Danıştay Dördüncü Daire
Fiili bir durumun tespitine ilişkin olan tutanak, idarenin bir irade açıklaması niteliğinde olmadığından iptal davasına konu edilemez. Alıcının, satın aldığı emtia karşılığında bedelin ödenmemesi düzenlenmesi gerekli usulsüzlük cezası kesilmesin! engellemez. İstemin Özeti: 22.12.1993 günlü tutanakla bir müşteriye satılan emtia için ödeme kaydedici cihaz fişi düzenlenmediğinin tespiti üzerine davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması ve sözkonusu tutanağın iptali istemiyle dava açılmıştır. Vergi Mahkemesi kararıyla; tutanakta sözkonusu emtiayı alan kişinin emtia bedelini ödemediğine dair beyanda bulunduğunun anlaşılması ve davacının bu satış dışında başka bir satışa ilişkin olarak belge düzenlemediği yolunda bir tespitin yapılmamış olması karşısında kesilen özel usulsüzlük cezasının kanuna uygun bulunmadığı gerekçesiyle 22.12.1993 günlü ve L/911469 sayılı tutanağın iptal edilmesine, bu tutanağa istinaden kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, yapılan tespite göre kesilen cezada kanuna ve usule aykırı bir durum bulunmadığım ileri sürerek kararın bozulması istemektedir. Karar: Dava, 22.12.1993 günlü tutanakla bir müşteriye yapılan emtia satışı dolayısıyla ödeme kaydedici cihaz fişi düzenlenmediğinin tespiti üzerine bu tutanak esas alınarak kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması ve sözkonusu tutanağın iptali istemiyle açılmıştır. 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve makat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı, kişisel hakları ihlal olunanlar tarafından iptal davası açılabileceği belirtilmiştir. Maddede davaya konu olacağından söz edilen idari işlem, genellikle 'idari bir yetkinin kullanılması sırasında kamu idaresinin bir organı tarafından açıklanan irade beyanı' olarak tarif edilmektedir. Tarifte yer alan, işlemin 'idari bir yetkinin kullanılması sırasında' yapılmış olması unsuru işlemin hukuki sonuç doğuracak, kesin ve doğrudan uygulanabilir nitelikte elmasım gerektirir. Vergi dairelerinin, idari işlevleriyle ilgili olarak vergi hukuku alanında tesis ettikleri, uygulanabilir nitelikte, yükümlünün hukukunu doğrudan etkileyen ve onların hak ve yükümlülüklerinde değişiklik veya yenilik yaratan irade açıklamalarının idari davaya konu teşkil edeceğinden kuşku duyulamaz. idarenin vergi tarhı, tahakkuku ve tahsiline ilişkin işlemleri ile birlikte idari işlem tarifindeki unsurları taşıyan diğer işlemleri hakkında dava açılabilirse de idare veya kişilerin yetki. görev ve haklarında hiçbir değişikliğe neden olmayan işlem ve davranışlarının idari davaya konu edilmeleri mümkün değildir. Davada iptali istenen 22.12.1993 günlü tutanak, davacının bir müşteriye sattığı emtia dolayısıyla ödeme kaydedici cihaz fişi düzenlenmediğinin tespitini içermektedir. Fiili bir durumun tespiti yolundaki bu tutanak, idarenin bir irade açıklaması niteliğinde olmadığından, Vergi Usul Kanununun 353. maddesi uyarınca, yükümlü adına özel usulsüzlük cezası kesilmesin! gerektirirse de, idari davaya konu olabilecek bir idari işlem niteliğinde kabul edilemez. Bu tutanağın usule aykırı olarak düzenlendiği ya da gerçeği ifade etmediği yolundaki iddialar, ancak bu tutanak üzerine kesilen ceza hakkında açılacak davada incelenir ve bu davanın sonucunu etkileyebilir. Buna rağmen, sözkonusu tutanağın iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü ile, iptaline karar verilmesinde isabet yoktur. Dosyada örneği bulunan 22.12.1993 günlü tutanakta, satışı yapılan bir adet çanta için ödeme kaydedici cihaz fişi düzenlenmediği tespit edilmiş, Ayrıca müşterinin 'fişini kendisinin istemediği' yolundaki beyanına yer verilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 233. maddesine göre, birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla defter tutmakla yükümlü çiftçiler, fatura vermek durumunda olmadıkları satışların ve .yaptıkları işlerin bedellerini, aralarında ödeme kaydedici cihaz fişinin de bulunduğu belgelerle tevsik etmek zorundadırlar. Bu belgelerin kullanılmaması halinde aynı Kanunun 353. maddesinin 2. fıkrası uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir. Davacı nezdinde düzenlenen tutanakla tespit edilen fiil, anılan kanun hükmüne göre özel usulsüzlük fiilini teşkil etmekte olup, müşterinin fiş istemediğine ilişkin beyanı bu sonucu değiştirici nitelik taşımadığından, aksi yönde verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Bu nedenle, Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.