Dairesi
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 1995/136
Karar No
1997/16
Esas No
1995/136
Karar Tarihi
22-02-1997

T.C.

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

o TEBLİGATIN USULSÜZLÜĞÜ (Adresin Eksik Yazılması - İlanen Tebliğin Koşullarının Oluşmaması)

o ADRESİN EKSİK YAZILMASI (İlanen Tebliğin Koşullarının Oluşmaması - Tebligatın Usulsüzlüğü)

o İLANEN TEBLİGAT KOŞULLARININ OLUŞMAMASI (Açılan Davanın Ödeme Emri ile İstenebilecek Borcun Bulunmadığı İddiası Kapsamında Değerlendirilmesi)

o ÖDEME EMRİ İLE İSTENEBİLECEK BORCUN BULUNMADIĞI İDDİASI KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLEN DAVA (Usulsüz Tebligat - İlanen Tebliğin Koşullarının Oluşmaması)

Özet : ödeme emirlerinin tebliğ edildiği adresin, vergi dairesine daha önce verilen ikametgah senedinde, hisse devir sözleşmesinde ve 1990 yılı kurumlar vergisi beyannamesinin kurum ortaklarına ve yönetim kurulu üyelerine ilişkin bildirim föyünde ... şeklinde belirtilmesine karşın, ihbarnamelerin gönderildiği tebliğ zarfında ... olarak eksik yazıldığının, bu nedenle ihbarnamelerin tebliğ edilemediğinin anlaşılması karşısında, ilanen tebliğ için varlığı gereken koşulların bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durumda yükümlü iddiasının, 6183 sayılı Yasanın yukarıda anılan 58 inci maddesinde belirtilen "ödeme emri ile istenebilecek bir borcun bulunmadığı" iddiası kapsamında değerlendirilmesi gerekir.

DAVA VE KARAR : 1991 yılının Mayıs ve Haziran dönemlerine ilişkin olarak pişmanlıkla verilen katma değer vergisi beyannamelerinde matrah gösterilmediğinden bahisle, pişmanlık talebi kabul edilmeyen şirket adına resen yapılan kaçakçılık cezalı tarhiyata ilişkin ihbarnameler, şirket merkezinin bulunduğu adres ile şirket müdürünün ve ortağının ikametgah adreslerine gönderilmiş, bu adreslerde tebligat yapılamaması üzerine ilanen tebliğ yoluna gidilmiş ve bu suretle kesinleşen amme alacağının tahsili amacıyla şirket adına düzenlenen ödeme emirleri, ikametgah adresinde şirket müdürüne tebliğ edilmiştir.

Ödeme emirlerine karşı açılan davayı inceleyen ...... Vergi Mahkemesi 28.3.1994 günlü ve 1994/524 sayılı kararıyla; ödeme emrinin kapsadığı vergi borçlarına ilişkin ihbarnamelerin, bilinen adreslerde tebliğ edilememesi nedeniyle ... tarihinde ilanen tebliğ edildiği, ilanen tebliğ üzerine süresinde dava açılmadığından, söz konusu alacağın kesinleştiği, ilanen tebliğin usulsüz olduğu yolundaki iddiaların da 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesi kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

Yükümlü şirketin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 27.9.1994 günlü ve 1994/4358 sayılı kararıyla; kendisine ödeme emri tebliğ edilen bir yükümlünün, idarece salınan vergiye ilişkin ihbarnamenin 213 sayılı Kanunun 93 üncü ve müteakip maddeleri hükümlerine uygun biçimde tebliğ edilmediğini, ilan yoluyla tebliğ yapılmış ise, ortada bu yola başvurulmasını gerektirecek koşulların bulunmadığını ileri sürmesi ve bu iddianın doğruluğunun yargı yerlerince yapılacak inceleme ile anlaşılması halinde, ortada ödenmesi zorunlu hale gelmiş bir vergi borcunun varlığından söz edilemeyeceğinden, bu iddiaların 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yazılı "böyle bir borcu olmadığı" deyimi içinde değerlendirilmesinin zorunlu olduğu, dosyada bulunan tarh dosyasının incelenmesinden, dava konusu ödeme emirlerinin tebliğ edildiği ... şeklindeki adresin, vergi dairesine daha önce verilen ikametgah senedinde, hisse devir sözleşmesinde ve 1990 takvim yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin kurum ortaklarına ve yönetim kurulu üyelerine ilişkin bildirim föyünde aynen belirtilmesine rağmen, ihbarnamelerin gönderildiği tebliğ zarfında ... olarak yazıldığının, bu haliyle adresin eksik olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle ilanen tebligatın kanuni şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması ve neticesine göre karar verilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararını bozmuştur.

