Dairesi
Araç satışları noter kanalıyla yapıldığı için idarenin bilgisi dışında kalamayacağı gibi, yükümlü de düzenlediği fatura tutarı üzerinden bir beyanda bulunmakla, olayı vergi dairesinin bilgisine sunduğundan matrah farkı bulunması durumunda kaçakçılık cezası yerine kusur cezası uygulanması gerekmekted
Karar No
1996/864
Esas No
1996/1053
Karar Tarihi
05-03-1996
Danıştay Onbirinci Daire

Araç satışları noter kanalıyla yapıldığı için idarenin bilgisi dışında kalamayacağı gibi, yükümlü de düzenlediği fatura tutarı üzerinden bir beyanda bulunmakla, olayı vergi dairesinin bilgisine sunduğundan matrah farkı bulunması durumunda kaçakçılık cezası yerine kusur cezası uygulanması gerekmektedir. Vergi Mahkemesince, matrah takdiri yapan komisyonun teşekkülü sırasında mesleki teşekkülden üye alınması gerekirken, üyelerin ticaret odasından seçilmesi eleştiri konusu yapılmış ise de ara satışının ticari bir faaliyet olması ve satış bedelinin belirlenmesinin ayrıca mesleki bilgiyi gerektirmemesi nedeniyle takdir komisyonunca ticaret odasından üye seçilmesinde isabetsizlik bulunmamıştır. İstemin Özeti: Nakliyecilik işiyle uğraşan yükümlü adına, işletmede kullandığı aracın satılması sonucu beyan edilen satış bedelinin düşük bulunması nedeniyle takdir komisyonu kararma dayanılarak 1990 yılı Mart dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. Vergi Mahkemesi kararıyla; 213 sayılı Kanunun 30. maddesinde, re’sen vergi tarhı, 267. maddesinde ise, emsal bedel konusunun düzenlendiği, bu madde hükümlerine göre, aktife dahil bir varlığın ucuz fiyatla satılmasmın yalnız basma takdir sebebi olarak gösterilmediği gibi gösterildiğinden daha yüksek fiyatla satıldığım gösteren bir tespit bulunmadıkça ’re’sen takdir yoluyla veya ikmalen matrah farkı yaratmanın yasal olarak mümkün bulunmadığı, uyuşmazlık konusu olayda, işletmenin aktifinde kayıtlı olan ve nakliye işinde kullandığı aracı 2.000.000 lira bedelle sattığım beyan eden yükümlü hakkında bu aracın emsallerine nazaran düşük bedelle satıldığı gerekçesiyle re’sen takdir yoluna gidilmesinde ve emsal bedele göre takdir olunan matrah farkı üzerinden tarhiyat yapılmasında yasal isabet görülmediği, diğer taraftan olayda re’sen takdir nedeni bulunmadığı gibi, takdir komisyonunun teşekkülünün de 213 sayılı Kanununun 73. maddesine aykırı olduğu, ayrıca takdir komisyonunun matrah takdirine ilişkin kararının da gerekçesiz olduğu gerekçesiyle cezalı tarhiyatı kaldırmıştır. Vergi Dairesi Müdürlüğünce, takdir komisyonu kararma dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatın yasal olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. Karar: Uyuşmazlık, nakliyecilik işiyle uğraşan yükümlünün, işletmede kullandığı kamyonun satış bedelini düşük gösterdiği ileri sürülerek takdir komisyonu ’ kararma istinaden 1990 yılı Mart dönemi için adına kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmasından doğmuştur. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 20.^ maddesinin 1. fıkrasında teslim işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığım teşkil eden bedel olduğu, aynı Kanunun 27. maddesinin 1. fıkrasında, bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın, işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olduğu, 2. fıkrasında, bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı sebeple açıklanamadığı hallerde de, matrah olarak emsal bedeli veya emsal ücretinin esas alınacağı, 3. fıkrasında ise, emsal bedeli ve emsal ücretinin Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tespit olunacağı hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun emsal bedeli ve emsal ücreti başlıklı 267. maddesinde, emsal bedel; gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olarak tanımlanmış, takdir esnasında da takdir komisyonunca maliyet bedeli ve piyasa kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dereceleri nazara alınmak suretiyle takdir yapılacağı, takdir edilen bedellere mükelleflerin Vergi Mahkemesinde dava açma hakkının mahfuz olacağı belirtilmiştir. Dosyada mevcut belgelerden, yükümlü tarafından satışı yapılan ve özellikleri noter satış senedinde belirtilen aracın satış bedelinin katma değer vergisi hariç 2.000.000 lira olarak gösterildiği ve katma değer vergisi beyannamesinde beyan olunan değerin düşük bulunması üzerine takdir komisyonunca belirlenen 150.000.000 liradan, yükümlü tarafından beyan olunan miktar düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden cezalı tarhiyatın yapıldığı anlaşılmaktadır. 2577 sayılı Ticari Yargılama Usulü Kanununun 20. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay ile idare ve Vergi Mahkemelerinin, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları, mahkemelerin belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilecekleri belirtilmek suretiyle, idari yargı yerlerine geniş bir re’sen araştırma yetkisi tanınmıştır. Bu itibarla, takdir komisyonunca takdir edilen ve uyuşmazlık konusu cezalı tarhiyatın dayanağım oluşturan bedelin, 3065 sayılı Kanun ile 213 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan maddelerinde tanımı yapılan emsal bedeline uygun olup olmadığının tespiti amacıyla, Ticaret Odası, Şoförler ve Otomobilciler Derneği ile gerekli görülecek başka ilgili merciler nezdinde yapılacak araştırma sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, tarhiyatın yazılı gerekçeyle terkinine ilişkin mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Ancak, araç satışları noter kanalıyla yapıldığı için idarenin bilgisi dışında kalamayacağı .gibi, yükümlü de düzenlediği fatura tutarı üzerinden bir beyanda bulunmakla, olayı vergi dairesinin bilgisine sunduğundan matrah farkı bulunması durumunda kaçakçılık cezası yerine kusur cezası uygulanması gerekmektedir. Öte yandan, . 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 73. maddesinin 2365 sayılı Kanunun 9. maddesiyle değişen fıkrasına göre, takdir komisyonu üyelerinin tüccarlar için ticaret odasınca, diğer sanat ve meslek erbabı için ise, bunların mensup oldukları mesleki teşekküllerce kendi üyeleri arasından veya hariçten seçileceği hükme bağlanmıştır. Vergi Mahkemesince, matrah takdiri yapan komisyonun teşekkülü sırasında mesleki teşekkülden üye alınması gerekirken, üyelerin ticaret odasından se çilmesi eleştiri konusu yapılmış ise de ara satışının ticari bir faaliyet olması ve satış bedelinin belirlenmesinin ayrıca mesleki bilgiyi gerektirmemesi nedeniyle takdir komisyonunca ticaret odasından üye seçilmesinde isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen hususlar gözönüne alınarak yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına oybirliği ile karar verildi . DÜŞÜNCE: Takdir komisyonunca takdir edilen ve uyuşmazlık konusu cezalı tarhiyatın dayanağım oluşturan bedelin, 3065 sayılı kanunun 27/2. maddesi ile 213 sayılı Kanunun 267. maddesinde tanımı yapılan emsal bedeline uygun olup olmadığı hususunun tespiti amacıyla. 2577 sayılı Kanunun 20. maddesi hükmü uyarınca re’sen yapılacak araştırma sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazın gerekçeyle verilen kararda isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüyle Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı