T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o KANUNİ VE İŞ MERKEZİ YURTDIŞINDA BULUNAN VE KAZANCINI YURTDIŞINDA ELDE EDEN YÜKÜMLÜ (Türkiye'deki Tesislerinde Çalışanlara Verdiği Ücretin Gelir Vergisinden Muafiyeti)
o GELİR VERGİSİNDEN MUAFİYET (Kanuni ve İş Merkezi Yurtdışında Bulunan ve Kazancını Yurtdışında Elde Eden Yükümlünün Türkiye'deki Tesislerinde Çalışanlara Verdiği Ücret)
o TÜRKİYE'DE ELDE ETTİĞİ MEYAN KÖKÜNÜ YURTDIŞINDA İŞLEYİP TİCARETE SOKAN YÜKÜMLÜ (Gelir Vergisinden Muaf Olacağı)
Özet : Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan ve kazancını yurt dışında elde eden yükümlülerin Türkiye'deki tesislerinde çalışanlara döviz olarak ödedikleri ücretin gelir vergisinden müstesna olduğu sonucuna ulaşılarak tarhiyatın kaldırılmasında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Kanuni ve iş merkezi Amerika Birleşik Devletlerinde bulunan davacı şirketin İskenderun Şubesinde çalıştırdığı hizmet erbabına ödediği ücretlerle ilgili olarak 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin 14 üncü bendindeki istisna hükmünün uygulanamayacağından bahisle adına 1989, 1990, 1991, 1992, 1993 takvim yıllarının muhtelif dönemleri için ikmalen kaçakçılık cezalı gelir (stopaj) vergisi salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen .... Vergi Mahkemesi, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin 14 üncü bendine göre Türkiye'de kanuni ve iş merkezi bulunmayan işverenlerin, yanında çalışanlara ödedikleri ücretin istisnadan yararlanabilmesinin, Türkiye'deki faaliyeti nedeniyle doğrudan gelir sağlamadığı hallerde mümkün olduğu, olayda, merkezi Amerika Birleşik Devletlerinde bulunan kurumun, merkez nam ve hesabına meyan kökü ithalatı ile ilgili olarak nezaret, kalite kontrol, eksperlik, presleme işlerinin dışında Türkiye'de ticari faaliyet kapsamına giren bir faaliyetinin bulunduğu veya gelir sağladığı hususunda bir tesbitin yapılmadığı gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi 1994/3472 sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesine 3239 sayılı Kanunun 42 nci maddesiyle eklenen 14 üncü bendi uyarınca ücretlere istisna uygulanabilmesi için işverenin dar mükellef olması, ödemenin ücret olarak yapılması ve bu ücretin de döviz olarak ödenmesi koşullarının birarada bulunmasının zorunlu olduğu, olayda, davacı şirkete ait İskenderun'da bulunan tesisin, merkez nam ve hesabına meyan kökü alımı, bu emtianın fabrikada stoklanarak temizlenmesi ve ithalatıyla ilgili olarak nezaret, kalite kontrol, eksperlik ve presleme gibi işlerle uğraşan sınai mahiyette sabit bir tesis olduğu, Gelir Vergisi Kanununa göre ticari faaliyet kapsamında olan bu faaliyetin, dar mükellefiyete tabi kurumca sağlanan kazancın oluşmasında da doğrudan katkısı bulunduğu ve bu kazancın, kurumun yurtdışı kaynaklarından elde edildiği düşünülemeyeceğinden, bu ücretlerin gelir vergisinden müstesna tutulmasının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan .... Vergi Mahkemesi; Türkiye'de satın alınan meyan kökü Amerika'ya götürüldükten sonra mamul madde haline getirilip orada satışa sunulduğuna göre ticari kazancın Türkiye dışında elde edildiğinin kabulü gerektiği, İskenderun'daki tesisin yurtdışında elde edilen kazanca doğrudan etkisi olmasının, sözkonusu istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği, aksi düşüncenin istisna hükmünün fiilen uygulanma imkanını ortadan kaldıracağı gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılması yolundaki ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı, vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi Kararın özet bölümünde yazılı .... Vergi Mahkemesinin 12.9.1995 günlü ve 1995/335 sayılı ısrar kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Kurulumuzca da uygun bulunmuş ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, karar verildi.
X- KARŞI OY
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesine 3239 sayılı Kanunla eklenen 14 nolu bent hükmü ile, kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin, yanında çalışan hizmet erbabına işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretlerin gelir vergisinden istisna edileceği hükme bağlanmıştır.
Maddede istisnadan yararlanacak olan ücretlerin ödeme yöntemi belirlenirken "işverenlerin Türkiye dışında elde ettiği kazançlar üzerinden döviz olarak ödediği ücretler" ifadesi kullanılmış olup, hizmet erbabına yapılan ücret ödemesinin yurt dışı kaynaklardan sağladığı kazançlardan karşılanması gereklidir. Diğer bir deyişle yapılan hizmetin kurumun Türkiye'deki faaliyetleri ile ilgisinin bulunmaması gerekmektedir. Yapılan ödemenin kurumun Türkiye'deki işletmesinden karşılanması veya hizmet erbabının kurumun Türkiye'deki işinde çalışması halinde yapılan ücret ödemesine, anılan istisna hükmü uygulanmayacaktır.
Olayda, davacı şirkete ait Türkiye'de bulunan tesisin merkezin nam ve hesabına meyan kökü alımı yaptığı, bunları stoklayarak temizlediği, ithalatla ilgili nezaret, kalite kontrol, eksperlik ve presleme gibi işlerle uğraşan sınai mahiyette sabit bir tesis işlettiği, yani anılan tesisi Türkiye'den kazanç elde etmek üzere kullandığı, hizmet erbabının Türkiye'deki işyerinde çalıştığı anlaşıldığından, ücret ödemesinin döviz olarak ödenmesi istisnadan yararlanmak için yeterli olmadığı cihetle mahkeme kararının bozulması gerekeceği oyu ile karara katılmıyoruz.