|
Dairesi
Faturanın on günlük süreden sonra düzenlenmesi halinde, hiç düzenlenmemiş sayılarak özel usulsüzlük cezası kesilmesi mümkün değildir.
|
|
Karar No
1996/3135
|
|
Esas No
1996/191
|
|
Karar Tarihi
04-07-1996
|
|
|
Danıştay Dördüncü Daire Faturanın on günlük süreden sonra düzenlenmesi halinde, hiç düzenlenmemiş sayılarak özel usulsüzlük cezası kesilmesi mümkün değildir. İstemin Özeti: Düzenlenen tutanakla davacının satışım yaptığı emtia için 10 günlük sürede fatura düzenlemediğinden söz edilerek 1995 yılı için özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla, konuyla ilgili kanun hükmünde 10 günlük süre içinde düzenlenmeyen faturanın hiç düzenlenmemiş sayılacağının belirtildiği, davacının da bu yasal süre içinde fatura düzenlemediği anlaşıldığından kesilen cezada kanuna aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davayı reddetmiştir. Davacı, süresinde fatura düzenlenmemesinin bir şekil noksanlığı olduğunu ve ancak usulsüzlük cezası kesilmesinin mümkün olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: 213 sayılı Vergi Usu) Kanununun 353. maddesinin 1. fıkrasında verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzunu vermeyen ve almayanlardan her birine, her fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzu için özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiştir. Bu madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle maddede sayılan belgelerin verilmediğinin ve alınmadığının belirlenmesi ve bu belgeleri vermeyen ve almayanların saptandığına ilişkin hukuken geçerli bir tespitin mevcut olması gerekmektedir. Düzenlenen tutanakla satışı yapılan emtianın 3.1.1995 tarihinde teslim edildiği halde 16.1.1995 tarihinde fatura verildiği tespit edildiğinden anılan kanun hükmünde belirtilen fatura verilmemesi halinin söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, özel usulsüzlük cezası kesilmesini öngören ve bu cezanın kesilmesine dair koşulları düzenleyen maddede belirtilen unsurlar uyuşmazlık konusu olayda bir arada gerçekleşmemiş bulunduğundan, idari cezalar için de geçerli olan ’cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı’ yolundaki genel ceza hukuku ilkesinin varsayım ya da kıyas yoluyla ceza tayinine olanak tanınmaması yönünden, davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasının usul ve kanuna uygun olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu nedenle, Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi.
|
|