Dairesi
İçeriği itibariyle yanıltıcı olan nakliye faturasında yer alan katma değer vergilerinin indirilemeyeceği ve kayıt dışı bırakılan kömür satış bedeli nedeniyle yapılan tarhiyatta isabetsizlik yoktur.
Karar No
1996/386
Esas No
1995/3097 .
Karar Tarihi
30-01-1996
Danıştay Onbirinci Daire

İçeriği itibariyle yanıltıcı olan nakliye faturasında yer alan katma değer vergilerinin indirilemeyeceği ve kayıt dışı bırakılan kömür satış bedeli nedeniyle yapılan tarhiyatta isabetsizlik yoktur. İstemin Özeti: Toptan odun ve kömür ticareti yapan yükümlünün hesaplarının incelenmesi sonucu kanunen kabul edilmeyen giderlere ait katma değer vergisi ile sahte ve içeriği itibariyle yanıltıcı olan iki adet nakliye faturasında yer alan katma değer vergilerinin haksız yere indirildiği, faturasız satılan bir kısım kömür bedellerinin kayıt ve beyan dışı bırakıldığı görüşüyle düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak 1991 yılı Aralık dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. Ankara 5. Vergi Mahkemesi 2.11.1994 Gün ve E.1993/420, K.1994/1267 Sayılı Kararıyla; mahkemelerince bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, davalı idarece bilirkişi raporuna yapılan itirazın kabule değer görülmediği, sözkonusu raporda; kaydi envanter farkından kaynaklanan katma değer vergisi ile sahte ve içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğu iddia edilen faturalarda gösterilen ’katma değer vergisi farklarının kabul edilmediği, sadece işletmenin faaliyet konusuyla ilgili bulunmayan buzlu cam ve yer karosu faturalarında gösterilen toplam 759.034 liralık katma değer vergisinin aranılması gerektiğinin tesbit edildiği, bu durumun mahkemelerince de uygun görüldüğü gerekçesiyle tarhiyatı bu miktar üzerinden değişiklikle onamıştır. Davalı idarece, inceleme raporuna dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatın yerinde olduğu ve onanması gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. Karar: Uyuşmazlık, hesapları incelenen yükümlünün, kanunen kabul edilmeyen giderlere ait katma değer vergisi ile sahte ve içeriği itibarıyla yanıltıcı olan iki adet nakliye faturasında gösterilen katma değer vergilerini haksız yere indirdiği ve bir kısım kömür satışım kayıt ve beyan dışı bıraktığının tesbit edilmesi üzerine 1991 yılı Aralık dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmasından doğmuştur. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinin atıfta bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 276. maddesinde, bilirkişi incelemesine, dava ile ilgili olup, çözümü hakim tarafından bilinmeyen özel ve teknik bilginin gerekli olduğu hallerde başvurulacağı, anılan yasanın 286. maddesinde de hakimin delilleri serbestçe takdir edeceği, bilirkişi raporunun hakimi bağlamayacağı hüküm altına alınmıştır. Bilirkişilik ise, hakime, önüne gelen bir ihtilafı çözmek için gerekli olan özel ve teknik bilgiyi sağlamak amacına yönelik bir müessese olup, bilirkişinin hukuki tasvif yapma gibi bir görevi, bilirkişi raporunun da davayı sona erdirici bir karar niteliği bulunmamaktadır. Uyuşmazlığı çözüme bağlayacak kararı verme görev ve yetkisi hakime aittir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin, 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, ken dilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesinin (B) bendinde ifade edildiği üzere vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Bu kuralın bir gereği olarak yükümlülerin Katma Değer Vergisi Kanununun yukarıda sözü edilen 29. maddesi hükmünden yararlanabilmelerinin ön şartı, vergisi indirim konusu yapılabilecek işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, yani mükelleflerin, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla düzenlenen fatura ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen katma değer vergisinin gerçekten ödenmiş olmasıdır. Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir katma değer vergisi ödenmesi ve bunun sonucu olarak da bir vergi indirimi sözkonusu edilemeyeceğinden, vergi indirimine dayanak oluşturan faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususlarının saptanması, anlaşmazlığın çözümü bakımından önem kazanmaktadır. Olayda her ne kadar mahkemece, yükümlünün defter ve belgelerinin bilirkişi tarafından incelenmesi sonucu düzenlenen raporda, alınan kömürlerin tamamının nakliyesinin yapılıp yapılmadığı araştırılmadan sadece iki adet nakliye faturasını düzenleyen kişilerin ifadelerine dayanılarak sözkonusu faturaların içeriği itibarıyla yanıltıcı belge olarak kabul edilmesinin uygun olmadığı, bu faturaların 213 sayılı Kanunun fatura nizamına uygun olarak düzenlenmiş olduğu, kaydi envanter sonucu bulunan kayıt ve beyan dışı bırakıldığı öne sürülen kömür satışı ile ilgili olarak H. A.Ş.’den alınan kömürün alış ve satışlarının yasal defterlere giriş ve çıkışının kaydedildiğinin tesbiti dikkate alınarak cezalı tarhiyat kısmen onanmış ise de, tarhiyatın dayanağı olan inceleme raporu ile bu raporda atıf yapılan ve Danıştay Dördüncü Dairesinin 1995/1060 esas sayılı dosyasında bulunan 29.12.1992 Gün ve 860/161,22 Sayılı inceleme raporu ve eklerinin incelenmesinden, E.Y. tarafından düzenlenen ve yükümlü tarafından gider olarak defterlerine kaydedilen iki nakliye faturası ile ilgili olarak tutulan 8.10.1992 tarihli tutanakta, E.Y. ve kardeşi M.Y’nin birisi aracılığı ile görüşülen B.B.’nin kendisi adına taşıma faturası düzenlenmesi halinde faturalarda gösterilen katma değer vergilerinin kendilerine ödeneceğini söylemesi üzerine sözkonusu faturaların düzenlendiği, kendilerinde kalan fatura koçanlarım imha ettikleri, bu kişi adına herhangi bir taşıma yapılmadığı, faturada yer ayan Tavşanyi’da herhangi bir nakliyenin kesinlikle sözkonusu olmadığı, sözkonusu güzergahta taşıma yapıldığım gösteren benzin faturası ve benzeri belgelerin kayıtlarında bulunmadığım ifade ettikleri, öte yandan kaydi envanter sonucu bulunan kayıt ve beyan dışı bırakılan kömür satışı ile ilgili olarak düzenlenen 23.12.1992 tarihli tutanakta, yükümlü tarafından H. A.Ş.’den alınan 2.635.800 kg. kömür faturasının defterlerine hataen kaydedilmediği, bu nedenle sözkonusu kömürün satışında da kayıtlardaki karışıklık nedeniyle fatura düzenlenmediği ve hasılatlara yansıtılmadığının ifade edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar karşısında iki adet nakliye faturasının gerçek bir hizmeti yansıtmadığı, içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğu, diğer taraftan kaydi envanter sonucu bulunan kömür satışının kayıt ve beyan dışı bırakıldığı sonucuna varılmıştır. Bu durumda içeriği itibarıyla yanıltıcı olan iki adet nakliye faturasında yer alan katma değer vergilerinin indirilemeyeceği ve kayıt dışı bırakılan kömür satış bedeli nedeniyle yapılan tarhiyatta isabetsizlik bulunmadığından mahkemece yazılı gerekçeyle verilen kararda isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, Ankara 5. Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliği ile karar verildi.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı