|
Dairesi
KDV indiriminin haklı sayılabilmesi için, indirilen KDV’nin satıcı tarafından veya daha alt kademelerdeki yüklenilen vergi ile ilgili sorumlulukların yükleniciler tarafından yerine getirilmiş elması gerekir. Ayrıca indirime dayanak teşkil eden belgelerin gerçeği yansıtması ve verginin gerçekte
|
|
Karar No
1996/4011
|
|
Esas No
1995/4076
|
|
Karar Tarihi
07-11-1996
|
|
|
Danıştay Onbirinci Daire
KDV indiriminin haklı sayılabilmesi için, indirilen KDV’nin satıcı tarafından veya daha alt kademelerdeki yüklenilen vergi ile ilgili sorumlulukların yükleniciler tarafından yerine getirilmiş elması gerekir. Ayrıca indirime dayanak teşkil eden belgelerin gerçeği yansıtması ve verginin gerçekte ödenmesi gerekir. Dolayısıyla, sahte faturada gösterilen KDV indirilemez. İstemin Özeti: Yükümlünün 1992 yılma ait defter ve belgelerinin incelemesi sonucu 1992 Ocak ve Eylül/dönemlerine ilişkin kaçakçılıkcezalı katma değer vergisi tarh edilmiştir........... Vergi Mahkemesinin kararıyla, olayda yükümlünün ilgili dönemde giderlerini belgeleyemediği için işletmesiyle ilgili giderlerim tevsik etmek amacıyla sahte fatura aldığı ve faturaların işletme giderlerinden fazla olduğu hususunun ihtilafsız olduğu, bu nedenle defter ve belgeler ihticaca salih bulunmadığından olayda re’sen takdir sebebinin bulunduğu, takdir edilen dönem matrahının tespitinde ise, inceleme elemanınca mahkemenin E:1993/1514 esasında kayıtlı gelir vergisi ihtilafında tarhiyata esas alınan inceleme raporunda sahte fatura miktarının oranına ilişkin yükümlünün ifade ve beyanı esas alınarak belli orandaki gider gerçek kabul edilerek hesaplama yapıldığı halde bu oranların katma değer vergisi tarhiyatında dikkate alınmamasının hakkaniyete uygun düşmeyeceği, bu nedenle mahkemece indirilemeyecek katma değer vergisi hesabında bu unsurlar dikkate alınarak uyuşmazlığın ait olduğu dönemler için yeniden yapılan hesaplama sonucunda Ocak/1992 döneminde 888.206 TL, Eylül/1992 döneminde ise 3.258.024 TL katma değer vergisinin kaçakçılık cezalı olarak istenilmesinde yasal .isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle cezalı tarhiyatı tadilen onamıştır. Vergi Dairesi Müdürlüğünce cezalı tarhiyatın aynen onanması, yü kumlu tarafından ise sahte olduğu ileri sürülen faturaların gerçeği yansıttığı dolayısıyla cezalı tarhiyatın tamamen terkin edilmesi gerektiği ileri sürülerek kararın bozul’ması istenilmektedir. Karar: Yükümlünün temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, cezalı tarhiyatın tamamen terkin edilmesini gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Vergi Dairesi temyiz istemine gelince: 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 10. maddesinin (a) bendinde mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde malın teslimi veya hizmetin yapılması vergiyi doğuran olay kapsamında sayılmış, 29. maddesinin (a) bendinde de mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükme bağlanmıştır. Vergi Usul Kanununun 3. maddesinin (b) bendinde belirtildiği üzere vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Bu kuralın bir gereği olarak yükümlülerin Katma Değer Vergisi Kanununun yukarıda sözü edilen 29. maddesinde belirtilen vergi indiriminden yararlanabilmelerinin ön şartı kendilerine yapılan teslim ve hizmetlerle ilgili, fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, bir başka anlatımla; yükümlü tarafından vergi indirimine konu teşkil eden mallar için gerçekte katma değer vergisi ödenmiş olmasıdır. Gerçekleşmemiş .teslim ve hizmetler dolayısıyla bir vergi ödemesi ve bunun sonucu olarak da bir vergi indirimi sözkonusu edilemeyeceği cihetle indirime dayanak teşkil eden faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususlarının saptanması anlaşmazlığın çözümü bakımından önem arz etmektedir. Katma değer vergisi uygulamasında indirimin haklı sayılabilmesi için indirilen katma değer vergisinin, satıcı tarafından veya daha alt kademelerdeki mükelleflerce beyan ve ödemeye konu edilmiş olması diğer bir anlatımla; yüklenilen vergi ile ilgili sorumlulukların yüklenicileri tarafından yerine getirilmiş olması gerekmektedir. Dosyanın incelenmesinden, yükümlünün ilgili dönemde giderlerim’ belgeleyemediği işletmesiyle ilgili giderlerini tevsik etmek amacıyla sahte fatura kullandığı hususu konuya ilişkin yükümlünün inceleme raporuna ekli tutanaktaki ’Ben bu faturaları alıp gider kaydedip kazançtan düştüm. Katma değer vergilerim indirdim. Ancak; bu faturalarda yeralan işleri başkalarına yaptırdım ve ilgililerden fatura almadığım için giderlerimi belgelendirebilmek için bu faturaları almak zorunda kaldım. Faturaları alırken de bir miktar fazla aldım. Belgelendiremediğim gider tutarı bu faturaların %50’si kadardır. Bu faturaları almak için %4 civarında komisyon ödedim.’ şeklindeki ifadesinden anlaşılmaktadır. Vergi Mahkemesince, yükümlünün gelir vergisi ihtilafında sahte fatura miktarının oranına ilişkin yükümlü beyanından hareketle belli orandaki gider gerçek kabul edilerek hesaplama yapıldığı halde bu oranların katma değer vergisi raporunda dikkate alınmamasının çelişki yaratacağı ve hakkaniyete uygun, düşmeyeceği gerekçesiyle indirilemeyecek katma değer vergisi hesabında bu unsurlar dikkate alınarak hesaplama yapılmak suretiyle cezalı tarhiyat değişiklikle onanmıştır. Ancak, yukarıda da belirtildiği üzere, yükümlü tarafından yaptırılan işler karşılığında alınan faturaların üzerinde gösterildiği halde gerçekte ödenmemiş,katma değer vergisinin indirim yoluyla geri alınması, devletin hazinesine girmeyen bir verginin haksız bir şekilde yükümlüye geri verilmesi sonucunu doğu rur. Giderlerin dikkate alınması, kişilerin elde ettiği gerçek geliri vergilendirmeyi esas alan gelir vergisi uygulaması açısından kabul edilebilir ise de, katma değer vergisi yönünden kabul edilmesi hukuken mümkün değildir. Zira, katma değer vergisi ’mal teslimi ve hizmet ifası’ şeklinde gerçekleşen her türlü işlemi vergilendirmeyi esas aldığından, bu nitelikteki işlemi belgeleyen faturaların düzenlenmesi ile vergiyi doğuran olay meydana gelmiş olmaktadır. Bu durumda, Vergi Mahkemesince sahte olduğu ihtilafsız, diğer bir anlatımla; yükümlü tarafından vergi indiriminde haksız bir şekilde kullanıldığı sabit bulunan fatura tutarlarından belli orandaki giderlerin düşülerek hesaplama yapılmasında yasal isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle yükümlü temyiz isteminin reddine Vergi Dairesi temyiz isteminin kabulüne oybirliğiyle karar verildi.
|
|