|
|
|
Dairesi
Ciro İskontosunda KDV Belli bir ciro aşılması halinde uygulanan iskontonun,
|
|
Karar No
1996/2838
|
|
Esas No
1996/2327
|
|
Karar Tarihi
02-07-1996
|
|
|
Danıştay Onbirinci Daire
Ciro İskontosunda KDV Belli bir ciro aşılması halinde uygulanan iskontonun, Malın satışı ve satışın miktarı ile ilgili olması nedeniyle, ’satıcının alıcıya belli bir miktarın üzerinde mal almaşı halinde birim fiyat ya da toplam satış tutarı üzerinden belli oranda yapılan indirim’ şeklinde tanımlanan miktar iskontosu olarak kabul edilmemesi gerekir. Doğrudan doğruya ve münhasıran muhatap için yapılmaması nedeniyle hizmet veya prim kapsamında KDV’ye tabi tutulması mümkün değildir. İstemin Özeti: Yükümlü şirketin 1992 yılı hesaplarının incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak Ekim dönemi için kusur cezalı katma değer vergisi tarh edilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; olayda deterjan ve sabun imal ve satışı ile kozmetik ürünleri satışı yapan yükümlü şirketin ana firma olarak bayilere yaptığı, belli bir miktarı aşan ciroya ulaşılması halinde uygulanan iskontonun katma değer vergisine tabi olduğu öne sürülerek şirket adına cezalı tarhiyat yapıldığı, 3065 sayılı Kanunun 24/c maddesinde, vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirlerin matraha dahil unsurlar arasında sayıldığı, aynı Kanunun 25. maddesinde ise, teslim ve hizmet işlemlerine fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen ticari teamüllere uygun miktardaki iskontoların katma değer vergisi matrahına dahil olmadığının hükme bağlandığı, miktar iskontosunun satıcının alıcıya belli bir miktarın üzerinde mal almaşı halinde birim fiyat ya da toplam satış tutan üzerinden belli bir oranda yapılan indirim olduğu, bu indirimin doğrudan doğruya satın alınan mallar ve malın miktarıyla ilgili bulunduğu, satın alma sırasında satın alanın lehine uygulandığı ve fatura yer aldığı, olayda ise yapılan ödeme satılan malla ilgili olmayıp, malın satışı ve özellikle bu satışın miktarıyla ilgili olduğundan bu tür ödemenin ’miktar iskontosu’ olarak kabul edilemeyeceği, diğer taraftan 3065 sayılı Kanunun ’hizmeti tanımlayan 4. maddesi hükmüne göre yapılan işin ’hizmet’ sayılabilmesi için doğrudan doğruya ve münhasıran muhatap için yapılması gerektiği, olayda ise yapılan işi bu maddede sayılanlar arasında yer almadığı gibi, yükümlünün satın aldığı malı belli bir miktarın üzerinde satması, doğrudan doğruya ve münhasıran satıcı için yapılmış bir hizmet niteliğinde olmadığından ödemenin prim olarak da kabul edilemeyeceği, diğer taraftan olayda, yapılanın bir hizmet, bunun karşılığının da prim olarak kabul edilmesi halinde dahi; yükümlünün ödeyeceği katma değer vergisi, alıcı tarafından indirim konusu yapılarak geri alınacağından böylelikle ortada yansıtılabilir bir verginin kalmayacağı ve mal alan bayilerin de nihai tüketici durumunda olmadığı açık bulunduğundan tarh edilen cezalı vergide yasal isabet görülmediği gerekçisiyle terkin etmiştir. Vergi Dairesince, inceleme raporuna dayanılarak tarh edilen cezalı vergide yasal isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.
*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.
|
|
ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi
|
|
Excel Dokümanı
|
|
|
|
|
|
|
|