Danıştay Dördüncü Daire

Kollektif şirketler de Kurumlar Vergisi Kanununun tasfiye hükümlerine göre tasfiye edilirler. İstemin Özeti: Kollektif şirket ortağı olan davacının 1990 yılı gelir vergisi beyannamesini vermemesi üzerine re'sen takdir olunan matrah üzerinden gelir vergisi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; dosyada yer alan belgelerden kollektif şirketin 6.3.1985 tarihinde faaliyetine son verdiği, 22.3.1985 tarihinde tasfiyesine karar verildiği, 6.4.1993 tarihinde de ticaret sicilinden kaydının silindiğinin anlaşıldığı, bu hususların aksinin Davalı idarece ispat edilemediği, 1985 yılında faaliyetine son veren davacının bu yıldan sonraki dönemler için beyanname verme zorunluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı idare, kollektif şirketlerin tasfiye haline gırmesi durumunda tasfiye memurlarının beyanname verme zorunda olduklarım, tarhiyatın yerinde olduğunu ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir. Karar: 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3, maddesinde her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin geçerli olacağı, tasfiye döneminin kurumun tasfiye haline girdiği tarihten başlayacağı, bu tarihten aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılının müstakil bir tasfiye dönemi olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanunun 31. maddesinde ise tasfiye beyannamelerinin tasfiye memurları tarafından tasfiye dönemlerinin sonundan itibaren 21. maddede yazılı süreler içinde verileceği öngörülmüştür. Davacının ortağı bulunduğu kollektif şirketin 22.3,1985 tarihli ortaklar kurulu kararıyla fesih ve tasfiyesine karar verildiği, bu durumun 11.3.1993 tarihinde tescil edildiği, 26.3.1993 tarihli ortaklar kurulu kararıyla da fesih ve tasfiyenin kapatılmasına karar verildiği ve 6.4.1993'te şirket kaydının ticaret sicilinden silindiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, şirketin tasfiye halinde bulunduğu dönemler için beyanname verilmesi kanuni zorunluluktur. Ne var ki dosyada yer alan belgelerden kollektif şirketin 1985 yılından itibaren faaliyetim terk ettiği ve Davalı idarece de faaliyette bulunulduğuna ilişkin bir tespitin yapılmadığı görülmektedir. Dolayısıyla tasfiye dönemlerine ilişkin beyannamelerin verilmemesi nedeniyle re'sen takdire gidilmesi yerinde olmakla birlikte, kollektif şirketin herhangi bir faaliyetinin olmaması nedeniyle belirlenen matrahta isabet bulunmamaktadır. Bu nedenle, temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.