Dairesi
VUK'nun 11/3. maddesinin KDV hakkında uygulanması mümkündür. Madde hükmünün uygulanması için gerçek mal alımsatımı olmadan komisyon karşılığında fatura temin edildiğinin ya da kişi ve kuruluşlar arasında vergi ziyaa uğratma yönünden bir irtibatın bulunduğunun idarece tespiti gerekir.
Karar No
1997/242
Esas No
1995/5084
Karar Tarihi
16-01-1997

Danıştay Onbirinci Daire

VUK'nun 11/3. maddesinin KDV hakkında uygulanması mümkündür. Madde hükmünün uygulanması için gerçek mal alımsatımı olmadan komisyon karşılığında fatura temin edildiğinin ya da kişi ve kuruluşlar arasında vergi ziyaa uğratma yönünden bir irtibatın bulunduğunun idarece tespiti gerekir. İstemin Özeti: Temel gıda maddeleri imalatı ile uğraşan yükümlü şirketin sahte ve muhteviyat itibariyle yanıltıcı nitelikte fatura kullanmak suretiyle haksız katma değer vergisi indiriminde bulunduğu ve katma değer vergisi ladesi aldığı sürülerek müteselsil sorumlu sıfatıyla adına 1989 yılı Mayıs dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. Vergi Mahkemesinin kararıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11. maddesinde tanımı yapılan müteselsil sorumluluğun, zirai kazançlarla ilgili vergi kesintisi yapmak zorunda olan tüccarın ve muhtasar beyanname esasına göre stopaj usulü vergi kesintisi yapmak durumunda olan işverenin sorumluluğuna ilişkin olduğu, dolayısıyla hazineye intikal etmediği ileri sürülen katma değer vergilerinin anılan madde hükmü uyarınca yükümlüden müteselsil sorumlu sıfatıyla cezalı olarak istenilmesinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle cezalı tarhiyat terkin edilmiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından, vergi inceleme raporuna istinaden yapılan cezalı tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek Vergi Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir. Karar: Uyuşmazlık, yükümlü şirketin sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı nitelikte fatura kullanmak suretiyle haksız katma değer vergisi indiriminde bulunduğu ve katma değer vergisi iadesi aldığı ileri sürülerek 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11/3. maddesi uyarınca müteselsil sorumlu sıfatıyla adına kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmasından doğmuştur. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11. maddesine 3239 sayılı Kanunun 2. maddesiyle eklenen 3. fıkrasında, mal alım satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satıma taraf olanlar ile hizmetten yararlananlar, aralarında zımnen dahi olsa irtibat olduğu tespit olunanların müteselsil sorumlu tutulacakları öngörülmüştür. Bu maddenin gerekçesinde ise, kesilen vergilerin ve tahsil edilen katma değer vergilerinin mutlaka vergi dairesine yatırılmasının amaçlandığı, vergiyi kestiği halde veya tahsil ettiği halde vergi dairesine yatırmayanları zorlamak ve bu görevlerini yerine getirmelerin! sağlamak için alım satıma taraf olanlar ve hizmetten yararlananlar müteselsil sorumlu tutularak, gerçek yükümlünün bu görevini yapmasının sağlanmış olacağı belirtildikten sonra, katma değer vergisi tahsil edip vergi dairesine yatırmak zorunda olan bir kısım mükellefler tarafından, bu yükümlülüklerim yerine getirmemek amacı ile birtakım paravan firmalar kurulduğu, bu firmaların uhdelerinde önemli vergi birikmesine karşılık bu vergileri süresi içinde vergi dairesine yatırmadan ortadan kayboldukları, herhangi bir mal varlığı bulunmayan bu firmaların vergi borcunun tahsil edilemediği, söz konusu firmaların ise çoğu kez vergi kaçırmak amacıyla büyük alıcılar tarafından kurulduğu, bu tür paravan şirket kurulmasını önlemek maksadıyla bu maddenin düzenlendiği vurgulanmıştır. Buna göre, 213 sayılı Kanunun 11. maddesinin katma değer vergisi ihtilaflarına da uygulanacağı anlaşılmaktadır. Ancak bu maddedeki müteselsil sorumluluğun katma değer vergisi ihtilaflarına uygulanabilmesi için gerçek mal alım satımı olmadan, komisyon karşılığında fatura temin edildiğinin yahut kişi ve kuruluşlar arasında vergiyi ziyaa uğratma yönünden bir irtibat bulunduğunun idarece tespit edilmesi esas alınabilecek kuvvette bir izlenim edinilmesi şarttır. Dosyada mevcut vergi inceleme rapor ve eklerinin incelenmesinden, yükümlü şirketin mal alımlarıyla ilgili yasal defterine kaydederek indirim konusu yaptığı faturaların yanılıcı olduğu yolunda tespitler bu iddiayı kanıtlayıcı nitelikte olmadığı gibi mal aldığı kişiler ile yükümlü arasında vergiyi zıyaa uğratma yönünden bir irtibat bulunduğu hususunda da herhangi bir tespitin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, yasaların kendisine yüklendiği ödevleri eksiksiz yerine getiren iyi niyetli yükümlülerin mal aldığı kişilerin, vergiyi ödeyip ödemediklerim takip etmesi ve onları bu yönde icrai bir güçle zorlaması mümkün olmayıp bu kişilerin hareketlerinden sorumlu tutulması hukukun temel ilkelerine aykırı düşeceğinden; yükümlü şirketin mal alımlarıyla ilgili olarak hazineye intikal ettirilmeyen katma değer vergilerinden sorumlu tutularak 213 sayılı Kanunun 11/3. maddesi hükmü uyarınca adına cezalı tarhiyat yapılmasında isabet görülmemiştir Açıklanan nedenlerle, sonucu itibariyle yerinde görülen Ankara Vergi Mahkemesi kararma yönelik temyiz isteminin reddine oyçokluğu ile karar verildi . Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin alış yaptığı (Ö.F.T.), (l.E.G.) ve (M.T.) isimli şahısların defter ve belgelerini ibraz etmedikleri ve katma, değer vergilerini ödemedikleri, anlaşıldığından 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11/3. maddesi uyarınca davacının müteselsil sorumluluğunun açık olması nedeniyle hazineye, intikal etmeyen katma değer vergilerinin in, dirim konusu yapılması mümkün değildir. Bu nedenle mahkeme kararının bozulması gerekeceği görüşü ile karara karşıyım.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı