Danıştay Üçüncü Daire
Toplu sevk irsaliyesi ile pazarlanan emtianın satışı anında fatura düzenlenmemiş olması fatura düzenlememe eylemini değil usulüne aykırı sevk irsaliyesi düzenleme eylemi oluşturur. İstemin Özeti: Davacı şirket 26.02.1995 gün ve 41330 No.lu toplu sevk irsaliyesi ile muhtelif müşterilere pazarlamak üzere .............. plakalı vasıtası ile sevk ettiği mallardan ................. 28.02.1995 tarihinde sattığı emtia için anında fatura düzenlemediğinden bahisle 1995 takvim yılı için kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 231/5. maddesinde, faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami on gün içinde düzenleneceği, bu süre .içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, aynı Kanunun 4008 sayılı kanunla değişik 353/1. maddesinde de, verilmesi ve alınması icabeden fatura gider pusulası ve müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzunu vermeyen ve almayanlardan her birine her fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzu için 1.000.000 liradan (01.01.1996 tarihinden itibaren 10.000.000 lira) aşağı olmamak üzere bu vesikalara yazılması gereken meblağın yüzde yirmibeşi nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceğinin hükme bağlandığı, madde hükümlerinin incelenmesinden, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren on gün içinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağının, fatura vermeyen ve almayanlardan her birine ayrı ayrı özel usulsüzlük cezası kesileceğinin anlaşıldığı, olayda ceza kesilmesine dayanak alınan 28.02.1995 günlü tutanağın incelenmesinden; satış anında fatura düzenlenmediği belirlenen 10.400.000 liralık emtiaya ait faturanın on günlük yasal sürede satışın yapıldığı günde A1 No:058305 sayıyla düzenlettirildiği anlaşıldığından, satış anında fatura düzenlenmemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasında yasal isabet görülmediği, idarece 173 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin C/1a şıkkında, toplu sevk sonucu emtia satışı sırasında faturanın düzenlenmesi gerektiğinin belirtildiği, bu nedenle kesilen cezanın yerinde olduğu ileri sürülmekte ise de, Genel Tebliğin Kanuna aykırı olamayacağı gibi yargı yerlerinde bağlayıcı bir niteliğin mevcut olmadığı, kaldı ki, anılan tebliğin sözü edilen C/1a şıkkının son bendinde, 'diğer taraftan faturanın malın teslimi anında düzenlenmesi şartıyla önceden tek bir sevk irsaliyesi düzenlenebilmesi imkanı tanınan mükelleflerin, faturayı anında düzenlemeyip daha sonra on günlük süre içinde düzenlemek istemeleri halinde belirtilen kolaylıktan yararlanmalarının mümkün bulunmadığı, bu takdirde genel esaslara göre malın şevki anında her alıcı için ayrı bir sevk irsaliyesi düzenlemeleri gerekmektedir' denilmekle faturayla ilgili yapılacak işlemler değil C/1a şıkkının başlangıcında da belirtildiği gibi alım satım çeşitli şekillerine göre irsaliye ile ilgili olarak yapılacak işlemler açıklandığından davalı idarenin bu iddiasında da yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek kesilen özel usulsüzlük cezasını kaldıran Vergi Mahkemesi kararma karşı davalı idare tarafından yapılan itirazı kabul ederek mahkeme kararım bozup davayı reddeden Konya Bölge idare Mahkemesi kararının; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353. rnaddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan 4008 sayılı kanunla değişik şeklinin 1. bendinde; verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzunu vermeyen ve almayanlardan her birine, her fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzu için 1.000.000 liradan aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın yüzde yirmibeşi nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilmesinin öngörüldüğü, anılan .kanunun 231. maddesinin 5. fıkrasında da, faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami on gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağının hükme bağlandığı, maddelere göre kanunun mükelleflere, faturanın düzenlenmesi için malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren on günlük bir süre tanıdığı, mükelleflerin,' sözkonusu haklarım kullanarak, anılan on günlük süre içerisinde olmak kaydıyla, faturalarım herhangi bir tarihte düzenleyebilecekleri, ayrıca kanunun bu sürenin artırılması veya azaltılması ya da faturanın belli tarihte düzenlenmesinin zorunlu kılınması konusunda idareye düzenleme yapma yetkisin! de vermediği, bu bakımdan, 173 No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin (c) bendinin (a) paragrafında yeralan ve toplu sevk irsaliyesine konu emtianın satışı anında fatura düzenleme. zorunluluğu öngören düzenlemenin, mükelleflere Vergi Usul Kanununun 231. maddesinin 5. fıkrasında, fatura düzenleme konusunda tanınan süreyi kaldırması ve öngörülen süre içerisinde fakat satış anından sonra düzenlenen faturanın hiç düzenlenmemiş sayılmasını gerektirmesinin olanaklı bulunmadığı, Genel Tebliğin anılan düzenlemesinde öngörülen koşula uyulması, Vergi Usul Kanununun 230. maddesinin 5. fıkrasına göre her alıcıya gönderilen emtia için ayrıca düzenlenmesi asıl olan sevk irsaliyesinin, mükelleflerin kendi araçları ile nakledilen ve alıcıları ile alacakları miktarı belli olmayan emtianın tamamı için topluca düzenlenmesi halinde geçerli olduğu, başka anlatımla da, toplu sevk irsaliyesi ile pazarlanan emtianın satışı anında fatura düzenlenmemiş olmasının, fatura düzenlememe eylemim değil sevk irsaliyesi düzenlememe ya da usulüne aykırı sevk irsaliyesi düzenleme eylemin! oluşturacağı, bu eylemin ise Vergi Usul Kanununun 353. maddesinin dava konusu ceza kesme işlemine dayanak alınan 1. bendinde sayılan eylemlerden de olmadığı, olayda davacı şirketin, yoklama anından sonra, aynı tarihte ve on günlük süresi içerisinde fatura düzenlendiğinde ihtilaf bulunmadığından fatura düzenlememe eyleminin gerçekleşmemiş bulunması nedeniyle davacı şirket adına kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararının bozan Konya Bölge idare Mahkemesi kararının yürürlükteki mevzuata aykırı bulunduğu ileri sürülerek Danıştay Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması isteminden ibarettir. Karar: Uyuşmazlık; davacı şirketin 26..02.1995 gün ve 41330 No.lu toplu sevk irsaliyesi ile muhtelif müşterilere pazarlamak üzere ................ plakalı vasıtası ile sevk ettiği mallardan (R.K.)'ye 28,02.1995 tarihinde satılan emtia için anında fatura düzenlememesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin bulunmaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 231. maddesinin 5. fıkrasında; faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami on gün içinde düzenleneceği, bu süre içinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, aynı Kanunun 353. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan 4008 sayılı Kanunla değişik şeklinin 1. bendinde de, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzunu vermeyen ve almayanlardan her birine, her fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzu için 1.000.000 liradan aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın yüzde yirmibeşi nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği hükme bağlanmıştır. Yukarıda açıklanan kanun maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami on gün içinde faturanın düzenlenmemiş olması gerekmektedir. Dava dosyasının incelenmesinden; 26.02.1995 gün ve 41330 sayılı toplu sevk irsaliyesi ile pazarlanmak üzere servise çıkarılan ve 28.02.1995 tarihinde satılan 10.400.000 liralık emtia için malın teslimi anında fatura düzenlenmediğinin aynı gün yapılan yoklama ile tespit edilmesinden sonra aynı tarih ve 058305 No.lu fatura düzenlenmiş olmasına karşın idarece davacı şirket adına özel usulsüzlük cezası kesildiği anlaşılmaktadır. Görüldüğü üzere Kanun, mükelleflere, faturanın düzenlenmesi için, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren on günlük bir süre tanımış bulunmaktadır. Mükellefler, sözkonusu haklarının kullanarak on günlük süre içinde olmak koşuluyla faturalarım herhangi bir tarihte düzenleyebilirler. Bu sürenin artırılması veya azaltılması ya da faturanın belli bir tarihte düzenlenmesinin zorunlu kılınması konusunda idareye düzenleme yapma yetkisi de verilmiş değildir. 173 No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin (c) bendinin (a) paragrafında yeralan ve toplu sevk irsaliyesine konu emtianın satışı anında fatura düzenleme zorunluluğu getiren hüküm, Vergi Usul Kanununun 231. maddesinin 5. fıkrasında mükelleflere fatura düzenleme konusunda tanınan süreyi kaldıramayacağı gibi öngörülen süre içerisinde fakat satış anından sonra düzenlenen faturanın hiç düzenlenmemiş sayılmasına da imkan vermemektedir. Genel Tebliğin düzenlemesinde öngörülen koşula uyulması, Vergi Usul Kanununun 230. maddesinin 5. fıkrasına göre her alıcıya gönderilen emtia için ayrıca düzenlenmesi asıl olan sevk irsaliyesinin, mükelleflerin kendi araçları ile nakledilen ve alıcıları ile alacakları miktar belli olmayan emtianın tamamı için topluca düzenlenmesi halinde geçerli olabilir. Başka bir anlatımla, toplu sevk irsaliyesi ile pazarlanan emtianın satışı anında fatura düzenlenmemiş olması, fatura düzenlememe eylemini değil sevk irsaliyesi düzenlememe ya da usulüne aykırı sevk irsaliyesi düzenleme eylemini oluşturur. Bu ise, Vergi Usul Kanununun 353. maddesinin dava konusu ceza kesme işlemine dayanak alınan 1. bendinde sayılan eylemlerden değildir. Bu durumda davacı şirketin yoklama anından sonra, aynı tarihte ve kanunun tanıdığı on günlük yasal süre içerisinde fatura düzenlediğinde ihtilaf bulunmadığından Vergi Mahkemesi kararının bozulması yolundaki Konya Bölge idare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcısı tarafından yapılan temyiz isteminin kabulü ile Konya Bölge idare Mahkemesi kararının; 2577 sayılı'idari Yargılama Usulü Kanununun 51. maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.