|
|
Dairesi
Kurulduğu tarihten beri hiçbir faaliyeti olmayan ve tasfiyesine karar alınan şirketin takdir komisyonu kararma istinaden tarh edilen vergi ve cezalara süresinde dava açmayarak, vergilendirme hatası olduğu gerekçesiyle salınan vergi ve kesilen cezaların kaldırılması yönündeki isteminin kabulü gerekir
|
|
|
Karar No
1997/1839
|
|
|
Esas No
1996/3710
|
|
|
Karar Tarihi
22-05-1997
|
|
|
Danıştay Onbirinci Daire
Kurulduğu tarihten beri hiçbir faaliyeti olmayan ve tasfiyesine karar alınan şirketin takdir komisyonu kararma istinaden tarh edilen vergi ve cezalara süresinde dava açmayarak, vergilendirme hatası olduğu gerekçesiyle salınan vergi ve kesilen cezaların kaldırılması yönündeki isteminin kabulü gerekir. İstemin Özeti: 1986/TemmuzAralık dönemlerine ilişkin beyannamelerin verilmemesi nedeniyle takdir komisyonu kararma istinaden tarh edilen cezalı katma değer vergisi ve dahili tevkifatın kaldırılması istemiyle yükümlü tarafından düzeltme ve şikayet yoluyla yapılan başvuru Maliye Bakanlığı’nca reddedilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; uyuşmazlık dönemlerinde beyannamelerin verilmemesi nedeniyle takdire şevkin yasaya uygun olduğu, olayda re’sen tarh nedeninin bulunmasının, takdir komisyonunca takdir edilen matrahın hukuka uygun olduğunu göstermeyeceği, 213 Sayılı Yasanın 31/8. maddesinde takdirin dayanakları ve takdir hakkındaki açıklamaların kararlarda yer almaşım öngörmesine rağmen, tarhiyatın dayanağım oluşturan takdir komisyonu kararında genel ve soyut ifadelerle matrah takdir edildiği gerekçesiyle Maliye Bakanlığı’nca tesis edilen işlem iptal edilmiştir. Davalı idare tarafından, yükümlünün ilgili dönemlerde katma değer vergisi beyannamelerim vermediği için vergi dairesince yapılan işlemlerin ve tarhiyatın yasaya uygun olduğu ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir. Karar: Uyuşmazlık, 1986/TemmuzAralık dönemlerine ilişkin tarh edilen cezalı katma değer vergisi ve dahili tevkifat için süresinde dava açılmayarak düzeltme ve şikayet yoluyla yapılan başvurunun Maliye Bakanlığı’nca reddedilmesine ilişkin işlemin iptali isteminden doğmuştur. 213 Sayılı Yasanın 118. maddesinde mükellefiyette hata, açık olarak vergiye tabi olmayan veya vergiden muaf bulunan kimselerden vergi istenmesi veya alınması, mevzuda hata ise açık olarak vergi mevzuuna veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınması şeklinde tanımlanmıştır. Öte yandan, 3065 Sayılı Yasanın 1. maddesinde verginin konusunu teşkil eden işlemler sayılmış, 10/a maddesinde ise mal teslimi veya hizmetin yapılması halinde vergiyi doğuran olayın gerçekleşeceği hükmü yer almıştır. Olayda, yükümlü şirketin kurulduğundan itibaren hiç faaliyette bulunmadığı, 30.11.1988 tarihli toplantıda, 1.7.1986 tarihli ortaklar kurulunun tasfiye kararı yeniden görüşülerek, şirketin tasfiyesine karar verildiği ve bu hususun 2.2.1989 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlandığı, uyuşmazlık dönemlerinde yükümlü şirket tarafından katma değer vergisinin doğmasına neden olacak her hangi bir mal teslimi veya hizmet ifası yapıldığına ilişkin somut bir tespit olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, kurulduğu tarihten itibaren herhangi bir faaliyeti olmayan ve 1.7.1986 tarihinde tasfiye kararı alınan, yükümlü şirket adına takdir komisyonu kararma istinaden yapılan tarhiyatın 213 Sayılı Yasanın 118. maddesinde belirtilen vergilendirme hataları kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, düzeltme ve şikayet yoluyla yapılan başvurunun reddedilmesine ilişkin Maliye Bakanlığı’nca tesis edilen işlemi iptal eden mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine oyçokluğu ile karar verildi.
|
|