T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o KAÇAKÇILIĞA İŞTİRAK (Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge - Tüzel Kişinin Sorumluluğu)
o TÜZEL KİŞİNİN SORUMLULUĞU (Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge)
Özet : Kaçakçılık fiiline iştirak eden adına vergi kaybına neden olduğu tutar kadar kaçakçılık cezası kesilmesi gerektiği hakkında.
İstemin Özeti: ... Dış Ticaret Anonim Şirketine içeriği itibarıyla yanıltıcı faturalar düzenlemek suretiyle anılan şirket tarafından haksız katma değer vergisi iadesi alınması fiiline iştirak ettiğinden bahisle, ... Ticaret Limited Şirketi adına kesilen kaçakçılığa iştirak cezasının şirketten tahsil edilememesi nedeniyle Vergi Usul Kanunu'nun 10 uncu maddesi uyarınca şirket müdürü olan davacı adına ödeme emri düzenlenmiştir.
Ödeme emrine karşı açılan davayı inceleyen İstanbul 4. Vergi Mahkemesi 7.07.1993 günlü ve E: 1992/1359, K: 1993/1279 sayılı kararıyla; 6183 sayılı Yasanın 58 inci maddesi ile 213 sayılı Yasanın 11 inci maddelerinden bahisle, ... Ticaret Limited Şirketi adına kesilen kaçakçılığa iştirak cezasının, itirazsız kesinleştiği, süresinde ödenmediğinden şirketin takibi sonucunda tespit edilen malları satılarak paraya çevirilmekle birlikte borcu karşılamadığı, başkaca mal varlığı da bulunmadığının saptandığı, bu durumda, şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen kamu alacağının kanuni temsilci sıfatıyla davacının mal varlığından tahsiline gidilmesinde isabetsizlik görülmediği, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların tarh safhasına ilişkin olduğu, farklı inceleme usulüne tabi olan ödeme emrini ihbarname yerine ikame suretiyle ceza kesme işleminin usul ve yasaya uygun olup olmadığını incelemeye olanak bulunmadığı gerekçesiyle, davayı reddetmiştir.
Yükümlünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 26.5.1995 günlü ve E: 1993/4048, K: 1995/2178 sayılı kararıyla; ... Ticaret Anonim Şirketinin 1985 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucunda anılan şirketin içeriği itibarıyla yanıltıcı belgelere dayanarak haksız katma değer vergisi iadesi aldığı, nakden alınan 1.132.544.850.-lira katma değer vergisi iadesinin 3.397.634.550.-lira tutarındaki kaçakçılık cezası ile birlikte geri alınması gerektiğinin saptandığı, bunun üzerine, ... Ticaret Anonim Şirketine ilgili yılda 161.568.000.-lira tutarında fatura düzenleyen ... Ticaret Limited Şirketine de, ... Dış Ticaret Anonim Şirketine kesilmesi gerektiği belirtilen 3.397.634.550.-lira tutarında kaçakçılık cezası kesildiği, şirketten tahsil edilememesi üzerine, anılan limited şirketin müdürü olan davacı adına 3.397.634.550.-lira tutarındaki kaçakçılık cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde, 213 sayılı Yasanın 10 ve 333 üncü maddelerine aykırılık bulunmadığı, ancak yükümlünün, müdürü olduğu ... Ticaret Limited Şirketinin, ... Ticaret Anonim Şirketine sadece 146.880.000.-lira tutarında fatura düzenlediğini ileri sürdüğü, bu durum anılan anonim şirketin 1985 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme raporu ile de tespitli olduğundan bu iddianın, 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesindeki borcun yokluğu iddiası kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu durumda, ... Ticaret Şirketince alınan 1.132.544.850.-lira tutarındaki katma değer vergisi iadesinin sadece 14.688.000.-liralık kısmının yükümlünün müdürü olduğu ... Ticaret Limited Şirketince düzenlenen faturalara dayanılarak alındığı gözönünde bulundurulmak suretiyle bir karar verilmesi icabettiği gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan İstanbul 4. Vergi Mahkemesi 26.9.1995 günlü ve E: 1995/1399, K: 1995/1400 sayılı kararıyla; şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen kamu alacağının kanuni temsilci sıfatıyla davacının mal varlığından tahsiline gidilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, esasen 213 sayılı Yasanın 10 ve 333 üncü maddeleri karşısında, ... Ticaret Limited Şirketinden tahsil edilemeyen söz konusu kaçakçılık cezasının tahsili amacıyla şirket müdürü olan davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde isabetsizlik olmadığı, bu hususun Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararında da kabul edildiği, davacının müdürü olduğu şirket adına düzenlenen ihbarname ile istenen kaçakçılık cezasının itirazsız kesinleştiği, şirket adına düzenlenen ödeme emrine karşı dava açılmadığı, haciz uygulandığı, bu aşamalardan sonra davacı adına ödeme emri düzenlendiği, ödeme emrine karşı açılan davada şirket için usulüne uygun olarak kesinleşmiş bulunan kaçakçılık cezasının yerinde olup olmadığının, tutarının incelenmesi ve tartışılmasının mümkün bulunmadığı, davanın, Vergi Usul Kanunu'nun 10 uncu maddesinde belirtilen şartların oluşup oluşmadığı açısından incelenmesi gerektiği, olayda da söz konusu şartların oluştuğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddi yolundaki ilk kararında direnmiştir.
Karar, yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve iştirak cezası kesilmesinin dayanağı bulunmadığı, dolayısıyla böyle bir borçtan söz edilemeyeceği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi A.A.'nın Düşüncesi: Davacının müdürü olduğu limited şirket tarafından ihracatçı bir şirkete muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı faturalar düzenlemek suretiyle anılan firmanın haksız yere katma değer vergisi iadesi alınması fiiline iştirak ettiği saptanmıştır.
Limited şirket adına kesilen kaçakçılığa iştirak cezası söz konusu şirketten alınamayınca kamu alacağının tahsil edilememesi üzerine davacı adına ödeme emri düzenlenmiştir.
Mahkemece, haksız yere alındığı saptanan katma değer vergisinin, limited şirket tarafından kesilen faturalara isabet eden miktar dikkate alınmadığından, ödeme emrine karşı açılan davanın reddi yolunda verilen kararın bu nedenle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı B.A.'nın Düşüncesi: 1985 yılının ilk 6 ayı içinde gerçek dışı yani sahte faturalarla gerçek dışı yani hayali ihracat muameleleri yapmak sureti ile 1.132.598.570.-liralık katma değer vergisi aldığı Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gelirler Başkontrolörü tarafından yapılan inceleme neticesinde tanzim edilen vergi inceleme raporu ile tespit edilen ... şirketine bu mevcut olmayan malları satmış görünen ve bu malların sahte alış faturalarını % 2 komisyon karşılığında temin ettiği tespit ve tevsik edilen ... Ticaret Şirketinin bu hayali ihracat sebebi ile kesinleşen vergi cezalarının mükellef şirketten tahsil imkanı kalmaması sebebiyle şirketin kanuni temsilcisi adına tanzim ve tebliğ edilen ödeme emri aleyhine açılan dava üzerine şirket adına kesilen kaçakçılığa iştirak cezasının itirazsız kesinleştiği süresi içinde ödenmediğinden cebri icraya gidildiği ancak şirketin tespit edilen mallarının borcu karşılamadığı gibi bankalar nezdinde yapılan araştırmada nakdi bulunmadığı ve gayrimenkul hiçbir malının da bulunmadığının tespit edilerek borcun tahsil imkanı kalmadığı bu durumda şirketin borcunun kanuni temsilcisinden tahsilinin yerinde olduğu gerekçesiyle davayı, red ederek ödeme emrini tasdik eden İstanbul 4 üncü Vergi Mahkemesi kararını bozan Danıştay 7 nci Daire kararına uymayarak ilk kararında ısrar eden İstanbul 4 üncü Vergi Mahkemesi kararı 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10 uncu maddesi amir hükmüne ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 269 uncu maddesi 2 nci bendi hükmü ile yine aynı kanunun 336 ncı maddesi 5 inci bendi hükmüne ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'un 55 inci maddesi 1 inci bendi hükmüne ve 58 inci maddesi 1 inci bendi hükmüne uygn bulunduğundan hukuki mesnedi bulunmayan temyiz talebinin reddi ile İstanbul 4 üncü Vergi Mahkemesi kararının tasdiki gerekeceği düşünülmüştür.
Türk milleti adına hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 338 inci maddesinde, ayrı ayrı menfaat gözetmek şartıyla birden fazla kişi kaçakçılık yaptıkları veya kaçakçılığa teşebbüs sayılan filleri irtikap ettikleri veya doğrudan doğruya beraber işlemiş oldukları takdirde her biri hakkında, iştirak ettikleri suçlar için yasada yazılı cezaların uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.
İhracatçı ... Ticaret Anonim Şirketinin uyuşmazlık dönemi olan 1985 yılına ilişkin işlemleri ihracatta katma değer vergisi iadesi yönünden incelenmiş, düzenlenen inceleme raporunda; adı geçen şirketin muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belgelere dayanarak aldığı 1.132.544.050.-lira tutarında katma değer vregisi iadesinin kaçakçılık cezası ile birlikte geri alınması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Haksız katma değer vergisi iadesi alan ihracatçı şirkete, ... Ticaret Limited Şirketince 146.880.000.-lira tutarlı fatura düzenlendiği, bu faturada 14.688.000.-lira katma değer vergisi gösterildiği tartışmasızdır.
Olayda, 213 sayılı Yasanın 338 inci maddesinde yazılı "iştirak" fiilinin meydana geldiği, kesilen cezanın limited şirketten haciz uygulanmasına rağmen tahsil edilememesi sonucunda, şirket müdürü adına ödeme emri düzenlenmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte davacının müdürü bulunduğu limited şirketin ihracatçı firmanın ceza gerektiren eylemine kestiği faturada gösterilen katma değer vergisi miktarı olan 14.688.000.-lira ile sınırlı olarak katıldığında da kuşku bulunmamaktadır.
Bu nedenle, mahkeme tarafından yukarıda belirtilen miktarı aşan kısmın da yükümlüden ödeme emri ile tahsil edilebileceği yolundaki verilen ısrar kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, İstanbul 4. Vergi Mahkemesinin 26.9.1995 günlü ve E. 1995/1399, K. 1995/1400 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri konusunda hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 11.4.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.