T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o VERGİNİN HUKUKA AYKIRI OLARAK FAZLA TAHSİLİ (İade - Gecikme Faizi Verilmemesi)
o FAZLA TAHSİL EDİLEN VERGİNİN İADESİ (Gecikme Faizi İstenemeyeceği)
492/Tarife
Özet : Bir verginin hukuka aykırı olarak tahsili nedeniyle geri verilmesi yanında faize de hükmedilemeyeceği hakkında.
Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğüne ait arsa üzerine inşa edilen 7 adet tek katlı depo binasının tamamlanması nedeniyle iskan belgesinin alımı sırasında 492 sayılı Harçlar Kanununa ekle 4 sayılı Tarifenin 13/a bendine göre emlak vergisi üzerinden tahakkuk ettirilen tapu (iskan) harcı ihtirazi kayıtla ödenmiş ve yükümlü Kurum tarafından bu harcın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
Tapu harcına karşı açılan davayı inceleyen Ankara 1.Vergi Mahkemesi 1994/1010 sayılı kararıyla; 4792 sayılı Yasanın 2868 sayılı Yasayla değişik 24/a maddesi uyarınca davacı Kurum, her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğundan harcın hukuka aykırı olarak tahsil edildiği gerekçesiyle davayı kabul ederek tapu harcının yasal faizi ile birlikte ret ve iadesine karar vermiştir.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi ise 5.4.1995 günlü ve 1995/772 sayılı kararıyla; tapu harcına yönelik olarak ileri sürülen iddiaların mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığı ancak, vergi alacağının kanunsuzluğundan bahisle dava açılması ve davanın kubul edilmesi durumunda kanuni faiz talebinin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28 inci maddesinin son fıkrasına göre mahkeme kararının geç infaz edilmesi halinde kabul edilebileceği ve kamu alacağının kanunsuz olması halinde tahsil tarihinden itibaren mükellef lehine kanuni faiz işleyeceğine dair yasal bir düzenleme bulunmadığından, vergi mahkemesi kararının kanuni faize ilişkin hüküm fıkrasının yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle temyiz istemini tapu harcına ilişkin hüküm fıkrası yönünden reddetmiş, yasal faize ilişkin istemi kabul ederek söz konusu hüküm fıkrasını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan Ankara 1.Vergi Mahkemesi 7.7.1995 günlü ve 1995/1359 sayılı kararıyla; idare hukukunda, hizmetin yürütülmesi ve süreklilik kazanması açısından yönetime bir takım üstün yetkiler verilebileceği, oysa yargıda, taraflardan biri yönetim dahi olsa sözü edilen yetkilerin, yerini eşitlik ilkesine bırakacağı ve yargılama sırasında, tarafların istemlerinin bu ilkeye uygun olarak karşılanacağı, bu bakımdan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesinde olduğu gibi davanın taraflarından birine gecikme faizi alma ayrıcalığı tanınırken, diğer tarafın "kanunda herhangi bir hüküm bulunmadığı" gerekçesiyle bu haktan yoksun bırakılmasının hakkaniyete uygun olmadığı, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin yasal faiz yönündeki gerekçesinin genel hukuk kuralları, eşitlik ve adalet ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle yasal faiz yönünden ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş ve vergi mahkemesinin ilk kararının dairelerine tebliği üzerine söz konusu kararın gereklerinin 60 gün içinde yerine getirildiği, gerek 213 sayılı Kanunda gerek 2577 sayılı Kanunda yükümlülere gecikme faizi ödeneceğine dair bir hükmün bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü adına 1991 yılı için tahakkuk ettirilerek tahsil edilen tapu harcının yasal faizi ile birlikte ret ve iadesine hükmeden vergi mahkemesi kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesince faize hükmedilemeyeceğinden bahisle bozulmasından sonra bozma hükmüne uymayarak ilk kararında ısrar eden aynı mahkeme kararı, vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Niteliği gereği faiz ancak sözleşme ya da bir yasa hükmüne dayanılarak talep edilebileceğinden, vergi alacağının kanunsuzluğundan bahisle dava açılması ve davanın kabul edilmesi durumunda kanuni faiz talebi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28 inci maddesinin son fıkrasına göre mahkeme kararının geç infaz edilmesi halinde mümkün olup, bir verginin hukuka aykırı olarak tahsili nedeniyle, tahsil tarihinden itibaren yükümlüler lehine yasal faiz işleyeceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından yasal faiz yönünden bozma hükmüne uyulmaksızın verilen ısrar kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Ankara 1.Vergi Mahkemesinin 7.7.1995 günlü ve 1995/1359 sayılı ısrar kararının bozulmasına, karar verildi.