Dairesi
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 1996/291
Karar No
1997/112
Esas No
1996/291
Karar Tarihi
03-07-1997

T.C.

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

o KATMA DEĞER VERGİSİNİN İNDİRİM KONUSU OLAMAMASI (Gerçeğe Aykırı Düzenlenen Faturalardaki)

o GERÇEĞE AYKIRI DÜZENLENEN FATURALARDAKİ KATMA DEĞER VERGİSİ (İndirim Konusu Yapılamayacağı)

o İNDİRİM KONUSU YAPILAMAMA (Gerçeğe Aykırı Düzenlenen Faturalardan Doğan KDV)

o MAHSUP İMKANI KALMADIĞINDAN DAHİLİ TEVKİFAT TAHAKKUK ETTİRİLEMEMESİ (Zamanında Tahakkuk Ettirilememesinden Doğan Vergi Ziyaı İçin Kusur Cezası)

o KUSUR CEZASI UYGULANMASI (Mahsup İmkanı Kalmadığından Dahili Tevkifat Tahakkuk Ettirilememesi Nedeniyle Doğan Vergi Ziyaı İçin)

Özet : 1- Gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği tespit edilen faturalarda yer alan katma değer vergisi indirim konusu yapılamaz.

2- Mahsup imkanı kalmadığından mükerrer vergilendirmeye yol açacağından geçmiş dönemlere ilişkin olarak dahili tevkifat tarhiyatı yapılamayacak ise de, zamanında tarh ve tahakkuk ettirilememesi suretiyle vergi ziyaı oluştuğundan kusur cezası uygulanması gerekir.

1.9.1987 - 31.8.1988 özel hesap dönemi işlemlerinin incelenmesi sonucu, kütlü pamuk alış faturalarının gerçeği yansıtmadığı, gerçekte müstahsilden alınmış olan kütlüye ilişkin katma değer vergisinin haksız yere indirim konusu yapıldığından bahisle, saptanan matrah farkı üzerinden davacı adına 1988 yılının Temmuz dönemine ilişkin olarak kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ve dahili tevkifat uygulanmıştır.

Cezalı tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen ... 1. Vergi Mahkemesi 15.5.1991 günlü ve 1991/915 sayılı kararıyla; fatura düzenleyen kişilerin adreslerinde bulunamamaları nedeniyle ifadelerine başvurulamamış olmasının, alışların gerçek dışı olduğunu göstermeyeceği gerekçesiyle tarhiyatı kaldırmıştır.

Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 9.2.1994 günlü ve 1994/564 sayılı kararıyla; dosyada mevcut vergi inceleme raporları ile ekli tutanak ve yoklama fişlerinin incelenmesinden; yükümlüye fatura düzenleyen kişiler nezdinde yapılan karşıt incelemelerle, çoğunun ikametgah ve iş yeri adreslerini terketmiş oldukları, faturalarda belirtilen emtia ticareti ile uğraşmadıkları, bağlı oldukları vergi dairelerine hesap durumları ile ilgili beyanname vermedikleri, diğer yasal yükümlülüklerini yerine getirmedikleri ve yapılan tüm araştırmalara rağmen bulunamadıkları, haklarında kaçakçılığa teşebbüs raporları düzenlendiğinin anlaşıldığı, bu kişilerden birinin 28.10.1987'de işini terk dilekçesi verdiği halde 1988 yılında fatura düzenlediği, bir diğerinin mükellefiyetinin sahte olduğu ve birinin de bu işleri gayri resmi ortağı ile sürdürdüğü, davacı şirkete mal satılıp satılmadığını bilmediği, ancak ortağının bu işler için anılan şirketten para almış olabileceği yönünde ifade verdiğinin saptanmış bulunduğu, gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir vergi ödemesi ve bunun sonucu olarak da bir vergi indiriminin söz konusu olamayacağı, yapılan inceleme ve tespitler karşısında anılan şahıslardan yapılmış gibi gösterilen kütlü alışlarının gerçekte müstahsilden yapıldığı sonucuna ulaşıldığı, bu nedenle, kararın kaçakçılık cezalı katma değer vergisine ilişkin kısmında isabet görülmediği, dahili tevkifatın ise, peşin bir vergi niteliği taşıdığı ve sonuçta yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan vergiden mahsubu gerektiği, mahsup edilmeyen bir dahili tevkifatın vergi mükerrerliğine yol açacağı, ancak dahili tevkifatın zamanında tarh ve tahakkuk ettirilmemesi suretiyle vergi ziyaının meydana geldiği kuşkusuz olduğundan cezanın kusura çevirilmesi gerekirken tamamen terkininde isabet bulunmadığı gerekçesiyle, mahkeme kararının kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ile dahili tevkifata uygulanan kaçakçılık cezasına ilişkin kısmının bozulmasına, temyiz isteminin dahili tevkifat aslına yönelik kısmının ise reddine karar vermiştir.

Bozma kararına uymayan ... Vergi Mahkemesi 8.9.1994 günlü ve 1994/634 sayılı kararıyla; inceleme raporu ve ekindeki tespitlerin 213 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde öngörülen türde delil niteliği taşımadığı, bir faturanın sahte olduğu sonucuna ulaşılabilmesi için tek yanlı beyan ve tespitlerin yeterli olmadığı, faturaya konu emtianın ne şekilde alındığının ve düzenlenen belgelerin objektif biçimde değerlendirilmesi, bedellerinin kime, hangi şekilde ödendiğinin araştırılması gerektiği, Vergi Usul Kanununda öngörülen şekil şartlarına uygun olan faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığının, yükümlüye satış yapanların beyanı ve ekonomik durumları yanında, bunlar adına düzenlenen belgelerin de değerlendirilmesine bağlı olduğu, usulüne uygun düzenlenen belgelerin aksi kanıtlanıncaya kadar hüküm ifade edeceği ve geçerliliği süresince bu belgelere itibar edilmesi gerektiği, olayda, fatura düzenleyenlerden hiçbirinin, gerçek bir emtia satımını ifade etmeyen belge düzenledikleri yolunda anlatımlarının bulunmadığı, satıcıların eski adreslerinde bulunmamaları ve bazılarının vergi borçlarını ödememelerinin, davacıya sahte fatura verdiklerinin göstergesi olamayacağı, satın alınan pamuklar için düzenlenen sevk irsaliyelerinde satıcının ve taşıyanın ad ve soyadı ile taşıtın plaka numarasının yazıldığı, bedelin ada yazılı çeklerle ödendiğinin anlaşılması karşısında, hukuken geçerli belgeler gözardı edilerek varsayımlara itibar edilmesinin yazılı delil sistemi ile bağdaşmadığı, bu durumda, sahte olduğu ileri sürülen faturaların gerçeği yansıttığı gerekçesiyle ilk kararının kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin ve dahili tevkifata uygulanan kaçakçılık cezasının kaldırılması yolundaki hüküm fıkralarında ısrar etmiştir. Direnme kararı, vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edilmiştir. Bu istemi inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun 22.3.1996 günlü ve 1996/108 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunla değişik 3 üncü maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek niteliğinin esas olduğu kurala bağlandığından, vergilendirme ile ilgili belgelerin biçimsel kurallara uygun düzenlenmiş olmasının, olayın gerçek niteliğinin araştırılmasına ve sonucuna göre işlem yapılmasına engel olmadığı, bu tür belgelerin gerçeğe aykırı veya içeriği yönünden yanıltıcı olduğu hususunun, usulen geçerli başka kanıtlarla ispatlanabileceği, olayda, müstahsilden satın alınan pamuğun, gerçeğe aykırı belge düzenlediği saptanan kişilerden sağlanan faturalarla belgelendirildiği ve bu faturalarda yer alan ancak, gerçekte ödenmeyen katma değer vergisinin indirim konusu yapılmasıyla da vergi kaybına yol açıldığı sonucuna varıldığından, cezalı tarhiyatın kaldırılması yolundaki direnme kararında yasaya uygunluk görülmediği, mahsup imkanı kalmadığı için dahili tevkifatın kaldırılması gerekmekte ise de, bu durum, dahili tevkifatın zamanında tahakkuk ettirilmemesinden doğan vergi kaybı nedeniyle kesilen cezanın da kaldırılmasını gerektirmeyeceğinden ısrar kararının bu husustaki hüküm fıkrasının da yasaya uygun bulunmadığı gerekçesiyle ısrar kararı bozulmuştur.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54 üncü maddesinde, Danıştay tarafından verilen yargısal kararlar hakkında, bu maddede yazılı sebeplerle kararın düzeltilmesinin istenebileceği belirtildiğinden ve dilekçe sahibinin ileri sürdüğü sebeplerin bunlardan hiçbirine uymadığı anlaşıldığından, yerinde olmayan istemin reddine, karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı