Danıştay Üçüncü Daire
Vergi Dairesinin davanın süresinde açılmadığına ilişkin iddiası mahkemece gözönünde bulundurulmadığından, bu hususun tespiti bakımında kararın bozulması gerekmektedir. İstemin Özeti: Davacı kooperatifin verdiği net aktif vergisi beyannamesi üzerinden adına tahakkuk ettirilen net aktif vergisine karşı açılan davayı; davalı Vergi Dairesi ihtirazı kayıtla verilmeyen beyannameler üzerine dava açılamayacağını ileri sürmekte ise de, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 378. maddesinde yeralan 'beyana itiraz edilemez' kuralının uygulanmasında vergi hatalarının ayrık tutulduğu, olayda sözkonusu olan muafiyet iddiası da, aynı Kanunun 118/2. maddesine göre vergi hatasına girdiğinden aksi yöndeki iddiaya itibar edilmediği, 3986 sayılı Kanunun 5/a maddesinde, bilanço esasına göre defter tutmak mecburiyetinde bulunan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin net aktif vergisinin de mükellefi olduklarının açıklandığı, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1. maddesi hükmüyle kooperatifler de kurumlar vergisine tabi tutulmuş ise de, aynı Kanunun 7/16. maddesinde belirlenen şartları taşıyan kooperatiflere kurumlar vergisi muafiyetinin tanındığı, her ne kadar 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 93/4. maddesinde, 'kooperatifler... faaliyete geçen üst kuruluşlara girmedikleri takdirde kurumlar vergisi muaflığından yararlanamaz.' denilmekte ise de, bu hükme dayanılarak muafiyeti şartlarının ihlalinden söz edilemeyeceği, zira bu konuda özel kanun Kurumlar Vergisi Kanunu olup anılan kanunda da böyle bir koşulun yer almadığı, dolayısıyla üst kuruluşa üye olmama dışında Kurumlar Vergisi Kanununun 7/16. maddesinde yeralan koşulların ihlal edildiği tespit edilmeden kurumlar vergisi mükellefiyetinin varlığının kabul edilemeyeceği, öte yandan, 1 seri No.lu Net Aktif Vergisi Genel Tebliğinde, kurumlar vergisinden muaf bulunan kooperatifler ile kurumlar vergisi beyannamesi vermek zorunda bulunmayan kooperatiflerin net aktif vergisi ödemeyeceklerinin, 2 seri no.lu Net Aktif Vergisi Genel Tebliğinde de, ilgili kanunlardaki muafiyet şartlarım taşımayan ve bu nedenle kurumlar vergisi mükellefi olan kooperatiflerin net aktif vergisine tabi olacağının açıklandığı, olayda, davacı yapı kooperatifinin Sanayi ve Ticaret Bakanlığının hazırladığı tip ana sözleşmesine göre kurumlar vergisi muafiyetini taşıdığı, bu muafiyet şartlarını ihlal ettiği veya Net Aktif Vergisi Genel Tebliğleri hilafına hareket ettiği yolunda bir tespitin bulunmadığı anlaşıldığından net aktif vergisi ödeme yükümlülüğü bulunmayan kooperatifin verdiği beyanname üzerine yapılan tahakkuk işleminde yasalara uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kabul eden Vergi Mahkemesi kararının; davacı kooperatifçe üst birliğe üye olunduğunun ispatlanamadığı ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 'Dava Açma Süresi' başlığım taşıyan 7. maddesinde; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış ve Vergi Mahkemelerinde otuz gün olduğu, bu sürelerin; vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda; tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin, tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği tarihi izleyen günden başlayacağı hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, davacı kooperatif tarafından 6.7.1994 ve 6.7.1.994 tarihli tahakkuk fişleri ile tahakkuk ettirilen net aktif vergisine karşı 7.11.1994 tarihinde dava açıldığı, vergi dairesince verilen savunmada süre aşımı itirazında bulunulduğu, ancak mahkemece verilen kararda bu konuda bir hükme yer verilmediği anlaşıldığından temyize konu kararın, davanın süresinde açılıp açılmadığı yolunda yapılacak araştırmadan sonra karar verilmek üzere bozulması gerekmektedir. Öte yandan kararda beyannamenin ihtirazı kayıtla verilmediğinden söz edilmekte ise de, dosyada mevcut ve süresinde verilen beyannamelerde ihtirazı kaydın bulunduğu görülmektedir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, oybirliği ile karar verildi.