Dairesi
Kanuni süre içerisinde defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen, bilinen adresinde bulunamayan, banka hesabı, mal varlığı, yeterli sermayesi ve kullandığı kredisi olmamasına karşın bir trilyon liralık ciro yapmış görünen şirketin, gerçekte mal satışı olmadan içeriği itibariyle sahte fatura düz
Karar No
1996/2514
Esas No
1995/4110
Karar Tarihi
20-06-1996

Danıştay Üçüncü Daire

Kanuni süre içerisinde defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen, bilinen adresinde bulunamayan, banka hesabı, mal varlığı, yeterli sermayesi ve kullandığı kredisi olmamasına karşın bir trilyon liralık ciro yapmış görünen şirketin, gerçekte mal satışı olmadan içeriği itibariyle sahte fatura düzenlediğinin kabulü gerekir. İstemin Özeti: Tarım ürünleri ticareti ile uğraşan davacının Aralık 1992 döneminde gerçekte üreticiden yaptığı alımları, içeriği itibariyle sahte ve yanıltıcı fatura kullanmak suretiyle tüccardan alınmış gibi gösterdiğinden bahisle düzenle nen inceleme raporuna dayanılarak adına re'sen salınan gelir (stopaj) vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararma uyularak duruşma yapıldıktan sonra dosyanın incelenmesinden olayda; uyuşmazlığa konu tarımsal ürünlerin çiftçilerden satın alındığına ilişkin kesin ve hukuken geçerli bir tespit bulunmadığı, öte yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11. maddesine 3418 sayılı Kanunla eklenen fıkra ile tanınan yetkiye dayanılarak Maliye Bakanlığınca yayınlanan 164 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, 5590 sayılı Kanuna göre kurulmuş olan ticaret borsalarında, borsada işlem gören tarımsal ürünlerin tescil ettirilerek çiftçi dışındaki kişi ve kuruluşlardan satın alınması halinde satın alanların vergi kesintisinden zincirleme sorumluluklannın bulunmadığı, bu gibi durumlarda borsaların, borsa yöneticilerinin ve tarımsal ürünü borsaya getirenlerin müteselsilen sorumlu olduğunun belirtildiği, dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından uyuşmazlık konusu dönemde borsada tescil edilerek işlem gören tarımsal ürünlerin çiftçi dışındaki kişi ve şirketlerden satın alındığı anlaşıldığından, bu ürünlere ait gelir (stopaj) vergisinin tevkif edilip vergi dairesine yatırılmasında sorumluluğu bulunmayan davacı şirket adına yapılan cezalı tarhiyatta yasal uyarlık görülmediği gerekçesiyle kabul ederek dava konusu kaçakçılık cezalı tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesinin kararının; inceleme raporuna dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: Temyiz istemi, zirai ürün ticareti ile uğraşan davacının ürün alımlannda içeriği itibariyle yanıltıcı (sahte) fatura kullanarak vergi kesintisi sorumluluğundan kaçındığından söz edilerek adına re'sen salınan gelir (stopaj) vergisi ile bu vergiye bağlı olarak kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına ilişkindir. 213 ayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesinin (B) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık olmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı hükme bağlanmıştır. Dosyanın ve dosyada mevcut inceleme raporunun incelenmesinden, davacı şirketin uyuşmazlık konusu dönemde zirai ürün alımında bulunmuş göründüğü (x) Canlı Hayvan ve Gıda Maddeleri ithalat ihracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin 3.11. 1992 tarihinde ............ ve ........... ortaklığında kurulduğu, 1992 hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesini vermemesi üzerine iş merkezi olan adreste yapılan yoklamada şirketin anılan adresten ayrıldığının ve yeni adresinin bilinmediğinin tespit edildiği, 24.5.1993 tarihinde posta ile gönderilen dilekçe ile merkez büro adresini değiştirdikleri ve ............ Vergi Dairesinde mükellefiyet tesis ettirdiklerinin anlaşılması üzerine ............ Vergi Dairesindeki mü kellefiyetinin silindiği, bildirilen yeni adrese tebliğ edilmek istenen vergi ve ceza ihbarnamelerinin memur eliyle gönderildiği, ancak adı geçen şirketin bu adreste de mevcut olmadığı, ....................'de olduğu belirtilen adresin bağlı olduğu .................. Vergi Dairesi Müdürlüğünde yaptırılan araştırmada, mükellefiyet kaydının bulunmadığının ve belirtilen adreste (x) Limited Şirketinin kurucu ortağı olan ..............'nün ortak olduğu başka şirketin faaliyette bulunduğunun, (x) Limited Şirketi ile ilgili hiçbir defter ve belgenin bulunmadığı, şirket adına hiçbir mal satışının ve sevkiyatının bulunmadığının tespit edildiği, (y) Limited Şirketinin defter ve belgelerinin bir yazı ile istenildiği, yazının aynı zamanda şirket ortağı ...............'ya dairede tebliğ edildiği, kanuni süre olan 15 gün geçmesine rağmen ilgililer tarafından defter ve belgelerin ibraz edilmediği, tekrar defter ve belgelerinin ibrazının istenilmesine ilişkin ikinci yazının memur eliyle mükellef kurumun bilinen adresine tebliğ edilmek istendiği, ancak mükellef kurumun bilinen adresinde 31.12.1991 tarihinden itibaren bulunmadığının belirlendiği, ayrıca yapılan araştırmalarda bankalar da hesabinin olmadığı, kurum adına kayıtlı herhangi bir gayrimenkul ve taşıtın bulunmadığının tespit edildiği, kuruluşundan bu yana yaklaşık 1 trilyon liralık hasılat yapan firmanın kredi kullanmadığı, 30 milyon liralık bir sermaye ile bu ciroyu yapamayacağının açık olduğu, kaldı ki şirketin bilinen bir adresinin de mevcut olmadığı anlaşıldığından, sözü edilen şirketlerin gerçekte mal satışı yapmadan içeriği itibariyle sahte fatura düzenledikleri sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durumda, davacı şirketin gerçekte müstahsilden aldığı zirai ürünleri tüccardan alınmış gibi gösterebilmek için (y) ve (x) Limited Şirketlerinden gerçek dışı fatura temini yoluna gittiği, bu suretle bir kısım zirai mahsul alımından dolayı gelir (stopaj) vergisi ödemekten kaçındığı anlaşıldığından, adı geçen şirketin ilgili dönemde düzenlediği fatura tutarlarına göre belirlenen matrah farkı üzerinden salınan geiir (stopaj) vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasında kanuna aykırılık bulunmadığı cihetle mahkemece davacının 164 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğine göre gelir vergisi tevkifatından dolayı sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle kaçakçılık cezalı tarhiyatın kaldırılması yolunda verilen kararda yasal isabet görülmemiştir. Kaldı ki, 164 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin 4. madde hükmü de, Danıştay Dördüncü Dairesinin 25.12.1995 gün ve E:1991/752, K:1995(5799 sayılı kararı ile iptal edilmiş bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesinin karannın bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı