|
Dairesi
Döviz cinsinden alacakların, Maliye Bakanlığınca tespit edilen dönem sonu kurunun esas alınarak değerleme yapılması zorunlu
|
|
Karar No
1996/1920
|
|
Esas No
1996/1907
|
|
Karar Tarihi
22-05-1996
|
|
|
Danıştay Üçüncü Daire
Döviz cinsinden alacakların, Maliye Bakanlığınca tespit edilen dönem sonu kurunun esas alınarak değerleme yapılması zorunlu bulunduğundan, kur farkının nakden ve hesaben elde edilmediği gerekçesiyle aksine işlem yapılması yasaya aykırıdır. İstemin Özeti: Tekstil Ürünleri imalat ve ihracat işiyle uğraşan ödevli şirketin 1988 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak ikmalen salınan kurumlar vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; davacı şirketin 1988 yılında yaptığı ihracattan dolayı yasal defterine fatura kuru nazarı dikkate alınarak hasılat yazdığı ihraç bedeli dövizin getirilmediği, bilançonun aktifinde yurt dışı müşteriler hesabında alacak olarak görüldüğü, bu döviz alacağı için değerleme yapılmadığından 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 280. maddesine göre dönem sonu itibariyle geçerli olan döviz alış kuru uygulanarak yapılan değerlemeye göre matrah farkı tespit edilmiş ise de: kur farkından bulunan matrah farkına neden olan ihracat bedellerinin şirket tarafından nakden ve hesaben elde edilmediği, şirketin henüz dava konusu kur farkı üzerinde herhangi bir tasarruf yetkisinin bulunmadığı, .tasarruf yetkisi bulunmayan ve tahsil edilmeyen meblağın matrah farkı kabul ederek tarhiyat yapılmasında yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek cezalı tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararım onayan Danıştay Üçüncü Dairesi kararının; dönem sonu bilançosunda yeralan döviz cinsinden alacakların döviz alış kuru üzerinden değerlemeye tabi tutulması gerektiği, vergi inceleme raporuna dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta kanuna aykırılık bulunmadığı, ileri sürülerek düzeltilmesi istemidir. Karar: Uyuşmazlık, davacı şirketin 1988 yılında ihraç etmiş olduğu emtiadan dolayı döviz cinsinden olan alacaklarının, ihtilaflı dönem sonu kapanış bilançosunun aktifinde, değerleme günündeki kur üzerinden değil de, fatura tarihindeki kur üzerinden yer alınmasından kaynaklanmaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 258. maddesinde değerleme, ’vergi matrahının hesaplanması ile ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespitidir’ şeklinde tanımlandıktan sonra aynı Kanunun 280. maddesinde, yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedelinin esas alınacağı, yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemede uygulanacak kurun Maliye Bakanlığınca tespit olunacağı, bu değerleme esaslarının yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir. Anılan Yasa hükümleri uyarınca yabancı para cinsinden olan alacaklarının değerleme gününde (hesap döneminin sonunda) Kambiyo mevzuatı uyarınca yurda getirilmesi zorunlu olan ve olmayan ayırımı yapılmaksızın değerlemeye tabi tutulması ve bu değerleriyle bilançonun aktifine yazılarak dönem kar/zararının hesaplanması gerekmektedir. Dosyada mevcut vergi inceleme raporu ve ekli tutanakların incelenmesinden, davacı şirketin 31.12.1988 tarihli bilançonun aktifinde yeralan döviz cinsinden alacakların dönem sonu itibariyle değerlemesinde, dönem sonunda geçerli olan döviz alış kuru yerine faturanın düzenlendiği tarihteki kurun dikkate alındığı ve yukarıda anılan maddede yazılı esaslara göre değerleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, dönem sonunda döviz cinsinden alacakların Maliye Bakanlığınca tespit edilen dönem sonu kurunun esas alınarak değerleme yapılması zo runJu bulunduğundan Vergi Mahkemesince, kur farkının nakden ve hesaben elde edilmediği gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmesinde yasaya uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, Bursa Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliği ile karar verildi.
|
|