T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o RİSK PRİMİ (Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisine Tabi Olması)
o BANKA VE SİGORTA MUAMELELERİ VERGİSİNE TABİ OLMA (Irak Hükümetinden Yapılan İş Karşılığı Alınan Senetleri Satın Alan Bankanın Kestiği Risk Primi)
o IRAK HÜKÜMETİNDEN İŞ KARŞILIĞI ALINAN SENETLERİ SATIN ALAN MERKEZ BANKASININ KESTİĞİ RİSK PRİMİ (Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisine Tabi Olması)
o YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ İÇİN ALINAN KREDİLERİN BANKA VE SİGORTA MUAMELELERİ VERGİSİNDEN MUAFİYETİ (Yabancı Ülkeden Alınan Senedin Satın Alınmasını Kapsamaması)
Özet : İnşaat taahhüt işi yapan şirketin müteahhitlik hizmeti karşılığında Irak hükümetinden aldığı vadeli senetleri 86/10233 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ve ekonomik işler yüksek koordinasyon kurulunun 86/20 sayılı kararı uyarınca % 2 risk primi keserek satın alan T.C. Merkez Bankası tarafından yapılan ve risk priminin banka ve sigorta muameleleri vergisinin konusu dışında kaldığı yolundaki düzeltme başvurusunun reddinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
İhracatı teşvik belgesine sahip ... İnşaat ve Sanayi Anonim Şirketi, yurt dışındaki bir baraj inşaatı nedeniyle verdiği müteahhitlik ve mühendislik hizmetleri karşılığında aldığı vadeli senetleri, 86/10233 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında davacı bankaya vadesinden önce satmıştır. Davacı banka tarafından, 86/10233 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Ekonomik İşler Yüksek Koordinasyon Kuruluna verilen yetkiye dayanılarak alınan 5.8.1986 gün ve 86/20 sayılı anılan kurul kararında tespit edilen % 2 oranında risk primi tahsil edilmiş, bu tutar üzerinden banka ve sigorta muameleleri vergisi hesaplanarak ilgili vergi dairesine yatırılmıştır.
88/13457 sayılı İhracatı ve Döviz Kazandırıcı Faaliyetleri Teşvik Kararının 11 inci ve bu karara göre yürürlüğe konulan 89/2 sayılı Tebliğin 15 inci maddesi uyarınca, senetlerin satılması nedeniyle kesilen risk primlerinin istisna kapsamında olduğu, bu nedenle tahsil edilen banka ve sigorta muameleleri vergisinin iadesi gerektiği yolunda yapılan düzeltme ve şikayet başvurusu reddedilmiştir.
Bu işlemin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Yedinci Dairesi 7.12.1993 günlü ve 1993/5529 sayılı kararıyla; banka ve sigorta muameleleri vergisinin doğabilmesi için banka ve sigorta şirketlerince her ne şekilde olursa olsun bir muamele yapılması ve bu muamele sonucunda nakden veya hesaben alınan bir paranın bulunması gerektiği, bankaların ve sigorta şirketlerinin, aldıkları paralar üzerinden hesapladıkları banka ve sigorta muameleleri vergisini müşterilerden tahsil ederek ilgili vergi dairelerine yatırmakla yükümlü oldukları, bu verginin yansıtmalı bir vergi olduğu ve bu nedenle, vergi yükümlüsü davacı banka olmakla birlikte vergi yükünün, işlemi yaptıran müşteri üzerinde kaldığı, Vergi Usul Kanununun vergi hatalarının düzeltilmesine ilişkin hükümleri ile yükümlüler tarafından fuzulen ödenen vergilerin iadesi, bir başka anlatımla, vergilendirmeye ilişkin hatalı uygulamalar nedeniyle yükümlülerin mal varlığından meydana gelen azalmaların giderilmesinin amaçlandığı, müşteriye yansıtılan davaya konu vergilerin geri verilmesi suretiyle, yükümlüye haksız bir kazanç sağlama sonucunu doğuracak bir uygulamanın, Vergi Usul Kanununun vergi hatalarının düzeltilmesine ilişkin hükümleriyle öngörülen amaca ters düşeceği, ayrıca, mamelekinde geçici veya devamlı bir azalma meydana gelmeyen bir kimse bakımından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun öngördüğü menfaat ihlali şartının gerçekleştiğinin söylenemeyeceği, kaldı ki, uyuşmazlık konusu verginin iadesi istemiyle vergi yükü üzerinde kalan şirket tarafından Maliye Bakanlığına yapılan başvurunun reddi yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle anılan şirketçe açılan davanın, Danıştay Yedinci Dairesinin 1992/40 esasında kayıtlı olduğu gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Karar, banka tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz istemini inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu 8.3.1996 günlü ve 1996/80 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 116, 117, 118 ve 124 üncü maddeleri ile 2575 sayılı Danıştay Kanununun 24 üncü maddesinin (1/j) bendi hükümlerine göre mükelleflerin düzeltme ve şikayet yoluna gidebilmeleri ve bu yolla yapılan başvuruların reddi suretiyle kurulan olumsuz işlemlerin yukarıda açıklanan maddelere göre Danıştay'da dava konusu yapılabilmesinin öncelikle açık bir vergi hatasının bulunmasına bağlı olduğu, olayda, vadeli senetlerin T.C. Merkez Bankası tarafından satın alınması sırasında kesilen risk priminin, 89/2 sayılı İhracatı ve Döviz Kazandırıcı Faaliyetleri Teşvik Tebliğinin 15 inci maddesi uyarınca banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna olduğu yolundaki davacı iddiası, Vergi Usul Kanununun 117 ve 118 inci maddelerinde öngörülen açık vergi hataları kapsamına girmediğinden, kurulan olumsuz işlemin ilk derece mahkemesi larak Danıştayda incelenmesine olanak bulunmadığı dolayısıyla temyiz istemine konu yapılan kararda sonucu itibarıyla yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle temyiz istemini reddetmiştir.
Davacı, dava konusu olayla ilgili mevzuat incelendiğinde, ihracatı ve döviz kazandırıcı faaliyetleri teşvik kararları ve ilgili teşvik tebliğleri ve 88/13652 sayılı Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetlerinin Teşviki Hakkında Kararın, bankaca yapılan senet satın alma işlemlerini kapsadığı, anılan düzenlemelerin hepsinde yer alan "bütün hizmet ve muameleler" ifadesi karşısında, olayda açık bir vergilendirme hatası bulunduğu, şirket senetleri satın alınarak anılan şirketin kredilendirilmesinde, banka ve sigorta muameleleri vergisini doğuran bir işlem bulunmadığından, olayın "Mevzuda hata" kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek Kurulumuz kararının düzeltilmesini istemiştir.
Uyuşmazlık; ... İnşaat ve Sanayi Anonim Şirketinin yapımını üstlendiği ... Barajı projesi ile ilgili olarak Irak Hükümetinden aldığı ve T.C. Merkez Bankası Ankara Kambiyo Şubesine ibraz ettiği altı adet senet bedeli üzerinden hesaplanan risk priminden kesilen banka ve sigorta muameleleri vergisinin ret ve iadesi istemiyle davacı bankanın yaptığı başvurunun Maliye ve Gümrük Bakanlığınca reddi yolunda tesis edilen işlemden kaynaklanmıştır.
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, "Banka ve sigorta şirketlerinin 10.6.1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak zere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları, bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir." hükmü yer almıştır. Bu hükme göre banka ve sigorta muameleleri vergisinin doğabilmesi için banka ve sigorta şirketlerince her ne şekilde olursa olsun bir muamele yapılması ve bu muamele neticesinde nakden veya hesaben alınan bir paranın mevcudiyeti gerekir.
6802 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (n) fıkrasında, mevduat toplamayan bankaların açmış oldukları yatırım kredileri dolayısıyla kendi lehlerine aldıkları paraların banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna olduğu belirtilmiştir.
31.12.1988 tarih ve 20036 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 8/-13652 sayılı karar eki Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetlerinin Teşviki Hakkında Kararın 6 ncı maddesinde; yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin finansmanında kullanılmak kaydıyla Merkez Bankası ve bankaların kullandıracağı kredilerin, Merkez Bankası dahil bankaların, sigorta şirketlerinin ve diğer kuruluşların döviz kazandırıcı faaliyetlerle ilgili olarak yapmış oldukları bütün hizmet ve muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paraların, ihracatla ilgili diğer işlemler ve bu işlemler sebebiyle düzenlenen kağıtların, banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna tutulması kabul edilmiş, 11.11.1988 tarih ve 19986 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 89/2 sayılı Tebliğin 15 inci maddesinde de benzer bir düzenleme yapılmıştır.
Anılan karar ve tebliğ uyarınca, Merkez Bankası dahil bankaların, ihracat ve döviz kazandırıcı faaliyetlerle ilgili olarak yapmış oldukları bütün hizmet ve muameleler dolayısıyla kendi lehlerine, her ne nam ile olursa olsun aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna tutulmuştur.
Olayda ise; 3.1.1996 gün ve 86/10233 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki kararın 2 nci maddesinde belirtilen, yurt dışında ihale üstlenen Türk müteahhitlik firmalarının bu ihalelerle ilgili olarak istihkakları karşılığında aldıkları, ilgili devletin veya ilgili devleti temsil eden yetkili bir kuruluşun garantisini taşıyan ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca alım ve satımı yapılan döviz üzerinden tanzim olunmuş senetlerin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca satın alınabileceği, bu kararın işleyişi ile ilgili esas ve şartların Ekonomik İşler Yüksek Koordinasyon Kurulunca belirleneceği yolundaki düzenleme ile Ekonomik İşler Yüksek Koordinasyon Kurulunun 5.8.1986 tarihli toplantısında alınan 86/20 sayılı kararda belirlenen esas ve şartlar çerçevesinde, ... İnşaat A.Ş.'nin Bekleme Barajı projesi dolayısıyla Irak Hükümetinden aldığı altı adet vadesi gelmemiş senedi davacı bankanın Ankara kambiyo şubesine ibrazı üzerine, senet bedellerinin vadesinde ödenmemesi veya hiç ödenmemesi ihtimaline binaen adı geçen şubece, anılan kararlar uyarınca, senet bedellerinden yıllık % 2 oranında risk primi alındıktan sonra bu tutar üzerinden % 5 oranında banka ve sigorta muameleleri vergisi kesintisi yapılmış bulunmaktadır. Bu haliyle olayda, vadesi henüz gelmemiş senetlerin satın alınması söz konusu olmaktadır.
Yapılan bu işlemlerin, 6802 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (n) fıkrasına göre T.C. Merkez Bankasınca sözü geçen şirkete kredi açılması niteliğinde olmadığı gibi 88/13652 sayılı Karar ve 89/2 sayılı Tebliğin anılan maddelerinde belirtilen istisna kapsamında yer alan işlemlerden de olmadığı anlaşılmakla, aldığı senetlerden dolayı kendi lehine gelir elde eden bankanın bu gelir üzerinden yapmış olduğu banka ve sigorta muameleleri kesintisine hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine karar verildi.