Bozma kararına uymayan ...... Vergi Mahkemesi 22.2.1995 günlü ve 1995/383 sayılı kararıyla; tüzel kişiliğe sahip olan şirketin tebligata yeterli ve davalı idarece bilinen adresinin ... olduğu, bu nedenle yükümlü şirketin bu adreste araştırılmasında ve tebligatın bu adrese yapılmak istenmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ödeme emri şirket müdürüne adresinde tebliğ edilmekle birlikte, bu noktada tarh ve tahsil aşamalarının ayrı ayrı düşünülmesi icap ettiği gerekçesiyle davanın reddi yolundaki ilk kararında direnmiştir. Karar, yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve ilanen tebligatın usulsüz olduğu, bu nedenle ödeme emri düzenlenemeyeceği, nitekim 1990 yılının tüm dönemleri ve 1991 yılının Temmuz dönemi için aynı nedenlerle düzenlenen ödeme emrinin ...... Vergi Mahkemesince ilanen tebliğin usulsüz olduğu gerekçesiyle iptal edildiği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, kendisine ödeme emri tebliğ olunanların, borcun bulunmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla, ödeme emrinin tebliğ tarihinden başlayarak yedi gün içinde itiraz edebilecekleri kurala bağlanmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 22 nci maddesinde verginin tahakkuku; tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesi olarak tanımlanmıştır.

Bu hüküm karşısında, usulüne uygun olarak tarh ve tebliğ edilmeyen bir verginin tahakkuk ettiğinden ve yükümlüler açısından ödenmesi gerekli safhaya geldiğinden söz etmek mümkün değildir. Nitekim, ... sayılı Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararında da "... Kendisine ödeme emri tebliğ edilen bir yükümlünün idarece hesaplanan vergiye ilişkin ihbarnamenin Vergi Usul Kanununun 93 ve müteakip maddeleri hükümlerine uygun biçimde tebliğ edilmediğini, ilan yoluyla yapılan tebliğin de hükümsüz sayılması gerektiğini ileri sürerek itirazda bulunması ve itiraz komisyonunca yapılan inceleme sonunda ihbarnamenin tebliğinde usulsüzlük olduğunun anlaşılması halinde, tahakkuk etmiş, yani ödenmesi zorunlu hale gelmiş bir vergi borcunun varlığından söz edilemeyeceği için, borcun doğmadığının kabul edilmesi ve bu iddiaları kapsayan dilekçelerin 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yazılı "böyle bir borcu olmadığı" deyimi içinde değerlendirilmesi..." gerektiği kabul edilmiştir.

Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, ödeme emirlerinin tebliğ edildiği adresin, vergi dairesine daha önce verilen ikametgah senedinde, hisse devir sözleşmesinde ve 1990 yılı kurumlar vergisi beyannamesinin kurum ortaklarına ve yönetim kurulu üyelerine ilişkin bildirim föyünde ... şeklinde belirtilmesine karşın, ihbarnamelerin gönderildiği tebliğ zarfında ... olarak eksik yazıldığının, bu nedenle ihbarnamelerin tebliğ edilemediğinin anlaşılması karşısında, ilanen tebliğ için varlığı gereken koşulların bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durumda yükümlü iddiasının, 6183 sayılı Yasanın yukarıda anılan 58 inci maddesinde belirtilen "ödeme emri ile istenebilecek bir borcun bulunmadığı" iddiası kapsamında değerlendirilmesi gerekirken aksi yönde verilen ısrar kararında yasaya uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 8. Vergi Mahkemesinin direnme kararının bozulmasına karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı