Danıştay Dördüncü Daire
Randıman incelemesi tek basma re'sen takdir sebebi olmadığından, kaçakçılık cezasının kusura çevrilmesi gerekmektedir. İstemin Özeti: 1989 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen raporda bir kısım satış hasılatının kayıtlara intikal ettirilmediği ileri sürülerek davacı adına re'sen gelir vergisi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; inceleme raporunda davacının ilgili yıl satış hasılatının dönem başı ve dönem sonu mal mevcutları yıl içi alışlar, davacının beyanına göre belirlenen randıman ve fire oranları dikkate alınarak matrah farkının tespit edildiği, davacının randıman incelemesi sonucu bulunan matrah farkının hatalı olduğunun defter ve belgelerinin incelenmesiyle anlaşılacağı şeklindeki iddiası üzerine ara kararla defter ve belgelerin istenildiği, ancak istenilen belgelerin süresi içinde ibraz edilmediği, bu durumda davacının iddialarım kanıtlayamadığı, inceleme raporu ile bulunan matrah farkının yerinde olduğu, randıman incelemesi sonucu bulunan matrah farkı nedeniyle kaçakçılık cezası kesilemeyeceği gerekçesiyle vergi aslına yönelik davanın reddine, kaçakçılık cezasını kusur cezasına çevrilmesine karar vermiştir. Davacı, olayda re'sen takdir sebebinin bulunmadığım, randıman incelemesinin tek basma re'sen takdir sebebi oluşturamayacağım, defter ve belgelerinin her zaman incelemeye sunulabileceğini, Davalı idare ise olaya kaçakçılık cezası uygulanmasının yerinde olduğunu ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedirler. Karar: 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 30. maddesinde re'sen vergi tarhı, 'vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelerle veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir edilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır' denmek suretiyle tanımlanmış aynı madenin dördüncü bendinde de vergi matrahının tamamen veya kısmen defter kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığının kabul edileceği hallerden biri olarak 'defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması, dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması' hali gösterilmiştir. Kanunun sözü edilen maddesinde öngörülen re'sen vergi tarhına ilişkin hükmün uygulanması, belirtilen madde ile idareye verilen yetki ve görevin eksiksiz yerine getirilerek vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere dayanılarak saptanmasına olanak bulunmadığı hususunda sağlıklı tespitlerin yapılmış olması koşuluna bağlıdır. Bu tür tespitlerin bulunmaması halinde tahmin ve kanaata dayalı hesaplamalarla verginin re'sen tarh edilmesi mümkün değildir. Bu itibarla re'sen tarh yoluyla vergileme yapılabilmesi için Vergi Usul Kanununun 30. maddesinde belirlenen koşulların gerçekleştiğinin bir karineye dayanılmadan, açık ve kesin olarak ortaya konulması gerekir. Olayda, inceleme elemanı tarafından işletmenin uğraş konusu ele alınarak mal giriş ve çıkışları yönünden randıman hesaplanarak bulunan sonuçlar, işletme kayıtlarıyla karşılaştırılarak re'sen takdir sebebi yaratılmıştır. Ancak başkaca açık ve inandırıcı bir tespit ve hukuken geçerli deliller ortaya konulmadığından Kanunda öngörülen anlamda bir re'sen tarh nedeninin varlığından söz edilemez. Bu itibarla re'sen takdir nedeni bulunmayan bu olayda defter ve belgelerin bilirkişi incelemesi için mahkemeye ibraz edilmemesi neden gösterilerek tarhiyatı tasdik eden mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Bu nedenle, davacı temyiz isteminin kabulüyle, Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, Vergi Dairesi Müdürlüğü temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.