İstemin Özeti: Dış ticaret ve pazarlama alanında faaliyet gösteren davacı şirketin, ihracat nedeniyle doğan ve döviz cinsinden olan alacakların in yurda getirilmesi zorunlu olmayan yüzde yirmisine ilişkin kısmım, yıl sonu itibariyle değerlemeye tabi tutmadığı belirtilerek 1985 yılı için adına ikmalen salınan kurumlar vergisi ve kesilen kaçakçılık cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Davayı inceleyen Vergi Mahkemesinin kararıyla; davacı şirket tarafından 198319841985 ve 1986 yıllarında yapılan ihracat bedellerinin bir kısminin yurda getirilmediğinin ihtilafsız olduğu, çözümlenmesi gereken hususun, kambiyo mevzuatı gereği yurda getirilmeyen bu dövizlerin, belge ibraz edilmemesine rağmen ilgili yılda tahsil edilerek yurt dışında kullanıp kullanılmadığı, başka bir deyişle kambiyo mevzuatı uyarınca ihracatçının serbest tasarrufuna bırakılan dövizin vergi hukuku açısından vergiye tabi olup olmadığına ilişkin olduğu, davacı şirketin, bu ihracatlarla ilgili olarak yurt dışında yapılan giderler nedeniyle defter ve belgelerinde hiç gider kaydı bulunmadığım ileri sürdüğü, bir gelir elde ediliyorsa bu gelir için bazı giderlerin yapıldığının da kabulü gerektiği, inceleme raporunda şirketin yurt dışında harcama yaptığı kabul edilmekle birlikte harcamanın miktarının şirket sermayesinden fazla olması ve harcamalara ilişkin belge ibraz edilmemesi nedeniyle kabul edilmediğinin belirtildiği, ancak bu dövizlerin kambiyo mevzuatı gereği ihracatçının serbest tasarrufuna bırakıldığının açık olduğu, bir gelirin elde edilmesi için mutlaka gider yapılması gerektiği düşünüldüğünde ihtilaf konuşu dövizlerin ilgili yıllarda tahsil edilip gider olarak kullanıldığının kabulü gerektiği gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; konuya ilişkin Bakanlar Kurulu kararlarının, ilgililerin serbest tasarrufuna bırakılan dövizlerin ne şekilde kullanıldığının kambiyo mevzuatı bakımından araştırmadığı, vergi mevzuatı yönünden ilgilinin beyanına itibar edilmesi gerektiği, bu dövizlerin ihraç yıllarında tahsil edilip harcandığının beyan edildiği, bu durumun aksi iddia edilerek tarhiyat yapılamayacağı, şirketin ihracat yaptığı tarihte, faturada yazılı döviz tutarlarım o günkü döviz kurlarından değerleyerek ihracat bedelinin tamamını kayıtlarına gelir kaydettiği, daha sonra yurda getirilip bir bankaya satılması gereken dövizlerin bozdurulduğu günün kuruna göre değerlendirilip kur farkının ayrıca gelir yazılmadığı, yurda getirilmeyen dövizlerin belgesi temin edilmeyen yurtdışı harcamalarda kullanıldığı, Bakanlar Kurulu kararıyla, bu ve benzeri hususlar gözönüne alınarak ihracattan elde edilen dövizin % 20’sinin ilgilinin serbest tasarrufuna bırakıldığı gerekçesiyle bozma kararma uymayarak ilk kararında direnmiştir. Karar: Türk parasının kıymetini koruma mevzuatı uyarınca ihracatı teşvik amacıyla ihracat bedeli dövizlerin % 20’sinin yurda getirilmesi konusunda ihracatçıları serbesti tanınmış, ihracatçılar sözkonusu dövizlerin yurda getirilme süresi açısından herhangi bir kısıtlamaya tabi tutulmamışlardır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 280. maddesinde yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayicinin tekerrüründe muvazaa olduğunun anlaşılması durumunda bu rayiç yerine alış bedelinin esas alınacağı, yabancı paranın borsada rayicinin olmaması halinde ise değerlemeye uygulanacak kurun Maliye Bakanlığı’nca tespit olunacağı öngörülmüştür. Davacı şirketin ilgili yıl defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu muhtelif yıllarda yapılan ihracatlarla ilgili yurda getirilmesi zorunlu olmayan ihracat bedelinin yüzde yirmisinin tahsil edilmediği ve ilgili yılların bilançosunda dövizli alacak olarak yer aldığı tespit edilmiştir, ihracatçıların gerçekleştirdikleri ihracat dolayısıyla elde ettikleri gerçek gelir ihracat bedeli dövizlerin tamamı olup, döviz kurlarındaki yükselme nedeniyle ihracat bedelinden kaynaklanan kurum kazancında meydana gelen artış da vergiye tabi olacaktır. Vergilendirilecek miktar, ihracatın yapıldığı tarihte geçerli olan döviz kuru ile tahsilat ya da tahsilat sözkonusu değilse dönem sonundaki döviz kuru arasındaki müspet farktır. Davacı şirketin ilgili yıl bilançosunda ihracat bedelinin yüzde yirmisi dövizli alacak olarak gösterilmiş olup, işletmenin alacağı olan bu dövizlerin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 280. maddesi uyarınca değerlemeye tabi tutulacağı açıktır. Davacı kurum tarafından bu dövizlerin ilgili yıllarda tahsil edilip harcandığı iddia edilmekle birlikte, bu iddiayı doğrulayacak kayıtlara defter ve belgelerde yer verilmemiştir, ihracat bedellerinin tahsil edildikleri günde geçerli olan döviz kuru üzerinden hesaplanarak kayıtlara yansıtılması ve bir harcama sözkonusu ise harcamanın niteliğine göre ilgili bölümlere kaydedilmesi gerekmektedir. Bu işlemler gerçekleştirilmediği müddetçe soyut iddialara itibar edilemeyeceğinden tadiyatın kaldırılması yolundaki ısrar kararında hukuka uygunluk görülmemiştir. Bu nedenle Vergi Mahkemesinin ısrar kararın in bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderlerine ilişkin hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına oybirliği ile karar verildi.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı