Danıştay Üçüncü Daire
Bir gelir kaynağında oluşan zarar meydana geldiği dönemde mevcut diğer gelir kaynaklarından elde edilen kazanç ve iratlardan mahsup edilebilecektir. İstemin Özeti: Davacının yolcu taşıma işinde kullandığı ...DS.581 plaka sayılı 1977 Model otobüsü 1993 takvim yılında satışı için beyan ettiği değerin emsaline göre düşük bulunması nedeniyle takdir komisyonunca takdir edilen bedel üzerinden adına re’sen salınan gelir, geçici gelir vergileri ile bu vergilere bağlı olarak kesilen kaçakçılık ve ağır kusur cezalarına karşı açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, kasko değeri 98.668.000 lira olan otobüsün 10.000.000 lira bedelle satıldığını beyan edilmesi ve beyan edilen değerin emsaline göre düşük bulunması nedeniyle takdir komisyonunca kasko değerinin done alınması ve hayat standardı esasına göre beyan edilen matrah düşülerek takdir edilen 65.023.000 lira matrah farkı üzerinden cezalı vergi tarhiyatı yapıldığının, anlaşıldığı, 24.1.1991 tarihli dilekçe ile otobüsle kaza yaptığından faaliyetinin durduğu, 12.2.1991 tarihli dilekçe ile de tamir ettirerek aynı otobüs ile yolcu taşıma işine başladığım vergi dairesine bildiren davacının 1993 yılında otobüsünü hasarlı olarak sattığı yolundaki iddiasının tarhiyatı kusurlandıracak nitelikte görülmediğinden, kasko değerinin esas alınması ve davacı lehine hareketle beyan edilen matrah düşülerek takdir komisyonunca takdir edilen matrah farkı üzerinden yapılan vergi tarhiyatında isabetsizlik görülmediği, olayın oluş biçimi matrahın tespit şekli dikkate alındığında, bulunan matrah farkı üzerinden salınan vergilere bağlı olarak kesilen kaçakçılık ve ağır kusur cezalarının kusur cezasına çevrilmesinin uygun olacağı gerekçesiyle kısmen kabul eden Vergi Mahkemesinin kararının; kasko değerinin tek basma takdire döne alınamayacağının Maliye Bakanlığı Ge nel Tebliğinde belirtildiği, re’sen tarhiyata konu matrah farkının tespitinde, uyuşmazlık dönemine ait zararın gözardı edildiği ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: Temyiz istemi, yolcu taşımacılığı işi ile uğraşan davacının sahibi bulunduğu otobüsün satış değerini emsaline göre düşük beyan etmesi nedeniyle takdir komisyonunca kasko değeri done alınarak tekdir edilen bedelden uyuşmazlık döneminde hayat standardı esasına göre beyan edilen matrah düşülerek belirlenen matrah farkı üzerinden adına re’sen salınan vergiler ile kesilen cezalara karşı açılan davayı kısmen kabul eden Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına ilişkindir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 85. maddesinde, mükelleflerin ikinci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları yıllık beyannamede toplamaya mecbur oldukları, aynı Kanunun 88. maddesinde de gelirin toplanmasında gelir kaynaklarının bir kısmında hasıl olan zararının diğer kaynakların kazanç ve iratlarına mahsup edileceği hükme bağlanmıştır. Anılan kanun hükümlerinin birlikte incelenmesinden, bir gelir kaynağında oluşan zararın meydana geldiği dönemde mevcut diğer gelir kaynaklarından, bu şekilde de zarar kapatılmazsa takip eden dönemlerde elde edilen kazanç ve iratlardan mahsup edileceği sonucuna varılmaktadır. Dosyanın incelenmesinden, iki otobüs ile yolcu taşımacılığı işi ile uğraşan davacının uyuşmazlık dönemine ilişkin olarak verdiği yıllık gelir vergisi beyannamesinde toplam 279.948.331 lira zarar beyan ettiği, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 116. maddesi uyarınca hayat standardı esasına göre 33.645.833 lira matrah üzerinden adına gelir ve geçici gelir vergisi tahakkuk ettirildiği....DS.581 plaka sayılı 1977 model otobüsün satışı için beyan edilen 10.000.000 lira bedelin emsaline göre düşük bulunması nedeniyle takdir komisyonunca 98.668.000 lira kasko değeri emsal alınarak takdir edilen bedelden beyan edilen matrahın düşülmesi sonucu bulunan 65.023.000 lira matrah farkı üzerinden re’sen cezalı vergi tarhiyatı yapıldığı anlaşılmaktadır. Olayda, otobüs satışından elde edilen kazancın aynı dönemde otobüs işletmeciliğinden doğan zarardan yukarda anılan kanun maddeleri hükümleri uyarınca mahsup edilmesi, bir başka ifade ile otobüs satışından doğan kazancın işletmenin diğer faaliyetinden doğan zararım azalttığı açıktır. Birden fazla işi olan davacının bu işlerinden biri için zarar beyan edilmesinde ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 116. maddesinde öngörülen gerçek usulde gelir vergisine tabi ticari, zirai ve mesleki kazanç sahiplerinin beyan ettikleri gelir (zarar beyan edilmesi dahil) hayat standardı esasına göre bulunacak tutardan düşük elması durumunda bu şekilde tespit olunan tutardan 31. maddedeki indirimler yapıldıktan sonra kalan miktar vergi tarhına esas alınacağı yolundaki hükmü uyarınca vergi tahakkuk ettirilmiş olması beyannamede gösterilen zararın re’sen yapılan tarhiyatlarda matrahın belirlenmesinde dikkate alınmamasını gerektirmez. Bu durumda, otobüs satışından doğan kazancın diğer gelir kaynaklarından oluşan zarardan mahsubu gerektiğinden, bu husus dikkate alınmadan eksik inceleme sonucu tarhiyatın kusur cezalı olarak tadili yolunda verilen mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararınin bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.