Danıştay Onbirinci Daire
Arzuhalcilik faaliyetinden dolayı götürü usulde vergiye tabı olan mükellefin babasının bir kooperatifin iş takibi için aldığı meblağı oğluna verdiğine dair bir tespit yapılmadan ve hu meblağı oğluna verdiğine dair bir beyanı bulunmadığından; mükellefin emlakçılık faaliyetiyle uğraştığı kabul edilerek gerçek usulde vergilendirilmesi mümkün değildir. İstemin Özeti: Arzuhalcilik İşinden götürü usulde mükellef bulunan yükümlünün emlak alım satımına ilişkin faaliyette bulunduğundan bahisle gerçek usulde mükellefiyeti tahsis ettirilerek adına 1991 yılı dönemleri için katma değer vergisi salınmış, kaçakçılık ve usulsüzlük cezaları kesilmiştir. Ankara 5. Vergi Mahkemesi 7.12.1994 Gün ve E: 1994/784, K: 1994/1645 Sayılı kararıyla, dosyanın incelenmesinden, yükümlünün babasıyla aralarında düzenledikleri protokole göre borç ve alacaklarım tayin ve tespiti büro aracılığı ile (emin edilen ev, arsa, arazi alım satımlarında tellallık ve komisyon alınmasında babası yetkili kıldığı, babasının bir kooperatife arsa teminine aracılık etmesi nedeniyle kooperatiften 1988 ve 1989 yılları içinde toplam 2.500.000 lirayı ’G. Emlak’ adına tahsil ettiğinin tesbit edildiği ileri sürülerek cezalı tarhiyat yapılmış ise de, inceleme raporu eki 24.12.1992 tarihli tutanağın incelenmesinden yükümlünün babası olan (O. G.)ı ifadesinde, arzuhalcilik yapan oğluna Tapu Müdürlüğü’nde iş takibi yaparak yardımcı olduğu, söz konusu kooperatiften tahsil ettiği söylenilen 2.500.000 lirayı oğluna verdiğine ilişkin bir beyanı bulunmadığı gibi yükümlünün de bu hususta bir ifadesi alınmadığı, idare tarafından, yükümlünün bu işi yaptığı ve karşılığında bir ücret elde ettiğinin somut belgelerle açık olarak ortaya konulamadığı. yalnızca yükümlünün babası ile yaptığı protokolden hareketle yükümlünün bu işi yaptığı ve gelir elde ettiği sonucuna ulaşılarak olayın takdir komisyonuna sevkinde ve takdir olunan matrah üzerinden cezalı tarhiyat yapılmasında. isabet görülmediği gerekçesiyle terkin edilmiştir. Vergi dairesi müdürlüğünce, (D. G.)’nin bir kooperatife arsa temini karşılığı yaptığı tahsilatı yükümlü (oğlu) adına yaptığının tesbit edildiği, öte yandan, farklı dönemlere ilişkin olarak düzenlenen ihbarnamelere ayrı ayrı dava açılması gerektiği ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir. Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında. yerinde ve kararın bozulmasıni sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine Ankara 5. Vergi Mahkemesinin 7.12.1994 Gün ve E:1994/734, K: 1994/1645 Sayılı kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi.